Harmal.. (bir çiçek, bin tohum!)

İlk olarak bir iftar sofrasında duymuştum 'Harmal'ı.

Dostumuz Şükrü Kırboğa, iftarı beklerken "Suriyeli meslektaşlarınız var burada. Birlikte bir gazete çıkarmaya başladık. Sizleri tanıştırsam.." dedi.

Tanıştık Suriyeli meslektaşlarımızla.

Harmal vesilesiyle..

Harmal'ın kelime anlamı nedir diye sormuştum.

Bizdeki Üzerlik bitkisinin çiçeğine Arapça'da verilen isimdi.

Harmal; Üzerliğin sarı çiçeği..

Üzerlik'in bizim toplumumuzda derin anlamı vardı. Tütsü yapıldı üzerlikten.. Darlıktan, sıkıntıdan, başağrısından ve cümle kötülüklerden arınmak için evin ortasına kurulan sacın üstüne "Bismillah" diyerek bir tutam üzerlik serpilirdi.. Kokusu doyunca çekilsin diye de sacın başına oturtulan hastanın üzerine örtü gerilirdi.. Şifa olsun, şerler - kötülükler uzaklaşsın niyetine.. Üzerlik geleneksel Urfa hayatının her yerindedir.. Duvarlarda yılın 12 ayı asılı durur.. Sıkıntılara, başağrılarına, cümle şerlere karşı..

Harmal işte böyle bir şeymiş..

Bessam bey, Ekrem bey, İbrahim bey başta olmak üzere Harmal ekibinde yer alan Suriyelilerle tanışınca, büyülü bir kapı açıldı.. O kapıdan girince Suriye ve hayatın, dünyanın çıplak gerçekliğiyle karşılaştık.. Doktor Abdullah ve Beyt Suriye, Beyt Rakka, Fevziye Hanım.. Bunların etrafında yüzlerce Suriye aydını, sanatçısı, önderleri..

İşgale uğrayan vatan topraklarını terk etmek, hicret etmek zorunda kalmış ama ayakta duran insanlar.. Suriyenin kurtuluşu, yeniden doğuşu üzerine Özgür Suriye bayrağı altında bir araya gelmiş insanlar.. Her şeyini arkada bırakarak geldikleri Urfa'da, tüm yoksunluklarına rağmen gözleri ve gönülleri vatan topraklarında.. Kurtuluşu, özgürlüğü ve Yeni Suriye'yi konuşuyorlar..

Konuştukça, dinledikçe derin bir hüzün kaplıyor yüreğinizi.. Kelimelerimiz aynı, duygularımız aynı, acılarımız aynı, kaygımız - umudumuz aynı.. Suriyeli dediğimiz bir elmanın diğer yarısı.. Halep, Rakka, Haseki.. Mardin, Diyarbakır, Gaziantep'ten uzak değil Urfa'ya, Urfalıya.. Kuvay-ı Milliye ile Urfa'dan çıkardığımız Fransız'ın süngüsüyle bölünmüşüz Rakka'dan - Halep'ten. Yüreğimizin yarısı Urfa, yarısı Rakka - Halep..
Her görüştüğümüzde bir parçası tamamlanıyor yerel tarihin. Rakkalı bir gazetecinin dedesi, Osmanlının son Urfa tapu müdürü.. Urfalı bir arkadaşımızın dedesinden kalan köylerin ahalisi 100 yıl sonra "Suriye muhaciri" olarak karşısında duruyor.. Türkçeyle Urfa'da karşılaşan sevgili Rakkalı dostumuz, Çeçen ninesinin kızarak iş yaptığında Türkçe "İster istemez" diye söylenmesinin anlamını Urfa'da keşfediyor..

Efsunlu, tılsımlı bir romanı olur Harmal'ın etrafında yaşananların..

Tanışmaların, yardımlaşmaların, paylaşmaların, ayrılma-kavuşmaların, konuşulanların yada yaşanıp da konuşulamayanların..

İşin özeti ne diye sorarsanız, Harmal; ortak geleceğimizdir derim.

İstanbul'dan Bağdat'a, Şam'dan Kahire'ye.. Mekke - Medine'den Erzurum'a.. İzmir'den Beyrut'a, Urfa'dan Kudüs'e, Kerkük'ten Bursa'ya..

Umut çiçeğimiz, dermanımız, tılsımımız, tütsümüz.

Ciğerlerimiz, gönlümüz, gözümüz doymalı.

Güneşe çıkmalı, aydınlığı görmeliyiz. Cehalet, korku, kuruntu ve tüm endişelerden arınarak Hakk'ın, Hakikatın, Özgürlüğün ve Kardeşliğin tadını doyasıya çıkarmalıyız.

Tuna'dan Dicle'ye, Sakarya'dan Nil'e, Fırat'tan Meriç'e nice nehirlerimiz var.. Seyhan ve Ceyhan'ın ataları ata yurdunda..

Tarık bin Ziyad'ın, Alpaslan'ın, Selahaddin'in, Fatih'in çağıdır inşallah önümüzde duran..

Harmal, inşallah milyonlarca tohumuyla bu coğrafyaları temizleyecektir. Kan kokusundan, vahşetten, yarasalardan, akrep ve çiyanlardan..

Harmal, Suriyelinin birlik ve beraberliğidir. Suriyenin kurtuluşu, özgürlüğü ve yeniden doğuşudur. Bu kutlu doğuş inşallah bütün İslam aleminin silkinişi ve Dünyanın muhtaç olduğu adalet ve medeniyetin müjdecisi olacaktır inşallah..

Not: İşini yüreğiyle yapan ender insanlarımızdan, eski Şanlıurfa Valisi İzzettin Küçük'e, Türkiye'miz adına Harmal'a gösterdiği ilgi ve katkıları için gönülden teşekkürler.