Anneler ve babalar; doğan her çocuk doğduğu günden ölümüne kadar belli evrelerden geçer. Bizler anne baba olarak sürekli değişim ve büyüme içinde olan çocuklarımızın bizlerden ayrı bir kişilik geliştirdiklerini düşünerek onları anlamaya çalışmalıyız.

Yaşamı taklit ve deneme yoluyla öğrenen çocuklarımıza ayak uydurmaya çalışmalıyız. Onları oynayacakları oyunlarda arkadaşlıklarda ve uğraşlarında özgür bırakmalı çocuk kimseden yardım beklemeden kendi seçimini kendi yapmasını öğrenmeli.

Çocuklarımızı gerekenden fazla şımartmak ona ileri yaşlarda fayda yerine zarar verecektir. Çocuklarımıza gerekli gereksiz söz vermek ve onu yerine getirememek çocuklarımızın bizlere olan güvenini azaltır. Çocuklarımız büyüse de bizlerin gözünde hep çocukturlar buna rağmen yanlışlarını gördüğümüz zaman mutlaka onları uyarmalıyız. Yanlış tutumlarda kesin tavırlar takınmalı ve bir ailenin kuralı olduğunu ve bu kurala çocukların uyması gerektiğini ve aile kavramını çocuklarımıza mutlaka öğretmeliyiz.

Aman çocuğuma kızarsam kalbi kalır demeyin. Çünkü siz çocuğunuza yürekten sarıldığınız an çocuğunuz bütün olumsuzlukları hemen unutacaktır. Çocuklara gerekli gereksiz kızmakta doğru değildir. Çocuk arsız ve umursamaz biri olarak karşımıza çıkar.

Çocuklarımıza nasihat yerine kendi temiz tutarlı dürüst hareketlerimizle onlara örnek olmalı onları etkilemeliyiz. Anne baba ve çocuk arasındaki sevgi ve saygı mutlaka korunmalıdır. Büyük suçlarını görmezden gelir, küçük suçlarının üstüne, üstüne gidersek çocukta bir dengesizliğe neden oluruz. Bağırmak çağırmak, korkutmak ve onu sindirmeye çalışmak ne kadar yanlışsa yaptığı aşırı yaramazlıkların dozu karşısında sessiz kalmakta o kadar yanlıştır. Yaramazlığında şımarıklığında ayarı kaçmamalıdır.

Olur, olmaz yere de hakaret etmek ve kaldıramayacağı cezalar çocuğun ruhsal yapısında olumsuz etkiler yapar. Çocuklarımızı mutlaka dinlemeli ve onların her sorusunu sabırla cevaplamalıyız. Çocuklarımıza mutlaka güven aşılamalı ve onlara ne kadar güvendiğimizi htirmeliyiz. Çocuğunuza duyduğunuz güven onun yanlışlarına mani olacaktır. Ben kendimden örnek vereyim. Ben babaannemin yanında büyüdüm babaannem her zaman ben kızıma güvenirim o bana asla yalan söylemez derdi.

Onun bana duyduğu bu güven bana yalan söylememeyi öğretti. Kendi çocuklarının sözünden ziyade bir çocuk olmama rağmen olaylar karşısında hep bana inanırdı. Bende bu inancını asla su istimal etmedim. Onun için çocuklarımızı yetiştirmede güven çok, çok önemli bir yer tutar. . Çocuklarımıza birbirlerine sevgilerini göstermelerini öğretmeliyiz.

Çocuklar, zaman, zaman şiddet duygusuna kapılabilirler. Bunu engelleyemezsiniz. Ama şiddet davranışlarını engelleyebilirsiniz. Bunun için çevreyle ilişkilerinde şiddet hareketlerine sapmalarını engelleyecek kurallar koyup ve bunları ödün vermeden uygulamasını bilmeliyiz.

Çocukları sevdikleri oyunlara ve spora yönlendirerek deşarj olmalarını sağlayalım. Şiddet duygularını bastırmaya çalışmayalım, duygularını bizlere dökmesine fırsat vererek onları rahatlatmaya çalışalım. Bu İçten içe şiddet ve nefret duygularının gelişmesini engeller. Çocuklarımıza sevmeyi ve paylaşmayı öğretmeliyiz. Çocuğun yapısında kavga etmek yoksa senin onu kavgaya zorlamak çok yanlıştır.

Etrafımda görüyorum küçücük çocukları dövüştürüp yok efendim sen ağasın ağa çocuğusun, yiğitsin dövüşmelisin vurmalısın demek ileride anne babaların başını çok ağrıtacağından eminim. Küçükken aile baskısıyla vuran kıran biri olarak yetiştirilmeye çalışılan çocukların sonu sizce büyüdüğünde nasıl olur. Tabii serseri olmaktan ileriye gitmez.

Yiğitlik abartılmamalıdır. Yiğitlik özde olmalı sözde değil. Namusunu, şerefini ailesini vatanını, milletin, bayrağını koruyan her insan yiğittir. Hır gür çıkarmakla yiğitlik olmaz Çocuk yetiştirmek her anne babanın harcı değildir. Çocuk yetiştirmek başlı başına bir sanattır. Çocuk yetiştirmek dantel gibi ince bir iştir. Onu gündüzünü gecene katarak ilmek, ilmek işleyeceksin göz nuru dökeceksin ki ortaya harika bir şey çıksın.

Yoksa Mevla kayıra saldım çayıra diyerek yaptığın dantel ilk yıkamada deforme olur. Ağzı gözü eğilir kullanılamaz hale gelir. Böyle bir dantelin sonu atılmakta başka bir şeye yaramaz. İşte emek vermeden saygıyı, sevgiyi aşılamadan, aile kavramını bilmeden ve ona saygısı olmadan yetişen bir çocuk önce anne babanın sonra ailenin, sonrada vatan, millet başına bela olur.

Şu hapçıların, tinercilerin, eroincilerin, alkoliklerin, esrarkeşlerin, katillerin ve vatan hainlerinin bir haline bakın hepside kötü yetiştirilme sonucu vatanın ve milletin başına bela olmamışımıdır. Çocuklar Bağnazlık ve ön yargıdan uzak olmalı, ırk üstünlüğü ve din ayrımı gibi inançlar aşılanmamalı, yurt sevgisi ve ulusal değerler aşılanmalıdır.

Çocuklarımızı yetiştirirken onlara önce güven aşılamalı sonra anne baba sevgisini, kardeş sevgisin, aile sevgisini(nine, dede, amca, dayı, hala,teyze.. gibi) vatan millet ve bayrak sevgisini aşılayarak vatanımıza layık onurlu evlatlar yetiştirmeliyiz. Unutmayalım Bir insan yedisinde ne ise yetmişinde de odur Dantel gibi dokuyarak, hoşgörülü, dürüst, ahlaklı ve sağlam çocuklar yetiştirmeniz temennisiyle.