Bal Kuyusu Yılanların Ülkesinin Kapısı Olur mu?

Camsap'ın düştüğü kuyu, arıların bal yaptığı bir kuyudur. İki arkadaşı, balı kuyudan çıkaran Camsap'ı kuyudan çıkması için ipi sarkıtmaz.

Yönetim anlayışında olduğu gibi dünyada servet edinmede insanlar arasında çekememezlik, ihtiras zaman içinde arkadaşlıkları, dostlukları ortadan kaldırabilir, düşmanlıkları ortaya çıkarabilir.

Camsap'ın kuyuda terk edilmesi, balın üç kişi yerine iki kişi tarafından paylaşımı içindir. Unutulan balı çıkaranın Camsap iken paylaşanın emek harcamayan iki kişi oluşudur.

Tatlılığı, şifayı ifade eden balın bir kuyuda bulunuşu, dünyada birçok insanın rızkını temin etmek için yeryüzünde değil, esfelde/düşük yerlerde rızkı peşinde olması gayr-ı ahlakî davranıştır. Hile ile sahip olunan mal ve mülk, sahipliğini yapanı mutlu kılmaz.

'Bal Kuyusu', Camsap için iki arkadaşının olabilecek kötülüklerini ortadan kaldıracak bir selamet kapısıdır. Hazreti Yusuf'un kardeşlerince kuyuya atılması hatırlanacak olursa, Camsap'ın iki arkadaşınca bala/ dünya malına değişimi çok görülmemelidir. Hazreti Yusuf'un kardeşleri, babaları Hazreti Yakub'un yaşı küçük olmasına rağmen kardeşleri Yusuf'a gösterdiği ihtimam ve verdiği değer, ilk etapta kıskançlığa sebep olmuş, kuyuya atılma aslında Mısır'daki saraya gidişin anahatarıdır, bir bakıma. Burada Camsap'ın kuyuda terk edilmesi, vezirin ortadan kaldırılması için halkın düşündüğü bir çıkış yoludur. Kurgusu yapılan Şah-ı Maran, vezirin ortadan kaldırılması için düşünülen efsanevî bir yaratıktır.

Şah-ı Maran, kötüler içinde niçin yaşamaktadır, neden yılanlar onu baş bilmiştir? Bu yeryüzünde bilgiye önem verilmediği için bilginin insanlar içinden uzlete çekilmesinin işaretidir. Ayağa düşen bilginin kıymeti bilinmeyince insanların huzursuzluğunun önüne geçmek ancak halkın içinden çıkan doğru, samimî Camsap ile gerçekleşir.

Bu mesaj, hikayeyi dinleyenlere birer Camsap oldukarını hatırlatan Şah-ı Maran Hikayesi, karamsarlık değil, zor durumda bile kişinin gayret göstermesini, çaba harcamasını tavsiye eder. Çünkü her zorluktan sonra bir kolaylık, hastalıktan sonra sağlık, darlıktan sonra genişlik olması söz konusudur.

Cemşab mı Camsap mı?
Hikaye kahramanının ismi, Cem-i Şab/Cemşab iken bizdeki anlatımda 'Camsap' şekline dönüşmüştür. Cem, İran şiir geleneğinde önemlidir. Kadeh, 'Cam-ı Cem' olarak isimlendirilir, mey şarap, su abdır, şeb, gecedir. Bazen anlatımlarda Tahmasp adı geçer, Farsça'dan mülhem.

Şah-ı Maran Kadın mı?
Şah-ı Maran, kadın olarak tasvir edilirken, geleneğimizde kadının bedeninin üçe bölünmesi düşünülemez. Anadolu'da kadın biçiminde düşünülen Şah-ı Maran, doğrusu erkek şeklinde düşünülmüştür. Pers geleneğinde kadına 'Şah' denilmez. Maalesef, bu güne kadar 'kadın' olarak düşünülen Yılanların Şahı/ Şahmaran için bu tespit, oldukça bilinmemektedir.

Aydınlık ve Kötülük Tanrısı olarak Ahura Mazda ile Ehrimen, Zerdüşt İnancı'nda egemen iki tanrıdır. Ehrimen karanlıkta, yer altında yaşar. Ahura Mazda yeryüzünde, aydınlıkta yaşar.

Ahura Mazda ve Ehrimen arasında mücadele daima sürmektedir. Bu yüzden Zerdüştî olan, öldüğü zaman cesedi toprağa gömülmez, yüksek kayalıklarda, dağlık bölümlerde yapılan kulelerde kartal, şahin, akbaba olmak üzere kanatlılara sunulur. Kalan kemikler, sonradan toplanır, saklanır. İnsan kanının ve bedeninin toprağı kirletmesine izin verilmez. Belki yer altında olan Ehrimen taraftarı olanlara, yeryüzünde olanların ölümsüz olduğunu ima etmektir, bu görüş.

Hamam Ateşi Mecusi Ateşi midir?
Mecusîlikte ateş, kirden arınmanın işaretidir. Bu sebeple karanlığa karşı aydınlığı ifade eden ateş, her ateşgedede daima yanmaktadır. Bu ateşe kutsallık, ateşin yakıcılığının işaretidir. Ateşi suyla söndürmenin Mecusî anlayışından gelmesi söz konusu olabilir mi?

Yer altından çıkarılan ve hamamda üçe bölünen Şah-ı Maran, Ehrimen'i mi temsil ediyor. Kazanlara bırakılan Şah-ı Maran'ın üçe bölünen vücudu için hamamın seçilmesi, Ahura Mazda inancını gösterir. Hamamın cehennemliğinde/ateşinde kaynatılan Şah-ı Maran, ancak bu şekilde kötülükten arındırılıyor. Burada Pers inancı farklı biçime dönüştürülmüştür.

Yılanın Sağlık Amblemi/ Sembolü Olarak Seçilmesi
WHO/ Dünya Sağlık Kuruluşu ambleminde yer alan yılan motifi, eczacılıkta, sağlıkta hemen hemen tüm dünyada kullanılmaktadır. Yılan zehrinin sağlıkta kullanımı bu gün de devam etmektedir.

Anadolu Mimarîsinde yapılan hastahanelere 'Bimarstan', ' Maristan' ve 'Daru'ş-Şifa' adı verilir. Bî-mar, 'şifasız/umarsız' anlamı yüklenen kelimedir. Mar, 'Yılan' olarak geçer. Tehlikenin savıldığı yer manasında 'Bî-mar' kullanılır.

Bu hastanelerde yılan motifi oldukça kullanılmıştır.
Gevher Nesibe Daru'ş-Şifası'nın ana kapısı yılan motifi ile süslenmiştir. Osmanlı Dönemi Mekteb-i Tıbbiye-i Adliye-i Şahane, yılan motifini taşır. İstanbul Tıp Fakültesi ve birçok fakülte, amblemini yılan ile ifade etmiştir. Bu motif, kimi veterinerlik kurumlarında da kullanılmıştır.

Kimi tarikatlarda yılan, mürid gibi uysal, Şeyhin elinde kamçı gibidir. Birçok baston, yılan başlıdır, dayanılan yılan başlı baston güç verir.

Kapadokya-Ihlara Vadisi'ndeki bir kilise yılanlar tarafından işgale uğrar. Yılanlı Kilise olarak adlandırılan mekan'a suçlular bırakıldığında suçluların suçu hangi şekilde işlemişlerse o biçimde yılanlarca ısırıldığı inancı yaygınlık kazanmıştır.

Diğer Efsanelerde Yılan Motifi
İlluyanka Hitit Efsanesi'nde yılanvarî canlıdır. Baş düşmanı Fırtına Tanrısı ile savaşır. Medusa, başı Perseus'ça kesilen yılanların saçında yaşadığı bir kadındır. Yunan Efsanesinde yer alır. Medusa yılanlarla müzeyyen başı ile kadın iken, Sümer'de Ningiszida'nın omuzlarına düşen saçları boynuza sahip engerek yılanlarla tasvir edilir. Lokma-ı Hekim'in ab-ı hayatı araması, Gılgameş'in de merakıdır, Sümer Destanında.

İran'da her gün gençlerden birini öldürerek beynini yılan çıbanına bırakarak rahatlayan Zalim Bir hükümdar vardır, Demirci Efsanesi'nde. Bu iki çıbanın yılan başlı olduğu söylenir ki zalim hükümdarın ölümüne, hükümdara karşı çıkan Demirci olur.

Hazreti Musa'nın Firavunun sihirbazlarına karşı asasının büyük bir yılana dönüşüp hepsini yutması, ilahî kitaplarda yer almakta olan mucizelerdendir.


Sümer anlatımında hayat ağacının koruyucusu Ningiszida, boynuzlu yılan biçimindedir. Bu sembol, acaba yasaklı meyveyi taşıyan ağaçta Hz. Adem'i ve Hz. Havva'yı kandıran şeytanı mı sembolize eder? Cennetten çıkışın dünyadaki hayata açılan pencere olduğu unutulmamalıdır.

Mısır'da yılanlar şehirlerin ve mabedlerin koruyucusu olarak resmedilir, ifade edilir. Birçok piramid, yılanlarla süslü tablolarla doludur. Unutulmamalıdır ki Mısır Firavunlarının taçları, yılan motiflerinden oluşur. Yılan, kobra başlıdır. Kobra, Vişnu İnancında Vişnunun emrindedir, dokuz adet kobra Vişnu heykelinde Vişnu'nun başında canlandırılır.

Yunan Kültürü'nde Asklepios, Sağlık Tanrısı olma gücünü adını taşıdığı yılandan almıştır. Bu gün havanda dövülen zehir ve havanda yılan figürü, Yunan Sağlık Sembolü Tanrıçası Hygieia'yı temsil eder. Eczacılar, bu sembolü kullanır. Yunan Efsanesi'nde Phyton dev yılandır ve Gaia'nın oğludur. Apollon şikayet edilen Phyton'u öldürür. Apollon, Olimpos Dağı'nda Yunan Kültürü'nde bulunan 12 Tanrıdan biridir, mitolojide. Olimpos, bu tanrıların evidir, aynı zamanda. Gaia'nın oğlu Phyton yılan şeklinde iken, Şarap tanrısı bilinen Dionysos da doğumunda yılan biçimindedir. Persephone, doğan oğlu Dionysos'u kabullenir. Yunan Kültürü'nde Boreas, gövdesi yılandan kanatlı bir ilahtır. Cecrops, Atina'nın yarı yılan ilah hükümdarıdır. Anadolu'da Medusa, büyüleyici gözlerine bakanı taşa dönüştüren, saç yerine yılanları başında taşıyan, cezbedici bir kadın ilahedir ki kafası kesildiğinde Poseidon'un biri kanatlı uçan at şeklindeki Pegasus öbürü dev şeklindeki Chrysaor, Medusa'nın kesik başsız bedeninden fışkıran kandan doğan çocukları bilinir. Medusa'yı İstanbul Yerebatan Sarnıcı'nda başı ters biçimde sembolize edilmiş şekliyle görebileceğiniz gibi Didim'de Apollan Tapınağı kalıntıları arasında bulabilirsiniz.

Maya-Aztek Kızılderili Kültürü'nde yılan, her şeyi bilen ve insana herşeyi öğreten olarak kabul edilir. Hint Kültürü'nde yer altında yaşayan Nagalar, bir millettir, yılana benzer. Sonradan kimi Naga, insana dönüşmüştür. Bu inanışta reenkarnasyon düşüncesi etkindir. Budizm'de kişi, öldükten sonra başka canlılar biçiminde dünyaya gelr, ideal bir beden buluncaya kadar, gelişler söz konusudur. Çin'de yılan, Ejderha şeklinde tasvir edilir, bereketin, ihtirasın, kuvvetin remzi bilinir. Kimi ülkenin efsanelerinde kuyruğunu yiyen ve bu şeklide beslenen yılandan tutun, gemileri bile yutabilecek derecede olan yılanlar mevcuttur. Vikingler, gemilerinde kutsadıkları yılanları sembol ola rak kullanır.


Sonuç: Şah-ı Maran'ı ele alırken, efsanelerde geçen anlamlaştırdığımız tespitleri sunduk, yılan kültü konusunda farklı efsanelerden yola çıktık.

Belki bundan sonra efsane adı geçince tarihte olan-biten olayları sorgulayacaksınız. Belki bilinen kimi olayların nasıl efsaneye dönüştüğüne tanıklık edeceksiniz.

Bir gün Şah-ı Maran Motifi'ne rastlarsanız, belirttiklerimizi hatırlarsanız.

Belki dediklerimiz, paylaşılmaz.

Belki de bunca uğraşımız, sizi diğer efsaneleri yorumlamak için tarihte yolculuğa çıkartır.



Unutmamanız gereken, efsanelerin insan çaresizliğinin ürünü olduğudur, baş edemedikleri düşmanlarına karşı sukûtudur, insanın. -BİTTİ-