Şehir, bir limana benzer. Geminin uzaklara açılması misali, duraktır insan için şehir.
Donanım ister, şehirde yaşam için, hayatı güzelleştirme adına.
Şehirde olan, şehre bir şeyler katmak zorundadır.
Şehir nüfusu artmamalı bir yönde.
Kazalarda ve köylerde mutlak sûrette nüfus yerinden olmamalı.
Kaza ve köy insanı, üretmekten soğutulmamalı. Şehir hulyâları kimsenin rüyalarına girmemeli.
Şehir insanı tüketicidir, memurdur, askerdir, öğrencidir, çoğunlukla.
Şehirde gerekmedikçe ev yapılmamalı. Yapılan evler, şehrin tarihî alanlarının dışında ve mimarîsine uygunluk arz etmeli.
Hiçbir sanayi yatırımı şehire yakın olmamalı, zamanla şehir merkezinin içinde kalmamalı.
Şehrin sanayi işlerinde çalışanın şehre uzak düşmesi sebebiyle ikametgâh alanı iş yerine yakın olmalı.
Şehrin yakınında ekilebilir araziye hiç bir şekilde imar izni verilmemeli.
Şehrin nüfusu olağan şekilde artmalı.
Yeni evler, şehri merkeze alan dört bir yönde, nerede yapısı depreme dayanıklı, dağlık-kayalık-taşlık alan-yer varsa o alanlar imara açılmalı.
Tarım alanları ve hayvancılık alanları, hiçbir şekilde binalaşmamalı.
Şehrin sebze ve meyve üretim bahçeleri, akarsuların uzağına düşmemeli.
Şehrin havasını, suyunu ve toprağını bozmamalı, insan.
Hiç bir tarihî yapı'ya bitişik nizamda olmamalı, yeni yapılar. Hiç bir yapı, şehrin ibadethanesinden daha yüksek inşâ edilmemeli...
Şehir merkezine yakın eğitim ve öğretim kurumları yapılmalı.
Okullar, trafik keşmekeşi içinde kalmamalı.
Her bir öğrenci ve eğitimci ulaşımı, kolaylıklar sağlanarak gerçekleştirilmeli.
Eğitim kurumları, tabiatla içiçe olmalı. Günün belli saatlerinde öğrenci, okuluna ek işleri ücretsiz yapmalı.
Okulun sebzesi ve meyvesi, sutü-yoğurdu- peyniri, eti, ekmeği olmak üzere sabah-öğle-akşam, okula ait alanlardan sağlanmalı.
Her bir öğrenci bu işlerde haftanın bir gününü ücretsiz ayırmalı. Çalıştığı gün katılmadığı dersleri hafta sonuna alınmalı.
Okula gelir sağlayan, katkı sunan öğrenci, ihtiyaç sahibi ise yatılı hükmünde olmalı.
Gündüzlü öğrenci velisi, her türlü ihtiyacın karşılandığı okula muhakkak sûrette bir ödemede bulunmalı.
Ders saatleri dışında okulda öğrenci kütüphaneden ayrı düşmemeli.
Konferanslara katılmalı, etkinliklerde yer almalı.
Şehirde hiçbir şekilde alış-veriş merkezlerine izin verilmemeli. Şehir merkezinin içinde elli yıl içinde kalmayacak şartıyla AVM yapma izni verilebilir. isteyen şehirli aracıyla alışverişini şehir dışındaki alış-veriş yerlerinden yapabilir.
Şehir merkezinde her esnafın kümelendiği alanlarda esnaf sadece kendi işiyle ilgili satış yapmalı.
Kasap, sadece et ve et ürünleri satmalı.
Esnaf süt ve süt ürünleri dışında iş yerinde bir şey bulundurmamalı.
Zeytini zeytinci, sebzeyi -meyveyi manav, ekmeği-simidi Fırıncı, tütünü tütüncü, balığı balıkçı, turşuyu turşucu satmalı.
Bu şekilde esnaf yapılanmasında nüfusa göre iş yeri açılmalı. Nüfus ve hasta sayısına göre hastahane ve eczahane nasıl açılıyorsa kurallar belli olmalı.
Aynı sokakta dört berber, yan yana iki çay ocağı, karşılıklı iki lokanta, petrol ofisi olmamalı.
Hiçbir şekilde uyuşturucuya ve bağımlılığa yol açan içecekler şehir merkezine mekan olarak dağılmamalı, şehrin büyüklüğüne göre birkaç noktada toplanmalıdır. Bu tür alanlarda satılan her türlü madde hiçbir şekilde özendirici olarak AVM'lerde yer almamalıdır.
Yaşlıların ve hastaların dinlenebileceği, kimi etkinliklere katılabileceği alanlar yanında çocuklar için aynı şekilde oyun ve bahçeler yan yana bulunmalı.
Şehrin merkezde kişi başına düşen ihtiyacı karşılayabilecek yeşil alan metrekaresi, nüfus artıkça çoğaltılması.
Denebilir ki nerede kültür ve sanat, edebiyat?
Şehir Araştırmaları Merkezi, sadece kitaptan mürekkep değil.
Günümüzde yeni şehirler bu şekilde inşâ edilirse, o zaman şehir de muhterem olur insan da.
Gecekondu da ortadan kalkar gündüzkondu da...
Ekonomi de düzelir huzur da gelir.
Herkes çalıştığının karşılığını alır, kimse vicdansızlığa meyle yanaşmaz.
Yabancı markanın istila olduğu anlaşılır, çoğu banka hayattan bir bir çekilir.
İnsan, geldiği dünyada hayatın manasını anlar, kötülükler sahibini bulur.
Kuşaklar arası çatışmalar ortadan kalkar, insan medenîleşir, çağın esaretinin zincirlerini kırar.
Sanayi de gelişir ekonomi rayına girer...
Dahası Şehir Araştırmaları Merkezi bunun için vardır.
Dünle bugün arasında köprü olup, insanlığın yarınına güvenle bakmak için çaba harcar.
Sömürünün olmadığı, emeğin-alınterinin kutsal bilindiği, faizin ortadan kalktığı, insanın Eşref-î Mahlûkât bilindiği dönemin beklenen olduğu hafızalara kazınmalı.
Haksız savaşların önünün kesildiği, fakirlerin zenginleri doyurmayı reddettiği, inancına, tarihine, coğrafyasına bağlı, diline hakim, değerlerine vâkıf millet şuurunun tüm dünyayı kapsadığı günler, beklenendir.
Mazlûmun esarete mahkûm kılındığı günümüzde Şehir ve Medeniyet düşüncemiz, bu.