AZİZ DOSTA NOTLAR

Abone Ol

Azizim, dünya değiştiren dostu oldu mu insanın, toprağın çağırması mukadderdir. 

Şehirlerin harabiyetini düşünürken, insansız kalan şehirlerin yıkımlarının daha erken olduğunu okuyoruz, kitaplardan ve  anlıyoruz,  yaşadığımız yüzyıldaki tanıklıktan.

 Bunca yıkılan, yakılan şehirlerin müzeleri, kütüphaneleri nerelere taşındı? 

Bizim insan ölümlerinden habersiz olduğumuz eleştirilmesin. 

Bu medeniyete düşman vahşi devletler, bu savaşları o ülkelerin hazineleri, müzeleri, kütüphaneleri için yapmış olabilir mi?

Peki, yıktırdıkları tarihi eserler için ne demeli?

Konuşmak mı, olmalı kârımız, yoksa susmak mı?

Yürüdüğüm yolun ortasında duran taşı, kaldırmak gelmiyor mu, elinden?

O zaman yaşadığını var sayma, dünyada?

Öksüzün, yetimin başına dokundun mu?

Yaşlının, hastanın yanına vardın mı?

Susayana bir tas su verdin mi?

İşi gücü konuşmak olmamalı, sadece insanın.

Yaşayan ölülere döndü, şehirler.

Yasını tutuyorum, şehirler birer mezarlık.

Beni sorma, ölüler içindeyim, bedenim fazlalık.

Yüreğmin sızısına âşina değil, halden anlamayanlar. 

Kanar, durur derinden derine.

Derdimi derman bilmişim, sorma ötesini.

Söylesem, anlamazsın, üsteleme.

Çağda şehirler birer mezarlığa dönüştü, kat be kat apartman.

Bunca ölü nasıl mutludur, yaşarken beton mezarlarda?
Nasıl ölür, günümüzde insanlar?

Niçin şehirler, bu denli harap?

Işıkları yanık evlerin, gecenin gecinde.

Yaşayan ölüler, ışıklarında uyusunlar.

Biz, uyanığız göz kapaklarımız yorgun.

Onlar bizi anlamazlar.

Şehirler...

Ah şehirler, nasıl mezara dönüştünüz?

Onlar, küskün yaşayan insana, sorular cevapsız.

Karanlıklar içinde olana aydınlığı anlatamazsınız.

Kimi mum ışığını güneş bilir, kendi dünyasında yaşar.

Şehirler sessiz ve suskun.

 Yüreği yaralılar neden acı çeker, insanlık için?

Anlatırdı, masallarla hikâyelerle ak sakallılarımız, küçükken bize.

Kabirleri köylerde kaldı, şimdi biz yaşlanmışız.

Çocuklarımız nerede?

Şehirler, birer birer yuttu, girdap misali her şeyi.

Torunlarımız nece konuşur, nece büyür?

Son nefesi vermeye yakınız, kimseler aldatmasın, bizi.

Ya biz ya şehirleri kabristana çeviren ölüler.

Yeni bir dirilişe sayfa açmak, lazım.

İnsanlığa ve şehirlere.