Kibir, Müslüman için en büyük tehlikelerden biri. Bir adım ötesi küfür. Çünkü kibir, insanı sahip olduğunu zannettiği şeyleri kendinden bilip onu vereni yani Allah'ı inkara götürebiliyor.
Şeytanın ayağını kaydıran da kibir. Şeytanın insanı ayartmak için kurduğu tuzakların en önemlilerinden biri de kibir.
Peygamberlere karşı gelen ve helak olan kavimlerin en öne çıkan özelliklerinden biri de büyüklük taslamaları yani müstekbir olmaları.
Kur'an, sık sık onların bu yanına vurgu yapıyor ve şiddetle reddediyor.
'… Gerçekten O(Allah), müstekbirleri sevmez.'(Nahl Suresi, 23)
'… Büyüklük taslayanların konaklama yeri ne kötüdür.'(Nahl Suresi, 29)
Bir süredir yazılarımda dindar kesimlerin şu süreçte varlıkla imtihan edildiklerini ve bir kısmının pek de iyi bir performans göstermediğini söylüyorum ya, kibir de en çok gördüğümüz zaaflardan.O kadar yaygın ve o kadar yakın ki hiç kimse kendini bundan müstağni görmemeli.
İster resmi bir görevde olsun, ister bir sivil toplum örgütünde, ister atanmış olsun, ister seçilmiş, bazıları farkındalar mı bilmiyorum ama her hallerinden kibir akıyor adeta.
Aynı şekilde helal veya haram hangi yollardan ellerine geçerse geçsin zenginlik de kibrin en önemli sebeplerinden biri.
O görevlere nasıl geldiklerini ve o zenginliğe nasıl ulaştıklarını herkes gibi kendileri de çok iyi bildiği halde, kendilerinde bir keramet(!) olduğunu vehmedip havalara girmişler. Görevlerinin sunduğu imkanlardanve ellerinin altındaki paralardan faydalanmak için kendilerine sokulan çıkar düşkünlerinin sürekli yüzlerine gülmeleri, övgüler düzmeleri başlarını döndürüyor.
Ya eskiden de böyleydiler de uygun ortam oluşunca 'ayarları' ortaya çıkmaya başladı ya da bu ortam onları bu hale sürükledi.
Bir kibir, bir kibir…
Halleri, hareketleri, yürüyüşleri, gözleri, sözleri, mimikleri, her şeyleri kapıldıkları büyüklük duygusunu ele veriyor.
Bazen mevki makam, para pul aleyhinde konuşsalar da uygulama hiç de öyle değil. Vıcık vıcık yağ kokan iltifatlara o kadar alıştılar ki, herkesten her fırsatta bunu bekler oldular.
Kendilerine normal bir insan gibi davranan, hatta sırası geldiğinde eleştiren dostlarından rahatsız oldukları için uzak duruyor ya da onlara soğuk davranarak uzak durmalarına sebep oluyorlar.
Oysa Allah uyarıyor:
'Yeryüzünde böbürlenerek yürüme; çünkü sen ne yeri yarabilirsin, ne dağlara boyca ulaşabilirsin.'(İsra Suresi, 37)
'İnsanlara yanağını çevirip(kibirlenme) ve böbürlenmiş olarak yeryüzünde yürüme. Çünkü Allah, büyüklük taslayıp böbürlenenleri sevmez.' (Lokman Suresi, 18)
Ve Hz. Peygamber(SA) uyarıyor:
'Kalbinde zerre miktar kibir bulunan kimse asla Cennet'e girmeyecektir!'
'Meddahların (herkesi övenlerin, yağcıların) yüzüne toprak saçın!'
Biz de, yağcıların aksine, dost acı söyler hesabı, bu günlerin geçici olduğunu, her şeyin bir anda elden uçup gidebileceğini, kendilerini yükseklere kaptıranların düşüşünün daha acı olacağını, dünyada bir şey olmazsa bile ahiretin hesabının mutlak olduğunu hatırlatmak istedik.
Umulur ki düşünürler.