Bugün Suriye'de yaşanan; yedi düve karşı savaş dediğimiz şeyin ta kendisidir. 5+1 'e ve dahi İran'a karşı bir ümmetin varoluş mücadelesi verilmektedir. Bu iş öyle "Dünya beşten büyüktür!.." nutuklarını atmakla olmuyor. Onlar bunu fiilen göstermenin onuru peşindeler.
Ümmetin yüz akı Suriyeli mücahitler ve dünyanın dört bir yanından akıp gelen ümmetin ihlaslı evlatları Bedir Savaşı mesabesinde bir savaş yürütmektedirler. Öyle ki; bu savaşın kazanılmasıyla ümmet tekrar ayağa kalkacaktır. Evrensel intifadasını Hilafetle taçlandırarak ümmetin iki yakasını bir araya getirecek, Kudüs'ün fethini gerçekleştirerek bugünlerde yeniden azan Siyonist İsrail oluşumuna son verilecektir. Kendi öz yurtlarında parya olan Müslüman halklara rahat bir nefes aldıracaktır.
Türkiye halkının gönlü ve duası mücahit kardeşleriyle beraberdir. Dahası mücahit kardeşlerinin yanında omuz omuza çarpışan Türkiyeli mücahitler de az değildir. Türkiye halkı muhacir kardeşlerine yardım elini uzatmış, onlara kapılarını açmıştır.
Ancak yedi düvelle karşı savaşmanın ne demek olduğunu iyi bilen bir ülke halkı daha çok şey yapmalı değimliydi? Yöneticilerin İncirlik'i ABD uçaklarına açmasına ve Türkiye'nin İslam'a karşı yürütülen bu savaşta Koalisyon Güçleri içinde yer almasına engel olmalı değil miydi? En azından meşru siyasi söylem ve eylemlerle buna engel olmaya teşebbüs etmesi gerekmez miydi?
Diğer taraftan T.C. ve son 13 yıldır ülkeyi yöneten AKP hükümeti nedense Türkiye'nin Suriye politikasını algı operasyonlarıyla olduğundan farklı gösterme ve en azından karartma çabası içindedir. Kimi çevrelerin AKP hükümetini IŞİD'e yardım etmekle suçlayacak kadar ileri gidebilmeleri ve bunu destekleyecek argümanları bulabilmeleri bundandır.
Ancak önyargılardan ve niyet okumalardan bağımsız değerlendirildiğinde Türkiye'nin Suriye meselesinde temel meseleler bağlamında ABD ile birlikte hareket ettiğini görebiliriz. Bunun en belirgin göstergeleri şunlardır: a) Özgür Suriye Ordusu denilen laik bir kesimin siyasi çalışmalarına ev sahipliği yapması. b) Cenevre görüşmelerini desteklemesi. c) ABD'nin direktifleriyle El- Nusra Cephesi'ni terörist ilan etmesi. d) İncirlik'i katil ABD uçaklarına açması e) Eğit-Donat projesine ev sahipliği yapması. f) Fiilen Koalisyon Güçleri içinde yer almasıdır. Bu altı somut gerçeğe rağmen Türkiye'ye ABD'ye kafa tutan bir pozisyon kazandırmak gerçeğe uygun düşmemektedir.
Türkiye'nin ABD ile birlikte hareket etmesi bir tercihtir kuşkusuz. Türkiye'nin ABD'den bağımsız hareket ettiği görüntüsünün verilmek istenmesinin nedenine gelince; ABD'ye kafa tutmak iç politikada pirim yapan bir tutumdur. Dünyanın dört bir tarafında İslam ile savaşan ABD'ye rağmen hareket etmek içerde siyasi getirisi yüksek bir politikadır.
Diğer taraftan Türkiye'ye biçilen evrensel rol de bunu gerektirmektedir. Nitekim Türkiye'nin model ülke rolünü oynayabilmesi için Batı'ya kafa tutan bir kahramanlık ambalajına ihtiyacı vardır. Arap ve Türki Cumhuriyetlerin, Pakistan ve Afganistan gibi ülke halkların efsanevi bir kahraman lidere ihtiyaçları vardır. Müslüman halkların böyle bir kahramanlık öyküsü üzerinden laiklik ve demokrasiyi özümsemesi daha kolay ve kalıcı olacağı öngörülmüştür.
"Türkiye ABD ve Batı' ile birlikte hareket etmeye mecbur bırakılmıştır. Yoksa Allah korusun Türkiye'nin bölünmesi söz konusu idi. "diyenleri anlamak zor değil. Ancak şu var ki; gerçekten sırtını halka dayanan liderler onlara yalan söylemez. Onlara her şeyi doğru söylerler. Örneğin; ABD'nin aslında ümmete düşman bir ülke olduğunu, coğrafyamızı daha küçük parçalara ayırmak üzere yeniden şekillendirmek istediğini, Müslüman halkları birbirine kırdırma politikasını izlediğini açıkça halka ilam ederlerdi. O zaman halk onları desteğini bir kat daha artır ve onları ebediyen bağrına basardı.
Sözüm o ki; Suriye intifadası meselesinde Türkiye'nin daha dün savaştığı yedi düvelin yanında yer alması hiç de yakışmamaktadır. Bu konumunu bir an önce gözden geçirmesi zaruridir.
Geçek şu ki; hem nalına hem mıhına politikasının sonu iflas ve her iki dünyada da mahcubiyet ve hüsrandır.
Allah ümmeti kendisiyle birlikte halklarını mahcup eden partilerden ve liderlerden korusun!
Selam ve dua ile…