M. Sarmış: Derlemelerinizden kaçı TRT repertuvarına girdi? 

A. Akbıyık: 16'sı girdi. 

M. Sarmış: Aklınızda mı isimleri?

A. Akbıyık: Hatırlamaya çalışayım: Çoğu Tenekeci Mahmut'tan derlediğimiz eserler… "Kala Yeri Yıkılsın Kala Yeri", "Yaz Gelince Yaylaları Gezmeli", "Maraş da Maraş Derler Bu Nasıl Maraş", "Çekin Çadırımı Kuru Yazıya", "Eminem Oturmuş Daşın Üstüne", "Çorabı Çektim Dizime"… Bunların beşi de uzun havadır. Beşi de oğlu Osman Güzelgöz'le beraber ikimizin adına kayıtlıdır. 

M. Sarmış: "Maraş Maraş Derler" çok meşhur. 6 Şubat Depremi dolayısıyla son zamanlarda çok çalınıp dinlenildi. Ben de, özellikle Tatlıses'ten onlarca defa dinlemişimdir. Çok etkileyici.

A. Akbıyık: Onu çok kişi okudu. Seyfettin Sucu da çok güzel okuyor.

İçinde Maraş geçen bir uzun hava daha var, adıma kayıtlı olan; "Bir Ay Doğdu Maraş'tan"… Ahmet Cankat'tan derlemiştim.

Mahmut Güzelgöz'den derlediğim bir kırık hava var: "Bülbül Güle Kon Dikene Konma". Onun uzun havası da vardır; kaynak kişisi yine Mahmut Güzelgöz'dür.  O Bakır Karadağlı adına kayıtlıdır.
Bakır Karadağlı ile beraber Hamza Şenses'ten derlediğimiz bir hoyrat var: "Adam Ağladan Oldum"…
Mustafa Şahin'den derlediğim üç eser var: Biri uzun havadır: "Bilmem Kederden mi Bilmem Tecelli"… "Maya"dır aslında. Hemşerimiz Mahmut Coşkunses plağa okumuştur.  İkincisi "Yerde Yanım  Çürüdü Yerde Yanım" diye başlayan bir hoyrat... Üçüncüsü de uşşak makamında bir gazel: "Aşkım Ebedidir Erecek Sanma Zevâle"…

Repertuvarda Kısaslı Âşık Sefai'den (Mehmet Acet) derlediğim bir deyiş de var. "Şaştım Ya İlâhi Yâr Ben de Şaştım"… Sabri Kürkçüoğlu ile ikimizin adına kayıtlıdır. Hatırladığım kadarıyla Âşık Sefaî ile de röportaj yapmıştınız.

M. Sarmış: Evet, güzel bir röportaj olmuştu; hem kendisi hem de Kısas ve Aleviler hakkında çok şey öğrenmiştim o röportajdan.

A. Akbıyık: Biz de Sabri ile beraber onun kitabını yazmıştık.

M. Sarmış: Biliyorum. Röportaja hazırlanırken o kitaptan çok faydalanmıştım.

A. Akbıyık: Repertuvardaki eserleri saymaya devam edeyim. Seyfettin Sucu'dan derlediğim "Çimensiz Dağlarda Ceylan Yayılmaz" diye başlayan bir uzun hava… Hüseyni makamındadır.
M. Sarmış: Seyfettin Sucu, biliyorsunuz Kamberiyelidir. Küçükken görürdüm zaman zaman. Çok iyi bir icracı diye biliyorum. Demek kaynak kişiliği de varmış.

A. Akbıyık: Osman Güzelgöz'le ikimizin adına kayıtlı başka bir eser de "Sabadan Gül Yüzünde" diye başlayan bir gazel. Fuzuli'nin gazeli. Ahmet Uzungöl çok güzel okur.

En son "Kara Çaya İnerken Potinim Kaldı" türküsü repertuvara alındı; "Tütüncü Kız" diye de bilinir. Bu türkü ile 2010 yılında Kars'ta yapılan derleme yarışmasında Türkiye birincisi oldum.
Bu arada bir şeyi de belirteyim; ben, Osman Güzelgöz, Sabri Kürkçüoğlu, Bakır Karadağlı, bizim arkadaşlığımız dostluğa dönüşmüş, dostluktan da kardeş olmuşuz. Bu derleme çalışmalarını da birlikte yapmışız. Dolayısıyla TRT'de "Bu türkü illa benim adıma geçsin, bu Osman'ın adına, bu Sabri'nin adına, Bakır'ın adına geçsin." diye bir gayretimiz olmamış. "Yeter ki Urfa adına kayıtlı olsun, adlarımızın çok da ehemmiyeti yok." dedik. Onun için bazıları Osman'la, bazıları Sabri'yle, bazıları Bakır ile birlikte kayıtlıdır. Ha, yalnız birimizin adına kayıtlı olanlar da vardır. 

M. Sarmış: Radyo ve televizyon programlarınızı aynı zamanda derleme çalışmaları için de değerlendirmişsiniz.
A. Akbıyık: Evet, kaynak kişilerle program yaparken aynı zamanda derleme de yapıyordum.

M. Sarmış: Hangi radyoda?

A. Akbıyık. Radyo Mega'da… Eski Kızılay binasının oradaydı o zaman. Programımızın adı "Şanlıurfa Folklorundan Bir Demet"ti. Urfa folkloruyla ilgili konuları işliyorduk. Orada ayrıca "Bir Şair Bir Şiir" adıyla da programlar yaptım, şairlerimizi ve şiirlerini tanıttım. Yine başka bir mahalli radyo olan GAP FM'de "Dost Kahvesi" adıyla yine Urfa folkloru üzerine programlar yaptım.

M. Sarmış: Televizyon…

A. Akbıyık: Uzun yıllar Şanlıurfa Televizyonu'nda "Gönül Telimizi Titretenler" adıyla program yaptım. 30 program oldu sanıyorum. 

Ayrıca orada yayınlanmak üzere "Urfalı Nezif'in Hayatı" ile "Kurtuluşumuz ve Kurtuluş Kahramanlarımız" adlı belgeseller hazırladım.

M. Sarmış: Bu radyo ve televizyon programlarınızın bir kısmını daha sonra kaset olarak da yayınlamışsınız. Biraz onlardan söz eder misiniz? Kimler var?
A. Akbıyık: Şükrü Algın var mesela. Akif İnan var; hem hayatını anlatmış hem kendi şiirlerini okumuş. Adil Saraç var; meşhur şairlerin şiirlerini seslendirdi. O kasetin üzerine kapak yaptık, jelatinledik, profesyonel bir şey oldu. Atilla Maraş var, kendi şiirlerini seslendiriyor. Şair Veysi Dörtbudak'ın seslendirdiği Şanlıurfa üzerine yazılmış şiirlerini de kaset yaptım. Yine Hulusi Öcal var, Mustafa Dişli var.

M. Sarmış: Bazı VCD'ler de hazırlamışsınız…
A. Akbıyık: Evet. "Tenekeci Mahmut Güzelgöz Tanıtım", "Dünden Bugüne Urfalı Müzisyenler" "Şanlıurfa Tanıtım" VCD'leri… Ayrıca "Şanlıurfa Halk Müziği" ve "Şanlıurfalı Gazelhanlar" Microsoft PowerPoint sunumları hazırladım.

 Derleme ile ilgili bir şey daha söyleyeyim. 2019 yılında TRT adına Ankara'dan Urfa'ya geldik. Ankara Radyo Müdürü Merdan Güven'i uzun yıllar önce Erzurum Radyosunda çalıştığı günlerden tanıyordum. TRT Türkü'de 2 yıl program yaptığımızda da daha yakından tanıma fırsatım olmuştu. Bize TRT'nin pek çok ilde derleme çalışmalarına başlayacağından bahsetmişti. Bir gün TRT Türkü'de koordinatör olarak çalışan hemşerimiz Sabri Sabuncu, TRT tarafından Şanlıurfa'da derleme çalışması yapılacağını; yöreyi iyi tanıdığımı, kaynak kişileri ve sanatçıları iyi bildiğimi, bu nedenle bu derleme ekibine mutlaka benim de katılmamı arzu ettiklerini söyledi. "Olur." dedim. Görüşmelerimiz sırasında "Organizeyi de sen yapacaksın." dediler. "Kaç gün sürecek?" dedim. "On gün." dediler. "Ben on gün gelemem, Ankara'da önemli işlerim var; iki gün kalır, sonra dönerim." dedim. "Tamam", dediler, "Yeter ki gel."

Çok önemli bir müzik çalışmasıydı. Urfa müzik tarihinde ilk olarak derleme 1926 yılında yapılmış. 1938 yılında TRT adına Muzaffer Sarısözen gelmiş. 60'ların sonundan itibaren Fikret Otyam ile Prof. Dr. İlhan Başgöz'un yaptıkları var. Mehmet Özbek'in derlemeleri var. Başka bazı kişisel çalışmalar var. 1976'da Kültür Bakanlığı adına Yaşar Doruk ve ekibinin derlemeleri var. Tenekeci Mahmut, Bekçi Bakır (Yurtsever), Ahmet Alaybeyi ve Abdullah Balak'tan 325 eser derlemişler. Bunların çoğu Tenekeci Mahmut'tan alınmış. Derleme işi o tarihten sonra bir kesintiye uğramış. İşte benim bahsettiğim 2019 yılındaki çalışma o kesintiden sonraki en önemli çalışma. Pandemi'nin başlamasından iki ay kadar önce ekip olarak geldik. Kimler var? TRT Ankara Radyosu Müdürü Merdan Güven, TRT'de görevli hemşerimiz Sabri Sabuncu, Urfalı sanatçımız Münevver Özdemir, Batmanlı başka genç bir sanatçı olan Dünya Tekin… Sabri (Kürkçüoğlu) de var. O da yöreyi çok iyi biliyor, çok da tecrübeli. Geldik. İki gün çalıştım, ama bırakıp gidemedim. Çünkü kaynak kişilerin, sanatçıların çoğuyla ben tanışıyorum. Arayıp davet ediyorum, ama "Ben orada olmayacağım." diyorum. Onlar da "Abuzer Bey biz seni tanıyoruz, sen olmazsan olmaz, sen varsan biz geliriz." demeye başladılar. Ben de çalışmanın Urfa açısından önemini bildiğim için mecburen şahsi işlerimi erteleyip iş bitinceye kadar arkadaşlarla birlikte kaldım. On gün boyunca ekip arkadaşlarımızla birlikte çok verimli bir çalışma yaptık        
Madem kayda girecek tam bilgi vereyim: Şanlıurfa Derleme çalışmaları, TRT Genel Müdürlüğü Müzik Dairesi Başkanlığı Türk Halk Müziği Derleme Projesi kapsamında 25.09.2019-06.10.2019 tarihleri arasında, yapıldı. Merdan Güven, Sabri Sabuncu, Abuzer Akbıyık, S. Sabri Kürkçüoğlu, Münevver Özdemir, Dünya Tekin, Ayşe Koyuncu, Nurettin Zorlu ve Tolga Çelikten oluşan derleme ekibi, Şanlıurfa Valisi Abdullah Erin ve Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkanı Zeynelabidin Beyazgül'ü ziyaret ederek çalışmalar hakkında bilgi verdi. Çalışmalar gidiş geliş hariç 10 gün sürdü. Ağırlıklı olarak Urfa merkezinde çalıştık, ayrıca Kısas'a da gittik, Siverek'e, Hilvan'a ve Birecik'e de gittik. Memlekette kaynak kişi olan pek çok isim var, bestekârlar var. Birçok ismi davet ettik, sağ olsunlar bizi kırmadılar, geldiler.  Toplam 316 türkü, uzun hava ve oyun havası derledik. En son çıkan ve son derecede pahalı cihazlarla ses ve görüntü kayıtlarını aldık. Bütün bu dokümanlar daha sonra TRT Müzik Dairesi Başkanlığı'na teslim edildi. Şunu da söyleyeyim; görüştüğümüz herkes "Söyleyeceklerimizin ancak üçte birini, dörtte birini söyledik; bir daha gelin." dedi. 

Bu arada bütün bu çalışmalar, İstanbul Televizyonu tarafından da kayda alındı ve daha sonra "Miras Anadolu Ezgileri" ismi ile belgesel film haline getirilip TRT Müzik kanalında yayınlandı.

Dışarıdan gelenler, Urfa'dan katılanlar, kaynak kişi, sanatçı, müzik grupları, halk oyunları ekipleri, teknik elamanlar derken bütün bu çalışmalara 120 kişi emek vermiş oldu.

M. Sarmış: Muazzam bir şey olmuş.

A. Akbıyık: Tabii, çok çok önemli.