Dostlar uzunca bir aradan sonra yine beraberiz. Gönül isterdiki yeni yazıma şen şakrak neşeli başlayayım. Ama nerede canlarım. Offf of iki aylık okul tatili döneminde cehennemi sıcaklıkta şehre pardon köye inmek ve dolaşmak oldukça zor geldi bizlere. Hele hele benim gibi yürüme engelliyseniz haliniz harap. Ama gördüklerimiz ve duyduklarımız canımız oldukça sıktı be dostlar.
Nereden başlayalım derseniz önce şehrin ana caddesine bakalım. Dergahtan eski Vilayete kadar olan bölge1980'lerin gecekondu semtlerini anımsatırcasına belediye onaylı Seyyar Tayyar efendinin Şanlıurfa şubeleri tarafından işgal edilmiş. Hadi tamam anladık ekmek davasına garibanlar çalışıyor. Bak buna itirazımız yok. Amma kazın ayağı öyle değil efendiler. Tezgahlarda karpuzundan patlıcanına kadar her şey satılıyor. Mübarek sanki cadde değil bostan tarlası. İnanmayan PTT ve civarındaki seyyar tezgahlara bakabilir. Suriyelilerin tezgahlarını söylememe gerek yok zaten. Seyyarlar şehrin kültürünü yansıtan tarihi, turistik veya yerel bazı ürünleri mesela fıstık gibi satsalar inanın hiç lafım yok, ama iş kavun karpuza, patlıcana gelirse bak sıcaktan bunalan kafam daha da bozulur beyler. Ondan sonra ver elini ya Elazığ ya da Manisa Ruh Hastalıkları Hastanesine. Ayıp yahu bu yaştan sonra bana bu yapılır mı?
Gelelim ikinci meseleye. Sanki bu şehirde hiç zabıta yokmuş gibi meydanı boş bulan esnaf yine kaldırımları İtilaf işgal kuvvetleri gibi zaptetmiş. Vatandaş ailece yürümeye yürüyecek eeee kaldırım dolu. Şimdi nerede yürüyecek. Yok yok en iyisi engelli koşu yapar gibi dükkan önlerindeki tezgahları zıplayarak geçsin. Burası köy bakkalı mı beyler. Soru mu cevaplandırın? Hani biz Fransız işgalinden kurtulmuştuk. Sıra esnaf Kurtuluş savaşına mı geldi? Başkan bey denetlemeye çıkmadan önce zabıta efendiler esnafı dolaşıp rica minnet işgal tezgahlarını kaldırıp ortalığı düzeltiyorlar. "Yav başkan gelecek, Allah rızası için tezgahları içeri alın. Ha emmi beğcan isot tepsilerini de kaldırın başkan görmesin"
Sayın Başkanım seçim öncesi Haşimiye-Dergah arasındaki esnafa turizmi canlandırmak için ceki-düzen verileceğini ekranlarda haykırmıştı. Şehrimizin güzel olması için çalışan bir fert olarak inanın canı gönülden sizleri alkışladım. Amma şimdi bakıyorum düzeni bir yana bırakın her taraf berbat bir halde. Örnek mi alın size Haşimiye Meydanı. Yoldan geçenleri nerdeyse zorla içeri çağıran çığırtkanlar bir yanda yabancı turistlerin hesaplarını şişirenler bir yanda. Başkanım size bir tavsiyem olacak. Şu meşhur ciğercilerin nereden aldıkları belli olmayan ciğerlerin hazırlanışını, ciğerci tuvaletlerini, temizlik anlayışlarını görseniz bir daha şehrimizde ciğer yemezsiniz. Hadi diyelim bizzat kontrolu yapamıyorsanız size tavsiyen bari el yıkanan lavabolara bir göz ucuyla bakın, ne kadar pis olduklarını göreceksiniz.
Valla bendeniz bu bölgede çoğu yerde yemek yemediğim gibi misafirlerimi de götürmüyorum. Geçen yıl sabah gelen bir misafirim Haşimiye'de ciğer yedikten sonra saat 12'de uçağa binip şehrimizi terk etti. Hani bir Urfa'ya gelişimiz vardı, bir de kaçışımız misali. Uçakta bile zorlukla WC'ye ulaştığını bana anlattı. Biliyorum biliyorum bazılarınız olaya gülüyor amma ey ahali en kötü reklamımızı yapmış olduk. Dostum çevresindekilere şehrimizi kötülüyor. Ama haklı be canlar. Unutmayın ki en iyi reklamı müşteri pardon misafir yapar. Ondan sonra veryansın ediyoruz herkes şehrimizi kötülüyor diye. Suç kimde ? Hiç kusura bakmayın bizde evet bizde, hepimizde.
Geçen yıl bir yazımda şehrimizin ana caddelerinde modern tuvaletlerin olmayışından, özellikle bayanların kullanacağı tuvaletlerden bahsetmiştim. Ama bakıyorum ki bir arpa boyu yol alınmamış. Allah rızası için güzel tuvaletler yapılamaz mı? Mevcut tuvaletlere girerken insanlar iğrenerek gidiyor.
Başkanım hatırlarsanız geçen Mayıs ayında iki prof. dostumu şehrimize davet ettikten sonra pişman olduğumu yazmıştım. Daha sonra olaya el koyup ilgililere talimat verdiğinizi belirten nazikane mesaj atmıştınız. Lütfen bu konuda da duyarlığınızı gösterin.
Başkanım vatandaş şahsınızın daha önceki çalışmaları ve sayın Cumhurbaşkanımıza güvenerek size ve diğer başkanlara oy verdi. Ama aradan geçen zamana rağmen göze batar bir faaliyetinizin olmayışı halkın moralini bozmakta ve kafalarda şüpheler uyandırmaktadır. Eski stad yerinin boş durması, eski hal tesislerinin ağır aksak yıkılması, Abide-Karaköprü arasındaki orta yolun aylarca boş kalması, hafif metro-tramvay gibi toplu ulaşım araçlarının gelişindeki gecikmeler, şehir içindeki başıbozukluklar aylardır çözüm bekleyen sorunların başında geliyor. Lütfen makamınızın hakkını veriniz. Unutmayın ki makamlar geçici ama yapılan tesisler bakidir. Halk sizin eserlerinizle size dua edecektir.
Her zaman söylediğimiz gibi bizim kimseyle bir sorunumuz yok. Amacımız kadim güzel şehrimizin hak ettiği şekle kavuşmasıdır. Eğer şehrimize bir katkımız olduysa bundan gurur duyarız. Herkese esenlik ve sağlık dolu günler dilerim.