Türk ordusuna ağır koşûllar dayatılmıştı
Otuz ekîm bin dokuz yüz on sekiz'de Mondros'la
Vatan kılınan kûtsal toprâklar ki kanımızla
Îtilâf devletlerince gîzli paylaşılmıştı 

İmzâ edilen mütârekeyle müstemlekeler
İşgâl edebilecekti her zamân memleketi
Osmânlı'nın Anâdolû'daki hâkimiyeti
Son bulunca fiilen, atağa geçti ülkeler 

Yûnân ordusu İzmîr'i işgâl eti evvelâ
Târîhe geçti katliâmcı olarak, yâğmâcı
Bîzans İmparatorluğunu diriltme amâcı
Taşıyordu bu düşünce ve sönmemişti hâlâ

Frânsız, Ermenî çeteleri güneyden girdi 
Ûrfâ, Maraş, Kîlîs, Antep, Adanâ ve Mersîn'i 
İşgâl ettiler. Gâye Türk'e bildirmek dersini!
Âllâh'ım! O ne meş'um ne karânlık bir devirdi?

"On dokuz mayıs bin dokuz yüz on dokuz'da" vardı
Ümît ile Sâmsûn'a Mustafa Kemal Atatürk.  
Başlattı yurtta topyekûn bir direniş. Özgürlük
Türk'ün kanında vardı. Yoksa o, nasıl yaşardı?

Havzâ'da, Amâsyâ'da genelgeler yaptı önce
Erzurûm ve Sîvâs' ta birer kongre. Amâsyâ'da
Görüşmeler yapıp ümîdi aşıladı yurda
Hazırdık; halk zihinsel olarak örgütlenince

Mîsâk-ı Millî Türk milletinin manifestosu
Kabûl edildi; asgarî barış şartlarıydı bu
Türk'ündür sınırları kanla çizilen bu tapu
Verilmez. Bütün dünyâya yapıldı duyurusu

"Vatan bir bütündür parçalanamaz." Duydunuz mu?
Hatırlatacağız bir daha emeli olana
Çakâla yûh! Ne hâddine kafa tutmak aslâna?
Türk'ün cemâziyelevvelini unuttunuz mu?

Üç cephede; Doğu, Batı, Güney olmak üzere 
Örgütlendik; Doğu'da Kâzım Karabekir Paşâ
Batı'da Ali Fuât, İsmet İnönü savaşa
Girdi. Güney'de Refet Bele serdârdı nefere

Savaş sonunda kesin bir yenilgiye uğrattı 
On beşinci Kolordu, Doğu'da Ermenistân'ı
Gümrü Ântlaşması yeniden Kârs'ı, Ardahân'ı
Ârtvîn, Îğdîr ve Bâtûm'u toprâğımıza kattı

Güney'de; Sütçü İmâm ve Ali Sâip Bey gibi
Kahramânlar düşmanlarla mücâdele ettiler 
Başarıya ulaştı Türk direnişi. Gittiler… 
Belli olmuştu bu toprâkların gerçek sâhibi

Yûnân kuvvetleriyle TBMM arasında
Birinci İnönü Muhârebesi yapılmıştı
Yûnân ordusu birinci duvâra çarpılmıştı
Gâlip geldi "Düzenli Ordu" savaş sonrasında

Hâlâ râhat durmuyordu; Ânkarâ'ya ulaşıp
Isrârla TBMM'yi dağıtmak istiyordu 
Fakat her atağında biraz daha bitiyordu
Ve çekildi, bazı hayâlleriyle vedâlaşıp

Son gücüyle Eskîşehir-Kûtahyâ'ya yöneldi 
"Belki buradan zaferle dönerim, olabilir!
Hem bir ordu üst üste nasıl zafer alabilir?"
Türk geri adım attı, Yûnân'a bir güven geldi

Türk ordusu Sakaryâ Nehri'nin doğusuna set
Çekecek, sath-ı müdâfaaya geçilecekti
Ve o satîh bütün vatandı. Kan içilecekti
Bozulmayacaktı hat. Ya ölüm ya gâlibiyet!

Türk kurtuluş savaşının Melhame-i Kübrâ'sı
Sakaryâ meydân muharebesi, o çetîn savaş
Duruyor gövdeler hep yan yana, baş üstünde baş
Sâğ kalan taşıyor; ya süngü, ya mermi yarası 

Âmânsızca tam yirmi iki gün ve gece sürdü 
Yüz kilometre uzunluğunda etti cereyân 
Ve başarısız oldu her taarruzunda düşman
Ordumuz dağılan Yûnân ordusunu süpürdü

Böylece savaşın kazanılacağına olan 
İnâncı daha da arttı Türk milletinin. Gayrı;
Dünyâda büyük yankı uyandırdı bu başarı
Ve bu başarı açtı askerî, siyâsî alan

Yirmi altı ağustos bin dokuz yüz yirmi iki
Yûnânistân'a karşı başladı "Büyük Taarruz"
Beş günlük bir güreşti; düştü yere, vurduk omuz
Kim gelse yıkardık, ordumuz çok kuvvetliydi ki

"Ordular, ilk hedefiniz Âkdenîz'dir!" Der, bize
Mustafa Kemal Paşa, durur muyuz? On üç eylül
Sabâhı İzmîr'e doğru ilerledik. Gözü kül
Ordularımız Yûnânlıları döktü denize 

Mûdânyâ Âteşkes Antlaşması'yla Türk ve Yûnân
Savaşı sona erdi. Lozân Barış Ântlaşması;
Oldu Yeni Türk Devleti'nin delîli, şemâsı.
Oldu "Yirmi dokuz ekîm'de" Cumhûriyet i'lân

Mustafa Kemal Atatürk'ün önderliğinde ilk
Modern bir devlet olma yolunda adım atıldı
Yeni bir çâğın açıldığı yirminci yüz yıldı
Kayıtsız ve şartsız milletin oldu egemenlik

EBEDÎ der: İ'lânına giden yolda yorulduk
Savaşlar oldu, kolay kurulmadı Cumhûriyet
Yıkıldı imparatorluk, kuruldu ûlûs devlet
Artık pâdişâhtan değil halktan sorulur olduk
 (29.09.2023)