5. Yılına giren Suriye iç savaşından kaçarak, ülkemize sığınan muhacirlerle ilgili gecikmiş bir karar aldı hükümet..
Suriyeli muhacirlere isterlerse vatandaşlık hakkı verilecek..
Evet, gecikmiş ama doğru bir karar.
5 Yıldır batılı konsolosluk ve elçilik görevlileri, bir ellerinde listeler diğerinde pasaportlar Urfa ve diğer sınır illerinde 'nitelikli Suriyeli' avındalar.
Bilim adamı, bürokrat, iş adamı, asker, sanatçı, mühendis vs.. ulaşabildikleri işlerine yarayacak tüm Suriyelileri tespit edip, oturma - çalışma izinleriyle kendi ülkelerine taşıdılar.
Urfa'da isim isim bildiğimiz, acılarına - çaresizliklerine şahid olduğumuz yüzlercesi var. Şimdi Almanya, Fransa, İngiltere, Amerika, İsviçre.. batılı ülkelerdeler.
Bizler ilk günden feryat ettik bu insanlar için. Türkiye büyük bir alicenaplık yapmış, sınırlarını istisnasız bütün Suriyeli kardeşlerine açmıştı.
Katliam ve kıyımdan kaçan insanların sığınağı olmuştuk. Ama ondan sonrası için de atılması gereken adımlar vardı. Aşımızı - ekmeğimizi, köyümüzü, kasabamızı, şehrimizi paylaştığımız bu insanları hayata bağlayacak adımlar da atılabilmeliydi..
Özellikle çalışma izni çok önemliydi. Suriye'den gelen nitelikli insanlar; Doktorlar, öğretmenler, meslek sahibi Suriyeliler, muhacirlere yönelik hizmetler başta olmak üzere Türkiye'de çalışma imkanına kavuşabilmeliydi..
Üniversitelerimiz, sanayi sitelerimiz, sınır illerindeki belediye ve sosyal kuruluşlarımız için bu hem bir fırsat hemde bu dönemde üstlendikleri misyon açısından bir zorunluluktu..
Gerçi su yolunu buldu. Örneğin Urfa'da açtıkları onlarca klinikte Sureyeli doktorlar, eczacılar, hemşireler başta kendi çevreleri olmak üzere binlerce insana hizmet veriyorlar. Sanayi sitelerinde, vasıflı Suriyeliler Urfa'ya kalite ve yenilikler getirdi. Birçok bölgede işyeri açan Suriyeli esnaf Arapça - Türkçe tabelalarla Urfa ekonomisine renk ve dinamizm kattı.
Asıl konu bu olmadığı için uzatmayacağım.. Yalnız kaçırdığımız fırsatlar ve gavurlara kaptırdığımız sermaye ve imkanlar için hayıflanıyorum..
Evet, Suriyelilere vatandaşlık yolunun açılması, doğru ve gecikmiş bir karar.
AK Parti ve Erdoğan muhalifleri yine 'istemezük' diyorlar.
Türkiye'ye her cepheden saldıran düşmanların kara proğandası bu konuya da uzandı.
Özellikle sosyal medya üzerinden "Suriyelilere vatandaşlık verilmesin" propağandası yayılmaya çalışılıyor..
İflahı zor cahil ve düşmanın yaptıklarına bir şey demiyorum..

Ama beni biraz gülümseten biraz da çocukça gördüğüm saf vatandaşlar var..
Etrafımızdaki uzun savaşlar ve içerideki terör belasından yorulan - bunalan vatandaşlarımızdan, düşmanın propağanda ve fitnesine kananlar var..
Onlar da bu "İstemezükçülere" tempo tutuyor..
Suriyelilere "Vatandaş"lığı çok görüyorlar.
Dün babasıyla - dedesiyle Balkanlardaki kıyımdan kaçıp Türkiye sığanan milyonlar..
Yine Kafkaslardaki katliam ve kıyımlardan kaçıp 100 yıldır Anadolu'ya sığınanlar..
Ortadoğu'nun bütün kentlerinden kopup Türkiye'ye gelenlerin çocukları..
Bu ne hal?
Ne çabuk Türkiyeli oldunuz da, dedesinin mezarı Çanakkale'de, Sarıkamış'ta kalmış Halepliyi, Rakkalıyı, Hamalıyı, Humusluyu yabancı sayıyor, dışarıda tutmayı düşünebiliyorsunuz?
Bin yıllık vatanın içinde değil miydi Halep, Şam, Musul, Erbil, Kerkük, Bağdat, Kudüs, Mekke, Medine, Beyrut, Cezayir, Kosova, Tiran, Sancak, Sofya, Tiflis, Bakü, Gence, Dağistan… Onlarca, yüzlerce vatan toprağı ne çabuk unutuldu.. Ne çabuk unuttuk "Geride bıraktıklarımızı"
Vatanımız büyüktü kardaş..
20 - 30 kat daha büyüktü..
Siz kaçıp geldiniz, VATANDAŞ oldunuz.
Geride kalanlar..
Yüz yıldır sahipsiz, çaresiz zulüm altında, kıyılıyorlar.
Kanları akıtılıyor..
Balkanlarda dinmedi acımız. 100 Yıldır sara nöbetleri gibi tutuluyoruz..
Dün Srebrenitsa'nın yıl dönümüydü..
Hiç dönüp baktın mı vahşetin, katliamın resmine, görüntülerine..
Çeçenistan'dan, Hocalı'dan farkı yoktu..
İşte bugün de Halep'te, Rakka'da, İdlip'te, Şam'da, Musul'da, Felluce'de.. Irak ve Suriye coğrafyasının her km2'sinde binbir vahşet ve katliam yaşanıyor...
Arap, Kürt, Türk, Şii, Sünni her şeyiyle bin yılı paylaştığımız "BÜYÜK VATANDAŞLARIMIZ"ın kanı, namusu, çoluk - çocuk, yaşlı - genç herkesin her şeyine kıyılıyor..
Yıllardır yanı başımızda yüzbinlerin - milyonların kanı akıtılıyor.. Çocukların, kadınların çığlıklarını duymuyorsun.
Kapına gelebilenlere de "DAŞ" kesiliyorsun!
Sen geldiğinde Anadolu insanı "TOPRAK" oldu. Sana da gönlünü açtı, VATAN oldu.
Kardeş topraklarına Emperyalizm 80 bayrakla musallat olmuş.

Sahip çıkacak yürek ve gücün yoksa, bırak ta "BÜYÜK VATANDAŞ" kaçabilenler gelsin.
DAŞ, DAŞ, DAŞ..
KÜÇÜK VATANDAŞ!