(Bu şiirim Emniyet Genel Müdürlüğü'nü anlatır. Cumhûriyetimizin kuruluşunun yüzüncü yılına ithâfen Tüm emniyet mensûbu Ziyâ'lara armağânımdır.)
Mâzîde hep olduk ve yine biz olacağız
Polis teşkîlâtının yiğitleri Ziyâ'lar
Âtîye sağlam adımlarla hız alacağız
Hiç durmayacağız; Âllâh'a yemînimiz var
Geri çevrilmez babanın oğluna duâsı
Anne! Bitmeyecek oğlunun kanlı dâvâsı
Bir gece ansızın vuracağız öç sırası
Teyakkuzdayız! Beş bin yıllık düşmanımız var
Yorulmazdık, at üzerinde it kovalardık
Kayalardan atlardık îrmâklardan aşardık
Âslânlarla güreş tutar oyunlar oynardık
Göğsümüzde üstün cesâret nîşânımız var
Uyutulduk, zincîre vurulup zaptedildik
Atıldık dehlîzlere, meydânlardan çekildik
Böylece karânlık bir yüz yıla hapsedildik
Bu bir te'hîr, ölmedik daha, dermânımız var
Bugün ittihâd etti millet, âlem-i İslâm
Kavuştu tekrâr eski gücüne, etti kıyâm
Ziyâ kılıç çektiyse bu demek yârın bayrâm
Vekîlimiz Âllâh; imzâlı fermânımız var
Dolaşarak dünyâyı binip Burâk atına
"Âllâh'u Ekber!" Diyerek, Âllâh'ın adına
Yetişip feryâd eden milletin imdâdına
Yaralarını saracağız; dermânımız var
Sonra cenk bitecek, kucaklaşacak insânlık
Dinecek gözyaşları, kan akmayacak artık
Şükür! Şefâat edecek şehîtler bıraktık
Ne mûtlu bize! Âllâh'a çok kurbânımız var
Kucak açmışız, vatan olmuşuz her millete
Bayrâğımız altında kim düşmüş ki zillete?
"İnsânı yaşat ki devlet yaşasın" ille de
Dilden dile rivâyet olunur şânımız var
Boşuna demiyoruz ki tek vatan tek millet
Tek devlet diyorsak bir bildiğimiz var elbet
Hulâsa; bütün bu kâinât bize emânet
Beyaz ây yîldîzlı âl bayrâkta kanımız var
Sene Yirmi Dokuz Ekîm İki Bin Yirmi Üç
"Yeni Türkiye" dünyâya hâkim olacak güç
Neymiş? Yedi parçaya böleceklermiş, gülünç!
Yedi düvele diz çöktürdük, destânımız var
Akıllı mühimmâtlar; hepsi yerli ve millî
Hedeflere karşı sâbit veya hareketli
Daha uzun menzillerde vuruş etkinliği
Sağlıyor, üstün teknoloji imkânımız var
Havada; MİUS, İHA, TİHA'mız, TB İKİ
ANKA, ATAK, GÖKBEY ve AKINCI tabii ki
HÜRJET, ŞİMŞEK, TURNA, HÜRKUŞ, DELİ bitmedi ki
Merkezden koordine eden insânımız var
Karada; URAL, ALTAY, CİRİT, KORKUT, GÖKDOĞAN
BORA, PANTER, KAPLAN, TARMUS, ÇAKIR, PARS, BOZDOĞAN
GÜMÜŞAY, AKREP, KOBRA, YAVUZ, SARSILMAZ, VOLKAN
Füze savunma sistemleri kâlkânımız var
Devâm ediyor; SAKARYA, GÖKTUĞ, KUNDUZ, SONGAR
ATILGAN, ZIPKIN, ARMA, UMTAS, SOM, GÖKTÜRK, TULPAR
FIRTINA, ATMACA, TAYFUN, EJDER, KİRPİ, HİSAR
Envanterimizde; kim diyor yalânımız var?
Denizde; İkmâl Muhârebe Destek Gemisi
Denizaltı Kurtarma ile Yedek Gemisi
Sâhil Güvenlik Arama, gelecek gerisi
Bitmedi; daha çok çalışma alânımız var
Korvet, Firkateyn, Denizaltı, Amfibi Gemi
Keşîf, Gözetleme, Karakol, Savunma Harbi
Her yerdeyiz; suyun üzeri veyâhût dibi
'Mâvi Vatan' bizim; dünyâya i'lânımız var
Gece ve gündüz her türlü hava ve arâzî
Şartlarında öncelikli hedeflerimizi
Vurmak için geliştirdik sistemlerimizi
Bizim ASELSAN, ROKETSAN, HAVELSAN'ımız var
Bu yükün altına "Vatan Nâmûstur" diyerek
Girdi onlar, döktü alın teri, verdi emek
Bayraktar! Gayretler boşuna gitmedi demek
Sertâç edip gezdirilmeli; şükrânımız var
Koca bir dev; duruyor dünyânın merkezinde
Bir ayağı Avrupâ'da bir ayağı Çîn'de
Devrilmedi, kaç güreş tuttu yüz yıl içinde
"Tevekkül" adımız, sarsılmaz îmânımız var
Havada, karada ve denizde îz süreriz
Gîz değiliz, korkâk aslâ! Âteş bilekleriz
Düşman cehd ister; gelsin, kıyâmete bekleriz
Yanârdâğlar gibiyiz; kîzîl volkânımız var
Çizeceğiz harîtasını yeni bin yılda
Dünyâ baştan îmâr olacak bakın nasıl da
Birinciyiz; bilim, teknoloji, fen, akılda
Kültür, san'ât, her hüner bizde, irfânımız var
İşte bakınız; tek dîne ediyorlar mecbûr
Neymiş? Dört Hakk kitâp; Kur'ân, İncîl, Tevrât, Zebûr
Hükmünü yitirmiş, bunlar olmasa da olur!
Sünnet-i Muhammed, son kitâp Kur'ân'ımız var
Dillendiririz, sâzımız da var sözümüz de
Hâk, adâlet olsun isteriz yeryüzümüzde
Tecellî edecek, kalmayacak gözümüzde
EBEDÎ der: Ziyâ'larımız yârânımız var