M. Sarmış: 12 Eylül'den sonraya bakalım. Sınırlı da olsa siyasi çalışmalar başlayınca Anavatan Partisi'nden size teklif gelmiş. İl başkanlığı mı?
S. Savaş: İl başkanlığı değil, partiye girmemi istediler. Ben yanaşmadım. MHP'den başka partiye gitmem dedim. Osman Doğan teklif etmişti. Çocukluk arkadaşım. Yine de biz kendisine destek olduk. O zaman bizim partimiz yok zaten.
M. Sarmış: Sonra Milliyetçi Çalışma Partisi kuruldu.
S. Savaş: Biz de oraya geçtik. Sonra MHP oldu. Biz hep aynı çizgide devam ettik.
M. Sarmış: Alparslan Türkeş'le tanışıyor musunuz?
S. Savaş: He, he… Miting yapmak için Urfa'ya geldi. Herhalde 1977 seçimleri sırasındaydı. Hasan Köran milletvekili adayımızdı. Anzılha'da kendisini ağırladık. Vefatından kısa bir süre önce Antep'e gelmişti. Biz de buradan gittik, kendisiyle görüştük. Elini tuttum, buz gibi. 1991 seçimlerine MÇP olarak Refah Partisi çatısı altında girmiştik. Sonra ayrıldık. 19 milletvekili çıkarmıştık. Muhsin Yazıcıoğlu da Sivas'tan seçilmişti.
M. Sarmış: Onu da soracaktım. Muhsin Beyle de tanışır mıydınız?
S. Savaş: Tabii ya, eskiden beri tanışırdık. Bizim Ülkü Ocakları başkanımızdı. Sözümü tamamlayayım. Seçimden kısa bir süre sonra Urfa'ya geldi. Bana da uğradı. Aha şurada oturdu. Yanında Maraş milletvekili Ökkeş Şendiller… Dediler biz bir parti kuruyoruz. Dedim "Muhsin Bey, ayrılıp parti kuranlardan hiçbiri muvaffak olmadı.
Eğer CHP'den, eğer Demokrat Parti'den, eğer Adalet Partisinden… Yapma. Harcanırsın. Ben Türkeş'in elini tuttum, buz gibiydi. Bugün yarın o gider, sen geçersin yerine. Herkes seni geleceğin başkanı gözüyle görüyor." Dedi yok. Gitti. BBP'yi (Büyük Birlik Partisini) kurdu. İlk zamanlar millet oraya gitmek için can atıyor. Ben "Gelmem." dedim. "Ben partimden ayrılmam." Gitmedim.
Mahmut Temizoğlu: Muhsin Bey Harran Otelinde bir toplantı yaptı.
S. Savaş: Yazık oldu. Değerli bir adamdı. Harcadılar. Allah rahmet etsin.
M. Sarmış: Abdurrahim Karakoç da gelmiş Urfa'ya. O da Muhsin Beyle beraber hareket ediyordu. Onunla da görüştünüz mü?
S. Savaş: Doğru, Muhsin Başkanla beraber gelmişler, ama ben kendisiyle görüşmedim. O da değerli bir adamdı. Allah ona da rahmet etsin.
M. Sarmış: MHP'de ilk zamanlar gençlik kolları başkanlığı yapmışsınız. Sonraları başka görev almadınız mı?
S. Savaş: MHP merkez ilçe başkanlığı yaptım, il başkanlığı yaptım. MÇP zamanında disiplin kurulu üyeliği yaptım. MHP'de de disiplin kurulu üyeliği yaptım. Uzun yıllar MHP'de üst kurul delegeliği yaptım. Ankara'daki genel kurul seçimlerine katıldım. O görevi uzun yıllar sürdürdüm. 2007 genel seçimlerinde partimiz hezimete uğradı. Devlet Bahçeli'yi değiştirmek için genel kurulu toplamak üzere bazı milletvekilleri harekete geçti. Bunlardan üç beş tanesi Urfa'ya da geldi. Biri de Mersin milletvekili Cahit Tekelioğlu. Eczacı. Dostumuz, arkadaşımız. Benden de imza istedi. Üzerimde nüfus cüzdanım yoktu; gidip evden getirdim. Notere gidip imzamı verdim. Bir hafta sonra baktım beni delegelikten ihraç etmişler. Yine sesimizi çıkarmadık.
Bir gün partide oturuyorum; bir baktım Bahçeli geldi. Siverek'e giderken Urfa'ya uğramış. Akrabaları var Siverek'te. Beni görene kadar "Gel bir resim çektirelim." dedi. Çektik. Evde ben, kendisi (Bahçeli) ve Muzaffer'in (MHP Urfa milletvekili Muzaffer Çakmaklı) resmi var; büyütmüşüm, asmışım.
M. Sarmış: Muzaffer Çakmaklı ile ilişkiniz nasıl?
S. Savaş: Arkadaşımızdır. Bayramda seyranda görüşüyoruz.
Mahmut Temizoğlu: Abi benim bildiğim Muzaffer Kürt'tür. Nasıl MHP'li oldu?
S. Savaş: Muzaffer, İstanbul Teknik Üniversitesi Maden Fakültesi mezunudur. Mühendistir. İstanbul'da iken Ocak'ta çalışıyor. En eski ülkücülerden biridir. Sonra Urfa'da Ocak başkanlığı yaptı, MHP il başkanı oldu, milletvekili oldu. Muzaffer'in bugün Ankara'da gördüğü işi bu milletvekillerinin hiçbirisi göremez.
M. Sarmış: Şu anda bile mi?
S. Savaş: Tabii. Muzaffer yaman bir adamdır. Parayı kazanmayı da bilir, harcamayı da bilir. Şu karşıda gördüğünüz resimde 2002 seçimlerinde beraber seçim gezisi yapıyoruz.
M. Sarmış: Mahmut Bey, "Muzaffer Çakmaklı Kürt, nasıl ülkücü oldu?" diye sordu. Ben de şunu sorayım. Urfa'nın Arapları arasında ülkücülük çok yaygın. Özellikle Harran ve Akçakale'de… O nasıl oluyor?
S. Savaş: Öyle yetişmişler. Kendilerini Türk hissediyorlar. Mesela Akçakale'de Feyyaz Gündoğan… Siyale aşiretindendir. Güçlü bir aşirettir. Herkes çekinir onlardan. Feyyaz Gündoğan Akçakale'ye solu yaklaştırmadı. Komünistler giremedi Akçakale'ye.
M. Sarmış: O da ülkücü.
S. Savaş: Ülkücü. Akçakale'de belediye reisliği de yaptı. (1989-1994) Feyyaz Bey şimdiki başkan Mehmet Yalçınkaya ile teyze oğludur. Birbirleriyle geçinemezler. Daima çekiş, dava… Aralarını bulmak için bizi götürürler.
M. Sarmış: İkisi de ülkücü.
S. Savaş: Tabii. Bizim Hasan (oğlu Hasan Basri) doktor çıktıktan sonra Akçakale'de aile hekimi oldu. Birisi gelip "Bana şu ilaçları yaz." demiş. Hasan "ben hastayı görmeden ilaç yazamam." demiş. Adam "Yazarsın. Oynaya oynaya yazarsın." demiş. Hasan "O zaman dur Feyyaz emmimi çağırayım, o yazsın." demiş. O zaman Feyyaz belediye başkanı. Adam "Onu niye çağırıyorsun?" demiş. Hasan da "Feyyaz benim emmim." deyince adam çekip gitmiş, bir daha da yaklaşmamış.
M. Sarmış: Bu arada sormayı unuttum; diploma konusunu anlatırken iki defa da milletvekili adaylığınız olduğunu söylemiştiniz.
S. Savaş: 1995'te Türkeş zamanında, bir de 2002'de Bahçeli zamanında. 95'te listenin 7. sırasındaydım. 2002'de ise 5. sırada. Onu da ben istemiyordum, Muzaffer beni zorladı. İkisinde de barajı geçemedik. 2002'de Urfa'da iyi rey aldık; iki milletvekili çıkarabiliyorduk, ama barajı geçemediğimiz için milletvekili çıkaramadık. Barajı geçseydik Muzaffer Çakmaklı ile Mahmut Özyavuz milletvekiliydi. Türkiye'de ideolojik partileri yaşatmıyorlar. Aşırı solu da kabul etmezler, aşırı sağı da kabul etmezler. Yani Amerikalılar, Avrupalılar, Batılılar kabul etmiyorlar. Onlar kendilerinin emrine girecek olanı istiyorlar.
M. Sarmış: 1995 seçimleri Alparslan Türkeş'in son seçimiydi. İki yıl sonra vefat etti.
S. Savaş: Yerine Devlet Bahçeli geçti. Partiye iyi bir hava geldi. Dediler "Devletin başına Devlet gelecek." Ama olmadı.
M. Sarmış: Yani siz memnun değilsiniz…
S. Savaş: Yok, değilim.
M. Sarmış: Peki parti üyeliğiniz devam ediyor mu?
S. Savaş: Ediyor. Bu yaştan sonra kalkıp başka partiye mi geçeceğim?
M. Sarmış: Gidip geliyor musunuz?
S. Savaş: Ben gitmiyorum, kendileri geliyor. Biz şimdi PKK'lıyız desek bile kimse bize inanmaz. Onun için akıllı olup yerimizde durmak en iyisi.