Yeni Bir Çağrıya İhtiyacımız Var!...
Abdurrahman KIRIKÇI
O kadar ayrıştık ki... Bu salgında birbirimiz ile kenetlenmemiz gerekirken bile, muhalefet kavramının arkasına sığınarak birbirimize düşmanlık edebiliyoruz. Sosyal medyada insafsızca birbirimizi boğazlayabiliyoruz. İhanet, iftira, inkar, ifşa bini bir para. Bu ölümcül travmada bile kavga etmeyi başarabiliyoruz. Ekonomik kenetlenmeye dilencilik deyip kendi devletimizi IMF'nin kapısına itmeye çalışıyoruz. Ne zaman bu hale geldik? Ne zaman kaybettik içimizdeki sevgiyi? Bu mu vatanseverliğimiz? Bu mu millet endişemiz? Bu mu milli dayanışma birlikteliğimiz? Bizim; iktidar, muhalefet, devlet, millet, siyaset, bürokrasi, toplum veya fert farketmez, bütün bileşenlerimizle birlik ve beraberlik içinde olmamız gerekmiyor mu? Gerekiyor elbette! Bizim güçlü, objektif, kendi değerleriyle barışık bir yekpareliğe ihtiyacımız var.
Biz, insan kazanma medeniyetinin çocuklarıyız. Önceliğimiz gönül kazanmak değil midir? Şapkalarımızı hepimiz önümüze indirelim, yeni baştan düşünelim. Bu büyük potansiyelimizi değerlendirelim yeniden. Bu ülke şanstır, bu millet şanstır, bu ruh şanstır. Bu Cumhurbaşkanı'da bir şanstır. Lakin en çok sorumluluk da onun omzundadır. Bu işin mimarı da kendisi olmalıdır. Zira kendisinden sonra bu hassasiyetlere sahip, güçlü başka bir lider gelir mi? Böyle bir çağrıyı yapabilir mi? Doğrusu çok zayıf gibi görünüyor. O yüzden bu noktada, bu fırsatı kaçırmamak için, belki bu çağrıyı kendisi yapmalıdır diyorum. Açılan bu çığırda, bizde millet olarak üzerimize düşeni yapalım. Bazı yaklaşımlarımızı gözden geçirelim. Yanlışlarımızdan dönelim hep beraber. Hatta tövbe edelim hepimiz. Adalet, ahlak ve insan merkezli bir akıla ne kadar çok ihtiyacımız var değil mi?
Öncelikle, marjinal ve ötekileştirici politik yaklaşımlardan kurtulmalıyız. Örneğin; Kimimiz, Kürtçülük iddiasıyla terör örgütleriyle omuz omuza vatana ihanet ediyoruz. Kimimiz, Türkçülük iddiasıyla Kürt gerçeğini inkar ediyoruz. Kimimiz, muassır medeniyet iddiasıyla, dinsizliğin dini üzerinden inancımıza küfrediyoruz. Kimimiz, din üzerinden din kalpazanlığı yapabiliyoruz. En çok da bu katı, subjektif ve kendi değerleriyle kavgalı yaklaşımlardan dolayı kaybediyoruz zaten. Bütün değerlerimizi, politik tercihlerimize peşkeş çekiyoruz.
Oysa ki, atalarımızın mirası olan bu coğrafyada, hep beraber insanlığın barışının, ümmetin huzurunun ümidi olabiliriz. Yeniden inşa edebiliriz yıkılanları, yeniden ihya edebiliriz bozulanları, yeniden bulabiliriz kaybettiklerimizi. Yeniden başlayabiliriz.
Yeniden Allah'ın adıyla diyebiliriz.
Abdurrahman KIRIKÇI
Yeni Bir Çağrıya İhtiyacımız Var!...
Misafir Kalem
Yorumlar