Cumhuriyetimizin temel niteliklerinden birisi ve Anayasamızın temel dayanaklarından DEMOKRASİ'lerde; Yasama -Yürütme-Yargıdan sonra Basın, dördüncü kuvvet olarak kabul edilir.

Basın, sistemin denetleyici unsurudur. Düşünce ve ifade hürriyetini ifade etmenin yanısıra diğer işlevleriyle birlikte, sistemin işleyişini de denetler. Bu konumuyla basın, hakimlerin verdiği kararın 'vicdani mi yoksa cüzdani mi' olduğu noktasında sorumluğu ve payı olacak kadar toplum adına ağır bir görev yüklenmiştir.

Bu anlamda önemli bir kamu görevi üstlenmiş basının, kendisinden bekleneni yapıp -yap(a)madığı, her zaman - her yerde tartışma konusudur. Tartışma konusu kurumun kendisi değil, işleyiş şeklidir.

Tarafsızlığı, kamu yararını gözetmesi, etkinliği, özgürlüğü, meslek ilkeleri, hukuk ve demokrasiye bağlığının ölçüsü tartışma konusu yapılmaktadır.

*** Vali Yusuf Yavaşcan'ın dünkü sohbet toplantısına damgasını vuran açıklaması, Şanlıurfa basınının içinde bulunduğu durumu yansıtması açısından çok önemli. Yavaşcan 'Bilgi Edinme Kanunu çerçevesinde basın kuruluşlarının haber yapmak istediği konu hakkında teknik bilgiye kolayca ulaşması gerektiğini vurgulayan Yavaşcan, ''Daire müdürleri görev yaptıkları kurumun faaliyetleri konusunda yoruma kaçmadan, basına teknik bilgi vermek zorundadır.

Vermiyorsa görevini suistimal ediyor demektir. Basına bilgi verme konusunda yanlış bilinen bazı şeyler var. Biz kimseye basına niye bilgi veriyorsun demiyoruz, yorum yapmayın diyoruz. Bu konuda bir tamim (Genelge) hazırlatıp, ilgili daire müdürlerine göndereceğim. Bilgi vermek ayrı, yorum yapmak ayrıdır'' dedi.

Vali Yavaşcan'ın alacağı bu tedbir ne ölçüde etkili olacak? Şanlıurfa'da basını gütmek; karanlık emelleri doğrultusunda haber kaynağından basın kuruluşlarına kadar gazeteciliği kontrol altında tutmak üzere organize olmuş bir yapı var. Kontrol altına alınmış, güdümlü basın; gayrimeşru menfaat paylaşımı üzerine kurulu daha geniş bir yapının kirli halkalarından sadece birisidir.

Bürokrasi, siyaset, iş dünyası ve çeşitli oda-örgütlere kadar sirayet eden bu güruh kendilerini her şeyin üstünde görmektedir. Güç ve etkinliklerini, bilgi, beceri ve çalışmalarından değil, maalesef devlet nüfuzu ve kamu imkanlarının suistimalinden sağlamaktadırlar. Bu yapının en büyük korkusu bağımsız basın olmuştur.

Tanınmaktan, denetlenmekten, sorgulanıp hesap vermekten ürken bu karanlık yapı; karşısındaki herkesi sindirmeye çalışmaktadır. Bu çağdışı ve karanlık uygulamalar kamuoyu tarafından da kanıksanır hale gelmiştir.

Emniyet Müdürlüğü, Sağlık Müdürlüğü, Tarım İl Müdürlüğü gibi büyük ve etkin kurumlar dahi serbest gazetecilerin basit bilgi talepleri karşısında 'Vilayet yoluyla dilekçe gönderin, Validen, Başmüdürden izin alın' demeyi adet haline getirmiş.

Şanlıurfa Müzesinin varlığını kamuoyuna hatırlatmak, ziyaretçi yoğunluğu, eser zenginliği konusunda mini bir söyleşi için dahi haberci arkadaşa: 'Önce vilayete dilekçe vereceksiniz, oradan Kültür Müdürlüğü'ne havale edeceksiniz. Kültür ve Turizm Müdürlüğü de yazılı izin verecek. Ondan sonra gelebilirsiniz' demek, Şanlıurfa'da alıştığımız bir tavır.

Bu tavrı sergileyenlerin %99'unun sindirildiğini düşünüyorum. Kendisini basına ve kamuoyuna karşı sorumsuz - sorgulanamaz addedenler istisnadır. Büyük çoğunluk daha önce gazeteciye bilgi verdiği için Vilayet tarafından kulağı çekilmiş olanlardır.

Sıradan bir haber için bile 'Sen nasıl Validen izinsiz demeç verebilirsin, Vali duyarsa hakkında soruşturma açtırır, bir daha olursa karışmam haaa!' tehdidine maruz kalmışlardır.

Haber kaynaklarına yönelik bu baskılar, gazeteciler tarafından Şanlıurfa'daki Valilere intikal ettirilmiştir. Devletin, ildeki en yüksek temsilcisi Valiler bu durumu reddederek tepki göstermişlerdir.

Şahabettin Harput'tan bu yana her defasında da Valiler tarafından, neredeyse kelimesi kelimesine Vali Yavaşcan'ın açıklamasına benzer açıklamalar yapmıştır. Valilerimiz sorunu tam anlamıyla kavrayamadıklarından mı, yoksa kavrayıp da şerlerine bulaşmak istemediklerinden mi, sözlerinin arkasını getirememişlerdir.

Bu soruna bir neşter atmak dahi, Şanlıurfa'yı ayrı bir ülke olarak görenlere, Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde devletin ve hukukun egemen olduğunu göstermesi bakımından anlamlı bir cevap, yaşamsal bir icraat olacaktır.

Vali Yavaşcan'ın Şanlıurfa'da Basın ilan kurumu şubesinin kurulması başta olmak üzere bu yönde attığı adımları samimi buluyor ve başarıyla neticelenmesini umuyoruz. Serbest basının olduğu yerde; demokrasi, hukuka dayalı, şefaf- temiz ve adeletli bir yönetim vardır.

Basının kontrol altına alındığı karanlık yerlerde ise hukuk dışı, kukla - zorba yapılar egemendir.

İlk yayın: 24.08.2007