Lokman-ı Hekim ve Şah-ı Maran
Anlatılanlardan yola çıkıldığında Vezir'in kuyruk suyunu içmesiyle birlikte ölümü hastanın iyileşmesini sağlarken Camsap'ın Şah-ı Maran'ın acısıyla kendisine teklif edilen Vezirliği reddettiğini gösterir. Camsap, bilgelik sırrına ermiş, Şah-ı Maran'ın başının suyunu içerek bilge olmuştur.

Camsap'ın köylü bir gençken birden bire bilge şahsiyete bürünmesi, doğruluktan şaşmayan insanın sonuçta kötüler alt edebileceğini gösterir. Keloğlan'ın masalında Padişah Kızı'nı hileli biçimde uyutması ve sonrasında Keloğlanın uyku ilacı şişesini bulması bu anlatımla benzerlik taşır.

Camsap'ın saltanatı terk etmesi, akla İbrahim Edhem'i çağrıştırır. Padişah iken dervişlikte karar kılan Edhem, tasavvufta yetkin hale gelmiştir. Bu saltanatı terk etme, Zembilfroş Hikayesi'nde de görülür. Padişah iken ölümün mukadder olduğunu anlayan Genç Padişah, karısıyla zenginliği bırakır, saltanatı arkadaşına bırakır. Köy köy dolaşarak zembil/ sepet örücülüğü yaparak geçimini sağlar.

Zembilfroş Hikayesi, Güneydoğu'da Yusuf ve Züleyha Hikayesi'nin yansıması olarak görülür. Şah-ı Maran'da hasta, doktor bekleyen millet ya da devlet olarak düşünülürse Mısır'a köle olarak gelen Yusuf'un ileride zorluklarla karşı karşıya kalacak Mısır'ın derdine derman olacak hekim olarak tasavvur edilebilir.

Acaba Şah-ı Maran'ın cezalandırılması Padişah'ın gazabına uğraması, kızına aşık olma hali olabilir mi? Şah-ı Maran'ın kıza/ Vezirliğe talip olması, kötü vezirce vezirlik öncesi mi engellenmiştir? Bunu zorlama bir yorum olarak düşünsek bile, hikayeden çıkarılabilecek bir tespittir. Çünkü bu tarz halk hikayelerinde anlatılmak istenen sürekli gizli mesajlarla örtülüdür.



Züleyha'nın teklifini geri çeviren Yusuf, evlilik müessesesine saygılıdır ve Allah'tan yardım istemektedir. Zembilfroş'ta Zembilfroş, Mîrin eşinin gayr-ı ahlakî teklifini reddetmesi, onun tehditlerle karşı karşıya kalmasına sebep olmuştur.

Yusuf Peygamber'in kaçarken gömleğinin/elbisesinin arkadan yırtılması, Zembilfroş'un ahlaksız teklifi kabul etmemesi kalenin burcundan kendisini atmakla eş değerdir. Acaba Şah-ı Maran, böylesi bir teklif sebebiyle mi yerin altına inmiştir? Zaman içinde bu teklifi kabul etmediği için yılan biçiminde kötülenmiş, gözden düşürülmüş bilge bir insan mıdır? Padişahın kızına şifa olacak gövdesinin kaynatılarak elde edilen su, arada iki sevenin kavuşmasını istemeyenler için engeli aşma olarak mı düşünülmüştür?

Kimi anlatımda yaralı halde bulunan Şah-ı Maran'ı iyileştiren genç, Şah-ı Maran'dan diğer hastalıkların tedavi yollarını öğrenip Lokman-ı Hekim oluyor. Belki yılan amblemi, zehiri bu sebeple tıbbî alanda ve eczacılıkta sağlığın vaz geçilmezi olmuştur… Kur'an-ı Kerim'de Lokman Sûresi'nde anlatılan Lokman'ın oğluna tavsiyelerini okumak elzemdir. Bu Sûre'de geçen Lokman'nın Lokman-ı Hekim motifinin gelişimine etkisi ve hikayeye sonradan eklenmesi söz konusu olabilir mi? Araştırılması gerekir, bizce.

Şah-ı Maran Neden Üçe Bölündü?
Şah-ı Maran'ın üç parçaya bölünmesinin sembolik manası üzerine düşünüldüğünde vezirin payına düşen kuyruktaki zehirken hastaya düşen gövdesinin ilaç konumunda olmasıdır. Başın kaynatılmasından elde edilen su, devleti yönetmede bilgiye yorumlanmalıdır ki Vezir'in amacı da bu suyu içebilmektir. Şah-ı Maran, ikiye bölünmüş olsa sadece zehir ve şifa söz konusu olacak, devleti yönetecek bilgi başta olduğu için, bu devletin iyi biçimde yönetimi söz konusu edilemez olurdu. Bu hikayede verilmek istenen, bilgelikle yönetilen devletin sağlıklı olacağı, devlete zararlı olan öğelerin böylelikle ortadan kalkacağı mesajıdır. Şah-ı Maran ile kişi gerektiğinde kendisini insanı, şehri, toprağı, devleti için seve seve canından ve cananından vaz geçeceğini gösterir. Bu, hikayenin dinleyicisi gençler için bir mesaj olarak düşünülebilir.

Şah-ı Maran ve Hamam Motifi
Hamamın birçok hastalığın tedavi edilmesinde kullanımı söz konusudur. Fakat Şah-ı Maran'ın üçe bölünerek hamamda bedeninin pişirilmesi anlatılır. Hamam'da oldukça harlı ateşin olması ve Şah-ı Maran'ın binlerce yıllık yaşı/ bilgi, bildiğimiz bir pişirme şekli değildir. Hamam, temizlik yeri, kirden arınma iken hikayede kullanımı üçe bölünen gövdenin harlı ateşte ancak çözülebileceğini gösterir.

Şah-ı Maran Neden Öldürüldü?
Şah-ı Maran'ın sembolik mana taşıdığını belirtmiştik. Bilginin saklılığı olduğu müddetçe bilinmesi söz konusu değildir. Aşikar olan bilgi, herkesçe paylaşılır, sahiplenilir. Yer altında gizli olan bilgelikte devlet yönetiminde baş, yöneticiyi, gövde halkı, belden aşağı kısım gereksiz olanları tarif eder.

Şah-ı Maran'ın öldürülmesi, bilginin açığa çıkması, aynı zamanda dirilişi ifade eder. Şah-ı Maran'ın ölümüne itiraz etmemesi, tohumun toprağa düşmesi olarak yorumlanmalıdır. Bu mesajın bilinmemesi, insan olmamasına rağmen yarı insan bedenli yılanın ölümünü kadere boyun olarak görenlerce bilinmesi ve olaya farklı anlamlar yüklenmesi söz konusudur.

Şah-ı Maran, üçe bölünen soyut varlığıyla devletin bilgelerce yönetilmesi, halkın rahatsızlıklardan kurtulması ve halka musallat olan kötülerin ortadan kaldırılmasının önünü açmaktadır.

Konuyu daha iyi anlamak için Şeyh Galib'in Hüsn û Aşk Mesnevisi'ni bilmekte fayda vardır. Bu mesnevîde geçen kahramanlar soyut, bedeni olmayan kahramanlardır. Ya da Attar'ın Simurg'u, Mantıku't-Tayradlı eseri, Şah-ı Maran'ın varlığı hakkında bilgi verir.

Şah-ı Maran için yaptığımız birçok tespitin bu güne kadar ele alınıp alınmadığını bilmiyoruz. Oldukça araştırdık, sadece hikaye faslına değinmelere rastladık. Kimi anlatımlarda Lokman-ı Hekim'in aradığı Âb-ı Hayat'ın Şah-ı Maran'ın insana bilgelik veren baş kısmının suyu olduğuna dair imalar yer alır.

Kötülüğün Önünü Alma ve Şah-ı Maran'ın Öğüdü
Bilgeliğin hikayesi gördüğümüz Şah-ı Maran kötüler içinden ayrılmak istediği zaman, yakın zamanda döneceğini ifade eder. Yeryüzüne bal kuyusundan çıktığı zaman, yer altında 'Kötüler' olarak ifade edeceğimiz yılanlar bekleyiş içindedir.

Kendisinin takipte olduğunu ve öldürüleceğini, bunun da Camsap'ın eliyle olacağını Camsap'a söyleyen Şah-ı Maran, başı kesilirken de konuşur, veziri işaret eder.

Şah-ı Maran, yılanlara geri dönmeyeceğini, öldürüleceğini söylerse her yerin yılanlarca istila edileceğini Camsap'a söyler. Kendisinin artık geri dönmeyeceğini, yerine başka birisinin 'Şah-ı Maran ' olarak seçileceğini özellikle belirtir.

Bu öğüdün bile bile ölüme giden biri tarafından insanların mutluluğu için verilmesi ve kendisini katledecek olanın da insan olması, mantığı zorlayıcı bir durumdur.

Anlamaktayız ki o dönemde bilgi, toplumda geçer kurallar, insana saygı ayaklar altına düşmüştür ve kötüler bu bilgiye yanlışlıklar katmıştır. Başla gövdenin zehirli oluşu Şah-ı Maran için geçerli değildir. Baş bilgiyi, gövde halkı temsil ediyorsa yerde sürünen zehirli kuyruk kötülüktür. Bu benzetme altının çamura bulansa da kıymetinden bir şey kaybetmediğini gösterir. Her ne kadar bilgi ve yönetim anlayışı, hikayenin yansıttığı dönemde kıymet taşımıyorsa vezirin kötü oluşu, ancak kötülerin anlayışı ile ortadan kaldırılacağını gösterir. Camsap'ın Vezir'İ ortadan kaldırması, yere düşen bilgi ve yönetim anlayışını temsil eden Şah-ı Maran'ın uyarısı iledir. Şah-ı Maran, binlerce senelik yaşı ile yönetimin, bilgeliğin tecrübe ile harmanlanmış şeklidir.