Bırakın bana beni, size şiirler yazayım
Tercümânı olayım acılı hîslerinizin
Tılsımlı kelimeler bulup sihirler bozayım
Kalplerinizde bir kezzap yarası kadar derin
En baba kelimeler; arkalarında öbekler
Sonra anneleriyle kucaklarında bebekler
İlk yağmurlarla yağacaklar uzlet belleğime
Hür kalemimden doğacaklar, kuvvet bileğime
Yazacaksam derin olsun, gökyüzü kadar engîn
Görebilmeliyim ifâdesini tüm renklerin
Niçin bir yerlerde her rengin görülürken hazzı
Bir yerlerin "Kara çalmak" olur tek imtiyâzı?
Birileri krâl, birileri krâlîçedir
Ezelden mi yazılmış nedir, hep böyle micedir?
Adâlet derler; "Kılıçtan keskin, kıldan incedir."
Görmüyoruz; yoksa biz miyiz 'Kör' olan nicedir?
Birlik ve berâberlik, kardeşlik demiyor muyuz?
Aynı yolun yolcusu olmak istemiyor muyuz?
Oturur "Kânûn" anlamlı yere fikri güzelde
Olur Kör'ün değneği tâlîm görmemiş bir elde
Dürüstlükten şaşma, rûhunu kandırma zavâllî!
Doğruluk çeşminde arın, pâklandır her ân aklı
Fazîlet, erdem, husûslardır sana lâzım olan
İnsân haysiyetiyle nâmûssuzlardır oynayan
Perdeler; nefret, garez, kıskançlık duygularını
Cesâret alır ardından, gizler korkularını
İlk fırsatta çevirir sana bütün oklarını
Görürsün yüreği yaralı, sürgün çoklarını
Ehliyetsiz, liyâkatsiz direksiyon çevirir
Kazâya sebebiyet verir, aksi yön devirir
EBEDÎ der: Hasar büyük; ya mâla ya cânadır
İbret almaz. Ağlayan; eş, ya bala ya anadır
(24.11.2022)