Kamuoyunun ortak kanaati Türkiye'nin eskidiği yönünde!.. Zira "Yeni Türkiye!" nidaları oldukça moda ve siyasi arenada iyi prim yapmaktadır.
Eskimekle kastedilen kuşkusuz rejimdir. Zira bu topraklara yabancı, yönettiği halkların kültür kodlarına aykırı bir rejimin en fazla bir asırlık ömrü olabilirdi. Hilafet nizamı ile yönetilen Osmanlı Devleti altı asır boyunca aleme nizam vermesine karşılık Laik T.C. darbelerle sürdürdüğü ömrünün sonuna gelerek tez zamanda eskidi.
Şimdi esas mesele Yeni Türkiye nasıl bir Türkiye olacak? Bir rejim partisi olan AKP eski Türkiye'yi boyayarak halka yeni diye yutturmakla o kadar meşgul ki; yerli yabancı herkesi ayartacak hünerler sergilemektedir.
Rejim ithal olduktan sonra anayasayı değiştirsen kaç para eder? Rejim İslam coğrafyasında yaşayan halkların can düşmanı Batı'ın siyasi, kültürel ve iktisadi egemenliğini garanti altına alan laik demokratik rejim olduktan sonra başkanlık olsa ne yazar? Bunlar aynı rejimin farklı versiyonlarıdır. Bu halde Türkiye'ye nasıl yeni Türkiye denilebilir?
Gerçekte denilemez! Zira yeni Türkiye diye bilmek için yeni bir dünya görüşüne, hayat felsefesine, kuşatıcı bir amentüye ihtiyaç vardır. Her alanda yüzeysel değil köklü bir değişime gereksinim vardır. Bu coğrafyada yaşayan halkların tarihi köklerine ve hayat felsefesine uygun bir yönetim nizamının hayata geçirilmesi gerekir.
Nitekim Yeni Türkiye; Batının sömürge aracı olan mevcut küresel kurumları reddeden ve onlara alternatif adil evrensel kurumların inşasıyla ancak hayat sahasına çıkabilir. Batının insafsız pençelerinin altında inim inim inleyen sair dünya halklarını da içine alacak yeni bir dünyanın temelinin atılmasıyla ortaya çıkar. Açıktır ki; Yeni Türkiye'den söz ediyorsak bu demektir ki; yeni bir dünyadan söz ediyoruz!
Bu yenidünyanın inşasına Türkiye'den başlamak doğru ve yerindedir. Ancak tarih aynı kültür kodlarını taşıyan koca bir coğrafyaya işaret etmektedir. Bu nedenle pansuman türü girişimlerle bu dünyaya ulaşmak gayri kabildir. Tarihe bakılsa bu yenidünyaya ulaşmanın pusulasına ulaşılabilir. Nitekim Tarih, bu toprakların ebedi önderi olan Resul (s.a.v.)'in Medine'ye yürüyüşünün izlerini cömertçe bize bahşedecektir. Kendi öz malımız olan İslam'ın gücünü ellerimize vererek bizi yeniden dünyaya nizam veren bir konuma yükseltecektir.
Ecdadımıza yakışır bir şekilde II. Raşidi Hilafeti ikame ederek Resul (s.a.v.)'in sancağının altında Allah'ın kullarına Allah'ın ahkamını tatbik edecek adil bir yeni Türkiye ve peşinden yeni bir dünya inşa etmek bizi bekliyor!
İşte yeni Türkiye bu Türkiye olacaktır.