Sizin de dikkatinizi çekiyor mu bilmem ama, son zamanlarda insanlar arasında müthiş bir yılgınlık hakim. Yüzlerde acayip bir can sıkıntısı, tarifsiz bir keyifsizlik var nedense. Konuşmaktan, dertleşmekten, bakışmaktan alabildiğine kaçan bir hal var halimizde.
Söyleyeceğimiz sözün, edeceğimiz kelamın muhatabımız tarafından ya yanlış anlaşılacağı kanaati hakim bizde, ya da kelamımızın herhangi bir fayda getirmeyeceğine kani olmuşuz gibi.
Fuzûli'nin deyişi ile söylersek, 'Söylesem tesiri yok, sussam gönül razı değil' duygusu sirayet etmiş sanki ruhlarımıza. Ruhlarımız bize yabancı gibi, ruhlarımız topluma yabancı gibi duruyor öylece.
Birbirimize yabancılaşıyoruz gitgide. Ayrışıyoruz, uzaklaşıyoruz alabildiğine. Her cemaat kendi cemaatini abartarak kutsuyor sadece. Ve kendi liderine de toz kondurmamanın derdinde. Doğru olan ne varsa yalnızca kendimizde/kendilerinde gibi hastalıklı bir halin yamacındayız. Diğerleri yanlış yolda, tek bildiğimiz bu. Ve böyle davranarak kutuplar oluşturuyoruz sadece. Düşmanlar yaratıyoruz kendimize. Kardeşimizin elinden tutmak yerine, onu ayağa kaldırmak yerine, onu kenara, selamete çekmek yerine onu alaşağı etmenin, onu boşa düşürmenin, onu yanlış göstermenin derdindeyiz. Kardeşimizi yanımıza alıp beraber yürümek varken, onu karşımıza alıp tartışmanın, mücadele etmenin derdindeyiz.
Toplum olarak bir çıkmazın içindeymişiz gibi duruyoruz/davranıyoruz. Birbirimizi anlamaya, birbirimizi dinlemeye bile yok tahammülümüz.
Ayan beyan görüyoruz işte. Bir İslam alimini, bir cemaat liderini diğer alimler, diğer cemaat mensupları itibarsızlaştırmak adına her türlü tezviratı yapıyor/yapabiliyor. Müslümanız diyoruz yalan söylüyoruz, Müslümanız diyoruz iftira ediyoruz, Müslümanız diyoruz bilgimiz olmayan konularda hüküm veriyoruz işte.
Toplum olarak sürüklendiğimiz, daha doğrusu kendimizi sürüklediğimiz yer çok acı. Müslümanın Müslümanı böyle acımasızca tahkir etmesi ne kadar da dramatik. Onun için böyle birbirimizi dinlemeye tahammül edemeyecek bir noktaya geliriz işte. En ufak bir sözümüz bile bizi karşımızdakiyle amansız bir kavgaya sürükler durur.
Yanlış yoldayız, farkına varalım artık. Koca koca İslam ülkelerinin birbirleriyle ilişkileri ortada. Halimiz neyse karşımıza o çıkıveriyor. Tabağımızdaki neyse kaşığımıza o geliveriyor. Kendimizi düzeltmediğimiz sürece toplumun düzelmeyeceğini, kendimizden adım atmaya başlamadığımız sürece ileriye yol alamayacağımızı kavramanın zamanı geldi de geçiyor artık.
Yeni baştan başlayarak kardeş olduğumuzu okumanın vaktidir artık. Kitaba yeni baştan, yeniden, yeniden, yeniden başlamanın vaktidir artık. Yanı başımızdakini kardeş bilmeye, ona önyargısız davranmaya adım atmanın, onu dinlemenin, onu anlamanın, onunla hasbıhal etmenin vaktidir artık. Birbirimizi dinlemeye, birbirimizi anlamaya her zamandan daha çok ihtiyacımız var, ne olur bunun idrakine varalım.