23 Eylül 2024'te kaleme aldığım "Balıklıgöl Rezaleti" başlıklı yazımın ardından tam 1 ay geçti. Bu süre zarfında Balıklıgöl platosunu tekrar ziyaret ettim. Amacım, hem turistlerin ilgisini haberleştirmek hem de yazımın ardından yetkili mercilerden gelen "ilgilenilecektir" sözünün tutulup tutulmadığını gözlemlemekti. Ancak gördüğüm manzara, öncekinden de kötüydü.

Çevredeki ses sorunu, "denetlenmiş" olmalarına rağmen aynı şekilde devam etmekte. Bununla birlikte, bölgedeki işletmelerin hem kaldırım işgali hem de müşterilere olan lakayıt yaklaşımları da aynı şekilde sürmekte.

Bakın, bugün Şanlıurfa'nın tek bir gündemi var: "Turizm." Şanlıurfa'da bacasız sanayi yani turizmi canlandırmak için bu kadar etkinlik ve organizasyon yapılırken, şehrimizin turizm alanındaki aynası Balıklıgöl'deki bu başıboşluk ve düzensizlik neden çözülemiyor?

Kaldırımı işgal eden, lakayıt kafeler belediyelerden ve valilikten daha mı güçlü?

Ayn Zeliha Gölü'nde birer menengiç kahvesi içmek için oturduk. Yanımıza, fotoğrafta da gösterdiğim gibi, tam 4 çocuk geldi. Sözlerini aynen aktarıyorum:

İlk gelen kız çocuğu: "Size dövme yapayım mı?"

İkinci gelen kız çocuğu: "Gül alın!"

Üçüncü gelen erkek çocuğu: "10 lira ver!"

Son gelen erkek çocuk: "Size türkü söyleyeyim!"

Bu çocuklar, yarım saat içinde masamıza gelip sohbetimizi böldü ve isteklerinde ısrarcı olarak dikkatimizin dağılmasına sebep oldular.

Bu çocukları kullanan ve insanların duygularını istismar ederek kazanç elde edenler, zabıta ekiplerinden daha mı güçlü?

Önceki yazımda Balıklıgöl'e girişlerin ücrete tabi tutulması gerektiğini yazmıştım. Platonun giriş ve çıkışları belli; her gelen kişiden sembolik olarak 10 lira ücret talep edin ve bu kazancı platonun giderleri ile çevre düzenlemesi için harcayın. Çok mu zor bir şey?

Bu sayede hem izdihamın önüne geçilir hem de platoya herkes elini kolunu sallayarak giremez; bir düzen ve seçicilik oluşur.

Yazık!

Şu günlerde şehir turizminin en kalabalık günlerini yaşarken turizm aynası Balıklıgöl'ün bu halde kalması ve gelen insanlara bu şekilde lanse edilmesi hepimizin ayıbıdır.