"Hangi suçtan ötürü öldürüldüğü sorulduğu zaman!"(1)

Toplum olarak bu kadar vurdumduymaz, bu kadar ihmalkar olunca!.. Olacağı buydu!

Başka ne beklerdiniz?
Evlatlarımızın evlerinin başlarına yıkıldığına şahit olmadık mı? Onları, yüzleri toz-toprağa bulanmış, yarı ölü halde enkaz altından çıkarıldıklarını defalarca müşahede etmedik mi? Suriye'de Doğu Guta'da kimyasal silahlarla vurulan yavrucukların çırpınarak can verdiklerini izlemedik mi? Aynı evlatlarımızın minik bedenleri varil bombalarıyla param parça olmadı mı? Açız! Açııızzz! diye feryad-u figanları yeri göğü inletmedi mi?"Sessizliğiniz bizi öldürüyor!.." demediler mi?

Kardeşlerinden gelecek nusret ile zalimin hakkından geleceklerini düşünüyorlardı! Bu yüzden Cumalara isim koydular zaferi beklerken! Ama nafile!

Biz Müslüman halklar olarak çaresizliği oynadık! Öğrenilmiş çaresizliği oynadık! Gerçekten çaresiz miydik?.. Hayır! Asla! Ancak güç odakların yönettiği ve liderlerimizin baş rol oynadığı algı operasyonlarıyla yönlendirildik.

Sözde liderlerimiz mi? Onlar da yağıp gürlediler. Ayet okudular, hadis okudular! Olmadık nutuklar attılar! Batıya ve ABD'ye kafa tuttukları imajını verdiler. Onları takmadıkları, ümmetçi bir politika izledikleri havasını estirdiler. Kutsal öfkemizi dindirdiler. Deyim yerindeyse gazımızı aldılar. Öyle ki; İslam ümmetinin yaşadığı trajediye sebep olan rejimlerin ve onlara bekçilik edenlerin bir şeyler yapacaklarına inandık.

Onlar ne yaptılar???
Tekrar ABD'yi çağırdılar imdatlarına! Ne de olsa ümmeti ikna etmişlerdi. Ümmeti yalanlarına bir kez daha inandırmışlardı. Artık ümmet onlara bir kez evet demişti. Açtılar İncirliği utanmadan ABD uçaklarına! Katil ABD uçakları yağdırdı hunharca ümmetin başına bombaları. Ne Kürt dedi ne de Arap! Ne IŞİD dedi ne de Cephetünnüsra! Yağdırdı hunharca ölümü ümmetin üzerine!

Kaldı ki; biz ilk kez kandırılmıyorduk! Hani Müslüman aynı delikten iki kez ısırılmazdı! O İslami izan ve ferasetten uzaklaşmıştık bir kere!

Bizim de işimize gelmişti kandırılmak! Dünyevileşmiştik artık! Kar zarar hesabını yapıyorduk her defasında! Külfetsiz zahmetsiz bir şeydi kandırılmak! "Bizi kandırdılar!.. " der kurtuluruz dedik. Zahmetten kurtulmak adına tekrar tekrar kandırılmayı göze aldık! Ancak Allah'ın katında kandırılmanın geçerli bir mazeret olmadığını hesap edemedik.

Şimdi o masum bedenler kıyıya vurunca eyvah dedik! Aslında o sahile vuran Suriyeli masum çocukların bedeni değil, bizim insanlığımız! Kıyıya vuran Aylan Kurdi değil, bizim vicdanımız! Kıyıya vuran bizim vicdanımız, imanımız!
Göz yaşlarımızın bağışlanmamıza yeteceğinden emin değilim!
Bu son aldanışımız olsa belki!
1-) Tekvir suresi: 9