Şanlıurfa’da duayen olmak zordur, herkes olamaz!

Öncelikle, duayen olabilmek için Şanlıurfa aleyhine haber yapmalısınız. Özellikle cinayet, tecavüz ve terör içerikli haberlerle, şehri asılsız şekilde kötülemeniz gerekiyor.

Bol bol dedikodu yapmalısınız! Evet, gün içinde şehrinizde kimse cinayet işlemedi mi? Hiç canınızı sıkmayın, hemen delilsiz/belgesiz, belediyenin çay ocağından sorumlu kişinin 3. dereceden akrabasından duyduğunuz yolsuzluk iddiasını gündeme getirin. Ama bunu yapmadan önce ilgili belediye başkanına ve basın sorumlusuna ulaşıp "harçlık" istemeyi unutmayın, boşu boşuna gelir kaybına uğramayın.

Duayen olmanın bir diğer önemli kısmı ise asla ve asla iyi olan bir şeyi gündeme getirmemektir. Tabii işin ucunda para varsa o ayrı, ama hiçbir şeyi bedavaya gündeme getirmek yok ha!

Siz duayen bir gazetecisiniz, şansınız yaver gitti ve bir makam sahibi oldunuz. Elinize bilgi/belge geçtiyse sakın yayınlamayın, ileride lazım olabilir. Birileriyle ters düştüğünüzde koz olarak kullanırsınız, kamuoyunu aydınlatıp temiz bir iş yapmak duayen gazetecinin işi değildir.

Siz duayen bir gazetecisiniz, işiniz gereği entrikalar çevirmeniz gerekir. İlgili kurumdan para istediniz ve size veremeyeceklerini mi söylediler? Hiç üzülmeyin, diğer duayen dostlarınızla birlikte ilgili kuruma yalan yanlış sallayarak istediğiniz meblağı alabilirsiniz.

Siz duayen bir gazetecisiniz, doğduğunuz, büyüdüğünüz, ekmeğini yediğiniz bu memleketin faydasına olan hiçbir işin içinde olmamanız gerekir. Ama kan davasından ölen adamın haberini ballandıra ballandıra yapmazsanız kimse size itimat etmez, ona göre.

Siz duayen bir gazetecisiniz, dün elini öptüğünüz makam, mevki ve güç sahibi şahıs bugün her şeyini kaybetti mi? Hiç önemli değil, insanlar zaten balık hafızalı; dün elini öptüğünüzü kimse hatırlamayacak. Gün bugündür, vur tekmeni gitsin!

Siz duayen bir gazetecisiniz, yolda yürürken ne konuştuğunu bilmeyen, daha doğrusu konuşmayı bilmeyen dezavantajlı birini mi gördünüz? Ne duruyorsunuz, etkileşim ayağınıza gelmiş! Hemen çıkarın telefonunuzu, kayıta başlayın ve Urfa insanını bu şekilde servis edin. Burada önemli olan etkileşim sonuç olarak.

Siz duayen bir gazetecisiniz, hatta kendinize "gazeteci" demenize bile gerek yok. Sonuç olarak bu mesleği yapabilmeniz için tek bir akıllı telefonunuzun olması yeterli. Ama uyanık olun, az önce saydıklarımı yaparken yakalanırsanız hemen "vatandaş" kozunuzu devreye sokun.

İşin özü, Şanlıurfa artık ‘peygamberler şehri’ değil, ‘duayenler şehri’ olmuş; kimsenin derdi de bu memleket değil. Kimi etkileşimin kölesi olmuş, kimi de 3 kuruşun peşinde...

Sonuçta kaybeden sensin, Urfa!