Ölüm Herkesin Başınadır

Bir yazar dünya değiştirir, ömründe vefatı sonrası yapılan harcama toplamını bir arada görmemiştir.

Bir şair ölür, şiirlerini kitaplaştırdığında yakınında olan fazla değilken, şiirleri bayrak yapılır.

Bir sinema oyuncusu ölür, günlerce rol aldığı flimlerden bahsedilir.

Bir siyasetçi ölür, bakarsınız seneden seneye hatırlanır.

Varlıklı olduğu söylenen biri ölür, gazetelerde sayfalarca başsağlığı ilanları verilir, cenaze konvoyu kilometrelerce uzar, mevlidinde ve meclislerde ağıt yakan, ağlayan kadrolu organizasyonlar bayram eder.

Bir fakir ölür, defnine beş- altı kişi gelir.

Bir taziye haftalarca devam eder, kimi üçüncü günün yarısında biter.

Kimi gariban hayatta iken yardım görseydi, acılar ve yokluklar içinde ölmez, taziyesine harcanan para ile mutlu ve mesut dünya değiştirirdi.

Kimi için anıt mezarlar yapılır, ihtişam içinde.

Kiminin mezar başına bir taş bırakılır, bilinmesi için.

Kimi geride servetiyle mirasçılarına ömür boyu, torunlarına da yetecek mal û mülk bırakır.

Kimi borçlu ölür, çocuklarına güzel ismiyle anılmayı miras bırakır.

Kim kefeninden başka bir şey götürür, öteye?

İnanan için herkes ateşini burdan götürür.

İnanmayan için söz söylemeye yok hakkımız.

Biri ölünce kimi vefat ettiğini belirtir kimi öldüğünü.

Kimisi ışıklar içinde uyumasını diler kimi günahlarının affını.

Kimi ne olduğunu bilmeden, mevtanın ne yaptığından habersiz, ' Mekanı cennet' der, söyleyecek söz bırakmaz...

Nihayetinde ölen insandır.

Bize düşen ölünün ardından hayırla konuşmaktır.

Hayrı varsa, şahit olunmuşsa belirtmektir.

- Ey Cemaat! Vefat edeni nasıl bilirsiniz?

Cemaat, olumsuz bir şey söylemez, elbette.

Orada bulunanlar, zaten onu sevenlerdir.

***

Bilir misiniz, insanlık için bir eser bırakanlar daîma milletin gönlünde yaşar.

Bir çeşme suyundan içen yaptırana rahmet okurdu. Şimdi kitabesinde yer alan ifadeler için ücretli tercüme edecek zor bulunur...

Bir köprü yaptırıp insanın kolaylığını sağlayama dua edilirdi. Şimdi dünyanın çok ülkesinde köprü ve yol geçişleri para ile.

Bir hamam, aş evi, hastahane aynı biçimde...

***

Değerli Okur!...

Memleketine, köyüne , kazasına, şehrine eser kazandıranlar, daîma hatırlanırlar, bilenlerce.

Cemaate seslenen İmam olsun, papaz olsun, haham olsun, şunu dese günah olur muydu, mevta başında:

-Vefat eden şehrine, kazasına, köyüne, memleketine hangi hizmetlerde bulundu?

İnsanız, nihayetinde.

Hepimiz, bir süre sonra öleceğiz.

Bizi şehir sevdası ve hasretiyle hatırlayan olursa kendilerine selam olsun...