M. Sarmış: Hazır konu açılmışken diğer kitaplarınızdan da söz edelim. Kaç kitap oldu bugüne kadar?

A. Akbıyık: 27 kitap oldu. Listesi şurada:

1.Şanlıurfa Halk Oyunları (Abuzer Akbıyık, 1989)

2.Folklor (Halkbilim) ve Şanlıurfa (Abuzer Akbıyık, Sabri Kürkçüoğlu, 1990) 

3.Şanlıurfa Hoyrat ve Manileri (Abuzer Akbıyık, Sabri Kürkçüoğlu, 1991) 

4.Kaynak Kişi Tenekeci Mahmut Güzelgöz'ün Hayatı (Abuzer Akbıyık, 1992)  

5.Şanlıurfa Sanayi Rehberi (A. Akbıyık, S. Kürkçüoğlu, 1993)

6.Sanayileşen Şanlıurfa (Abuzer Akbıyık, 1995)  

7.Şanlıurfa Halk Müziği (A. Akbıyık, S. Kürkçüoğlu, O. Güzelgöz, S. Turhan, K. Dökmetaş 1999)  

8.Notalarıyla Türkülerimiz ve Hikâyeleri (A. Akbıyık, S. Kürkçüoğu, S. Turhan, 2003) 

9.Şanlıurfa'dan Üç Musiki Ustası,  Kitap ve CD ( Abuzer Akbıyık, 2004) 

10.Şanlıurfa Sıra Gecesi (Abuzer Akbıyık, 2006)

11.Urfalı Tenekeci Mahmut Güzelgöz,  Kitap ve CD ( Abuzer Akbıyık, Prof. Dr. İlhan Başgöz, 2007) 

12.Şanlıurfa Sevdalısı Mustafa Dişli (Abuzer Akbıyık, 2009)

13.Yemen Türküleri, Şu Yemen Elleri, Kitap ve CD (Abuzer Akbıyık, Salih Turhan, 2010)

14.Kısaslı Âşık Celalî (Veli Göncü) (Abuzer Akbıyık, Sabri Kürkçüoğlu, 2010)

15.Tarım Türküleri, Kitap ve CD (Abuzer Akbıyık, Salih Turhan, 2011)

16.Urfalı Cemil Cankat ve Ahmet Cankat, Kitap ve 2 CD (Abuzer Akbıyık, 2011)

17.Kısaslı Âşık Sefai (Mehmet Acet) Hayatı ve Eserleri (Abuzer Akbıyık, Sabri Kürkçüoğlu, 2011)

18.Şarkılarda Sağlık/Sağlıkla İlgili Şarkılar, Kitap ve CD (Abuzer Akbıyık, Salih Turhan, Osman Güzelgöz, 2011)

19.Adıyaman Türküleri ve Oyun Havaları, Kitap ve CD (Abuzer Akbıyık, Salih Turhan, 2012)

20.Kısaslı Âşık Celalî (Abuzer Akbıyık, Sabri Kürkçüoğlu, 2014)

21.Muhabbet, Şiirler (Abuzer Akbıyık, 2018)

22.Müziğin İzinde Üç Kardeş Şehir, Harput/Elazığ-Şanlıurfa-Kerkük (Salih Turhan, Abuzer Akbıyık, Mehmet Kurdoğlu, Şemsettin Kuzeci, 2018)

23.Müziğin İzinde Dört Kardeş Şehir, Şanlıurfa-Harput/Elazığ-Kerkük-Bakü (Salih Turhan, Abuzer Akbıyık, Mehmet Kurdoğlu, Şemsettin Kuzeci, 2019)

24.Kısaslı Âşık Celalî (Veli Göncü)-III (Abuzer Akbıyık)
25.Kısaslı Âşık Celalî (Veli Göncü)-Hayatı ve Şiirlerinden Seçki (Abuzer Akbıyık-Sabri Kürkçüoğlu, 2021)
26.Notalarıyla Taş Plak Türkü Külliyatı 1001 Türkü Seti (Salih Turhan-Gürsoy Babaoğlu-Abuzer Akbıyık, 2023)

27.Salih Turhan'a 41. Sanat Yılı Armağanı (Abuzer Akbıyık, 2023)
    
M. Sarmış: Devamı da gelir inşallah!
    
A. Akbıyık: İnşallah! Özellikle "Notalarıyla Taş Plak Türkü Külliyatı" adlı eserden söz etmek isterim. Üç ciltlik bir eser. Kitabı Halk Müziği sanatçısı araştırmacı  Salih Tuhan ve Gürsoy Babaoğlu ile birlikte hazırladık. Türkiye çapında bir kitap. Hani "kallavi" derler ya, öyle bir çalışma, kült bir eser. Yıllarca süren bir emeğin sonucu. Ben kitabın bazı metin ve biyografi bölümlerini yazdım. Deniz Kızı Eftelya'dan tut, devrin hafızlarına kadar taş plağa okuyan sanatçıların hayat hikâyelerini...

M. Sarmış: Deniz Kızı Eftelya deyince aklıma geldi; gayrimüslimlerin müziğe ilgileri malum; eskiden beri ülkemizde olduğu gibi Urfa'da da onlardan çok isim var. Cumhuriyet öncesinde Ermeni ve Süryanilerden oluşan bir müzik korosu varmış. Yine savaş sonrasında gitmeyip de Urfa'da kalan iki isim var, sürekli karşıma çıkıyor: Boğoz ve Circe ya da Cırco… Bunlar düğünlerde çalıp söylemişler, bazı eserleri de var diye biliyorum. Circe bazı Urfalılara ders de vermiş. Diyeceğim Urfalı müzisyen gayrimüslimlerle ilgili bir çalışmanız da oldu mu?

A. Akbıyık: Biz Ermenilerle ilgili bir çalışma yapmadık. Neden? Çünkü ortada Ermeni yok. Eğer onlardan biri kalsaydı yapardık belki.  Adı geçen Cırco'yu çok eskiden tanıdım. Urfa'da pek çok kişiye ders vermiştir. Mesela bizim ortaokul yıllarımızda Mehmet Ali Yılan ve abisi de kendisinden ders alırdı. Arkadaşımız olduğu için zaman zaman evlerine giderdim. Cırco da gelirdi, görürdüm. Âmâ idi. Saatinin camı yoktu, eliyle yoklayarak saati öğrenirdi. Keman çalardı, cümbüş çalardı. Notayla ders verirdi. Eliyle okuduğu kabartmalı bir kitabı vardı. Ama biz bu araştırma işlerine başladığımız zaman onlardan kimse kalmamıştı.

Şu söyleyeceğim şey benim tespitim değil, ama ben de yüzde yüz katılıyorum. Meşhur "Pergel" metaforu var ya! Şimdi pergelin kısa ucunu bir coğrafyada bir yere koy, sonra da uzun koluyla bir yuvarlak çiz… Merkeze doğru geldikçe kültürel özellikler yoğunlaşıyor, uzağa doğru gittikçe ayrışıyor. Şimdi gelin bu pergelin bir ucunu mesela Kars'a koyun ve bir daire çizin. İşin içine Azeri müziği de, Ermeni müziği de, Gürcü müziği de girer, varsa o çevredeki diğer müzikler de girer. Demek istediğim, devlet sınırları hiçbir zaman kültür sınırları olmuyor. Gelin pergeli Urfa'ya koyun ve bir yuvarlak çizin. Komşu illerle beraber Halep de girer, Şam da girer, Rakka da girer; yani oradaki kültürler de müzikler de girer. Gidin İzmir'e bir yuvarlak çizin, o muhitteki Rum-Yunan müziği de girer. Nitekim Yunanistan'a gidenler söylüyor; oralarda da insanlar bizim ezgilerimizi icra ediyor. "Bizim ezgi" dediğimiz de aslında ortak ezgimiz, coğrafyanın ezgisi.

M. Sarmış: Ayrıca "mübadele" ile buradan gidenler oraya buranın müziğini götürmüşler; oradan gelenler de oralarınkini getirmişler. Ortak bir zevk gelişmiş.

A. Akbıyık: Biz bir ara, tabii savaştan çok önceleri Halep'e gittik, derlemeler yaptık. Salih Turhan da vardı; bir önceki Akçakale Belediye Başkanı Mehmet Yalçınkaya da gelmişti. Kültürel bir geziydi. O zamanki Halep valisinin oğlu Urfalı bir ailenin kızıyla evlenmiş, yani bir bakıma Urfalılarla akraba. Bize çok hürmet ettiler. Halepli Abdurrahman Çubukçu diye bir müzik sanatçısını ziyaret ettik. Adam ud virtüözü. Dünyanın her tarafından gelip kendisinden ders alanlar var. Halep Müzik ve Halkoyunları Topluluğunun da şefi. Hatta 1990'ların sonunda Urfa'ya gelip DSİ Konferans Salonunda bir konser vermiş,  halkoyunları gösterisinde bulunmuş. 

Daha sonra aynı program Akçakale'de de tekrarlanmış. Neyse adam Arapça birkaç türkü çaldı bize. Ben Arapça bilmiyorum, Mehmet Yalçınkaya aracılık etti. Mesela bizim "Lolo Siye Heyran Olsın Lolo" diye bir türkümüz var; aynı türküyü, onlar Arapça ""Alel del'une"  diye söylüyorlar. Ben de belki gençliğin verdiği cesaretle kaba bir şekilde "Üstad, siz mi bizden çaldınız, biz mi sizden çaldık?" diye sordum. Dedim ya eskiden böyle düşünüyordum. Adam güldü, dedi ki "Evladım, ne çalması? Sen tarihi bilmiyor musun? Biz sizinle kaç yüz sene beraber yaşadık. Bir zamanlar Urfa Halep'e bağlıydı. Biz aynı coğrafyanın insanlarıyız. Kim kimden çalacak?"

M. Sarmış: Çok doğru, ama sonradan çalınanlar da olmuş. Bizden çalanlar da olmuş mu bilmiyorum ama, bizimkilerden bazıları bölge dillerinden, Suriye'den, Irak'tan bazı türkü ve şarkıları Türkçe sözlerle söyleyerek sahiplenmişler. Batı dillerinden de bazı parçaların Türkçe sözler eşliğinde çalındığını duymuştum. İnternet çıktığı için artık bunların tespiti günümüzde daha kolay.

A. Akbıyık: Maalesef öyle şeyler de var. Fakat yabancı bestelere Türkçe söz yazmayı bunun dışında tutmak lazım.