Hiçbir davranış düşünmeksizin irticalen sergilenmez. Her eylemin arka planında bir düşünsel evre vardır. Fikirler kişilere mal olduğunda kitapta durduğu gibi durmuyor. Maruf düşünceler güzel meyveler verir. Münker düşünceler ise yıkıcı sonuçlar ortaya çıkarır.
Bir olgunun sebebinde ısrar edip sonucuyla uğraşmak nasıl bir körlüktür acaba! Hani deniliyor ya terör demokrasimize kastetmiştir diye! İşte tam da böyle bir şey olmalı. Kısır döngü veya fasit daire dedikleri bu olmalı sanırım. Kaldı ki; biraz daha yakından bakılsa her tür terörün kaynağının bizatihi demokrasi olduğu görülecektir. Bireyleri, cemaatleri, örgütleri ve dahi devletleri terörize eden demokratik düşüncenin ta kendisidir. Demokrasi sebep terör sonuçtur.
Nitekim kapitalizmin siyasi hakimiyet yöntemi olan demokrasi; insan hayat ve kainata dair her amentüye şüphe karıştırarak insanlığın hakikat arayışını sekteye uğratmıştır. Değerler ve kutsallar dünyasını alt üst ederek insanlığı hiçliğin pençesine mahkûm etmiştir. Hayatı itibarsızlaştırarak insanlar arası ilişkileri nefsanî arzuların doyumuna indirgemiştir. Ahirette hesap vermeyi devreden çıkararak bireyi en yüksek seviyede hazza ulaşmaya yönlendirmiştir. Helal bir hayat anlayışı yerine iyi bir hayat ilkesi koyarak hayatı bir yardımlaşma olmaktan çıkarıp bir savaşa dönüştürmüştür.
Aynı hayat felsefesi uluslar arası ilişkilerin temel kriteri haline gelmiş sömüren ve sömürülen ülkeler şeklinde konumlandırılmıştır. Başta ABD olmak üzere Kapitalizmin bayraktarlığını yapan sömürgeci devletler demokrasi kartını eline alıp dünyayı önüne katarak ülkeleri harabeye çevirmişlerdir.
İslam coğrafyasına yaptıkları kötülük ise daha beterdir. Müslüman halkları kendi mukaddesatından kopararak egemenliklerini garantiye alan seküler /laik hayat tarzını dayatmışlardır. Kendi özünden koparılan ülke halkları dur durak bilmeden sürüklenip durmaktadırlar. Batılı olmaya geçmişleri elvermezken kendi özlerine dönme girişimleri engellenmektedir.
İşte bütün bu insanlığa sığmayan talan yıkım ve dayatmalar demokrasi adına yapılmaktadır. Demokrasinin genel olarak dünyayı ve özel olarak İslam alemini getirdiği nokta ortadadır.
Dünyada Sodom Gomore medeniyetini inşa eden Demokrasi İslam ülkelerini sömürgeleştirmiştir. Müslüman halkların siyasi, kültürel ve ekonomik bağımsızlığını elinden alarak kendine mahkûm etmiştir.
Bugün yaşanan hadise; Müslüman halkların bağımsızlık mücadelesini Demokrasi adına kanla bastırmak, kurtuluş çabalarını terörize etmekten ibarettir.
Gerçek şu ki; insanlık demokrasi girdabından kurtulmadığı sürece terörün son bulması olası değildir. Zira demokrasi insanı bütün bağlamlarından kopararak liberalleştirip atomize ederek, iç aleminde kendi heva ve hevesinin kölesi, dış alemde hemcinslerine düşman yapmıştır. Gerçek şu ki; Huzur ve demokrasi birbirine taban tabana zıt iki olgudur. Barış ve demokrasi ayrı dünyalara ait kavramlardır. Birinin olduğu yerde diğeri yoktur. Bugün insanlık bunun vakıasını bütün çıplaklığıyla yaşamaktadır.
Demokrasi girdabından Nübüvvet metodu üzerine Raşidi Hilafet sahili selametine…
Selam ve dua ile!..