Evlilik, her kurum gibi zaman zaman aksayan yönleri olan bir aile kurumudur, bu aile kurumundaki aksaklıklar giderilemediğinde ise sonuç ne yazık ki boşanmayla noktalanıyor.
Evlilikler maalesef ekonomik sorunlar başta olmak üzere eşlerin sosyal kültür farklılıkları, cinsel sorunlar, iletişim bozuklukları, eşlerin ihaneti ve aile içi şiddet boşanma nedenleri olarak karşımıza çıkarken buna eşimi artık sevmiyorum, bana çok baskı yapıyor, ailesine çok düşkün, bu evlilikten bıktım… gibi sudan nedenlerde karşımıza çıkmaya başladı.
Aile içi şiddet ve eşlerden birinin ihaneti dışında ki evlilik bitirme nedenleri çözülmeyecek meseleler değildir. Eşlerden birinin doyumsuz olması bitmek bilmeyen istekler karşısında maalesef evlilikler bitiyor.
Oysa herkes ayağını yorganına göre uzatsa bu sorunlar hiç yaşanmaz. Eşlerin kültürel farklılığı da maalesef boşanma nedeni olabiliyor. Oysa eşlerden biri özveriyle eşine ayak uydurmaya kendini yetiştirmeye çalışsa boşanma yerine evliliklerini kurtarmış olurlar. İletişim zorluğu yaşayan eşlerin yapacağı ilk iş boşanmak değil bir Psikolog veya Psikoterapiste başvurmalarıdır. Eşim ailesine düşkün diyen kadın veya erkek fark etmez sorunu eşinde değil kendinde aramalıdır. Siz bir evlilik yaptığınızda eşinizin ailesi ile de bağlarınızın olacağını unutmamalısınız onları dal yaprak gibi düşünün dalsız yapraksız ağaç olmaz. Meyvesini de siz vereceksiniz. Eşimi sevmiyorum. Eğer evliliğin zoraki bir evlilik değilse evlenirken eşini görmedin mi bu kolay yoldan evliliği bitirmek ve sorunlarından kaçmak istediğini gösterir. Ekonomik özgürlüğünü eline alan kadınlar iş hayatının içine girmiş.
Kadınların ekonomideki rolü ve yeri artmış, ekonomik özgürlüklerini elde etmişlerdir. Çağın sosyal ve ekonomik getirileri günümüz evliliklerini daha sıkıntılı hale getirmiş, artan stres, kadın ve erkeğin evin dışında çalışması, ev ile ilgili sorumluluklar, çocukların bakımı ve eğitimi gibi konular eşler arasında problemlerin çıkmasına yol açmıştır.
Ekonomik yönden biri birine bağlı olmayan eşler boşanmayı kurtuluş olarak görebilmektedirler.
Boşanma; bir yastıkta ömür boyu süreceğine inanılan, her zaman birlikte ve birbirine destek olunacağı inancıyla iki ayrı cins kadın ve erkek tarafından kurulmuş olan aile müessesinin sona ermesidir.
Evlilikte çocuk yok ise herkes kendi yoluna yorgan gider kavgada biter. Ha eğer bu evlilikte çocuk varsa iş değişir. Boşanma o kadar kolay olmaz, olamaz olmamalıdır da. Siz boşandıktan sonra o çocuğun haleti ruhaniyetini anlayabilecek misiniz. Diyelim anladınız. Nasıl düzelteceksiniz. Düzelttiğinizi sanacaksınız ama asla düzeltemeyeceksiniz.
Bu yarayı ömür boyu yüreğinin bir köşesinde taşıyacak. Hayatını etkileyeceksiniz. Eskiden bir baba çocuğunu bir kalemde silebilirdi. Biten evlilikle birlikte çocuklarını da bir kenara atabilirlerdi. Ama şimdi bakıyorum maşallah kadınlarda artık onlara ayak uydurmaya başladı. Çocuklarını hiçe sayarak evliliklerini bir çırpıda bitiriyorlar. Evlilik fedakarlık ister. Anne olmak zaten başlı başına fedakarlıktır. Ama bizim bu fedakar kadınlarımıza ne oldu. Kutsal olan annelik sıfatı nasılda bir hiç uğruna zedeleniyor. Yukarıda yazdığım gibi aile içi şiddet ve ihanetin dışında evliliği bitirme nedenleri neden olamaz çünkü bunların çözüm yolları vardır. Boşanan anne babalara soruyorum siz bir üvey annenin, üvey babanın varlığının ne kadar zor olduğunu biliyor musunuz? Nerden bileceksiniz bunu bilmiş olsaydınız çocuklarınıza bu duyguları asla yaşatmazdınız. İstatiklere göre Türkiye'de yılda bir milyon dört yüz kişi evlenirken bir milyon yüz kişide boşanmaktadır.
Urfa'da gün geçtikçe sudan sebeplerden artan boşanmalar sayesinde geride bir sürü mutsuz çocuk bırakılmaktadır. Ne bir anne babanın yerini tutar. Ne de bir babaannenin yerini tutar. Herkesin yeri ayrıdır. Anne demek sevgi demektir şefkat demektir, huzur demektir. Baba ise sırtını dayayacağın bir güvence her zaman arkanda olduğunu bildiğin bir karlı dağ demektir. Onun için kimse kimsenin yerini tutamaz. Tutmasında bırakın herkes kendi yerinde kalsın. Eskiden annesi babası ayrılan çocuklara anneli babalı yetim derlerdi. Demek ki çocuklar için anne babanın ayrılması da ölümle eş değer bir şey.
Çoğu zaman evliliklerdeki problemler, eşlerin çabaları ile düzeltilebilmektedir. Profesyonel yardım alınarak da evlilikler kurtarılmaktadır.. Kuşkusuz boşanma, psikolojik, sosyal ve ekonomik boyutlarıyla eş ve çocukların hayatlarını büyük oranda etkileyecektir.
Boşanmadan önce çok iyi düşünün sizler farkında değilsiniz belki. Lütfen canınızdan çok sevdiğiniz çocuklarınıza, ölüm kadar acı veren bu ayrılığı yaşatmayınız.
Sevgiyle kalın.