ALTINCI BÖLÜM
M. A. Maraş: Tayyip Beyle eskiye dayanan bir hukukumuz var. Biliyorsunuz Tayyip Bey İstanbul Belediye Başkanı iken okuduğu bir şiir yüzünden cezaevine girmişti. Girmeden önce o meşhur şiir kaseti projesini Yazarlar Birliği olarak biz hazırlayıp götürdük. 'Bu Şarkı Burada Bitmez'… Oradaki şiirleri ben seçtim. Cezaevine girmeden bir gece önce stüdyoya girip okudu. 'Kalan Müzik' yayınladı.
Kendisi ertesi gün cezaevine girerken kaset piyasaya çıktı. Ve kısa zamanda satış rekorları kırdı. Tam 1 milyon sattı. Tatlıses'in kasetini solladı. Kasetin telif gelirlerini şimdi ismini hatırlayamadığım kendi kurduğu bir vakıf ve bizim Yazarlar Birliği Vakfı arasında ikiye böldü.
Bizim payımızı da şartlı verdi. 'Bunu, düşüncesinden, yazısından dolayı hapse düşmüş olanlara, sağ sol ayrımı yapmadan paylaştırın.' dedi. Bizim vakfımızın da paraya ihtiyacı olduğu halde o hassasiyeti gösterdik, kuruşuna dokunmadık. Bir kısmını düşünce suçlusu mahkum yazarların kendilerine, bir kısmını ailelerine verdik. Ayrım yapmadık. Mesela meşhur 'Paradigmanın İflası' kitabının yazarı Fikret Başkaya'ya da verdik. Çok etkilenmişti. 'Siz nasıl insanlarsınız?' dedi. Çok memnun oldu. İslamcı kanattan Hakan Albayrak'a ve farklı düşüncelerden kimselere bölüştürdük. Çok güzel oldu.
M. Sarmış: Peki sizin yeniden siyasete girişiniz nasıl oldu?
M. A. Maraş: Sayın Erdoğan hapisten çıkınca TYB'yi temsilen bir heyet halinde İstanbul Kısıklı'daki konutuna gittik. Siyasete gireceği belli oluyordu. Aslında siyasetten çok soğumuş olmakla beraber eğer ihtiyaç varsa kuracağı partide kendisiyle çalışabileceğimi söyledim. Bir süre sonra Ak Parti'yi kurunca beni de çalışayım diye Urfa'ya gönderdi. Bir isim listesi istedi. Beş kişilik bir isim listesi hazırladım; Halil Soran, Eyüp Kahraman, Müfit Yetkin, Cuma Ağaç… Kendimi de en sona yazdım. Dönünce 'Niçin kendi adını en sona yazdın?' dedi. 'Benim param yok dedim. Emekli bir memurum.' Çok etkilendi. Neyse sonunda Müfit Bey il başkanı olarak atandı. Bir hayli çalıştık. Uzatmayayım sonunda 6. sıradan aday oldum ve seçildim. Doğru Yol Partisi barajı geçseydi seçilemeyecektim. 3 Kasım 2002… 22. Dönem milletvekili…
M. Sarmış: O süre içinde ne yaptınız?
M. A. Maraş: Dört buçuk yıl boyunca mecliste sadece 'İnsan Hakları Komisyonu'nda çalıştım, sözcülüğünü yaptım. Başka hiçbir komisyona girmedim. Neden? Çünkü cemiyet adamıyım. Hayatım mücadele, kavga dövüş ile insanların haklarını ve fikirlerini savunmakla geçmiş. Solla işbirliği yapmışım. İnanç ve düşünce özgürlüğünü savunduğum için yargılanmış bir kişiyim. Başka ne yapacağım? Başka bildiğim bir şey yok.
M. Sarmış: Peki abi. Şimdi Gelecek Partisi'nde siyasi çalışmalarınız devam ediyor. Kültürel çalışmalarınızı da sürdürüyorsunuz.
M. A. Maraş: Bununla (son kitabını kast ediyor) noktalıyorum yayın hayatını. Zaman zaman yazmaya devam ediyorum. Ama yayınlanıp yayınlanmayacağını bilmiyorum. Şimdi her şey çok zor. Matbaa işleri zor. Parasal işler zor.
M. Sarmış: Haklısınız. Yazmak bir türlü, yayınlamak bir türlü. Şiir de oluyor mu bu arada?
M. A. Maraş: Oluyor. Kırıntılar devam ediyor. Yazıp bir tarafa atıyorum. En son yayınladığım şiir kitabım bu, 'Asel'. Ondan sonra da epey şiir oldu. Öyle duruyor.
M. Sarmış: Peki, eklemek istediğiniz bir şey var mı? Allah size hayırlı ömürler versin. İnşallah yazmaya, hizmet etmeye devam edersiniz
M. A. Maraş: Doğrusu ben ömrümün sonuna geldiğimin farkındayım. Ben öyle romantik filan olamam. Şairim ama gerçekçi bir insanım. Şiirde de sosyal gerçekçi bir anlayışa sahibim. Yaşamadığım hiçbir şeyi şiire katmadım. Allah'a şükür, hayatım topluma hizmetle geçti. Yani hesap vermeye hazırım. (Burada duygusal bir ortam oluşuyor. Biraz bekliyoruz.)
M. Sarmış: Allah hayırlısını versin. Hepimizi aynı akıbet bekliyor, ama ne zaman olacağını bilmiyoruz… Peki, nasıl geçiyor günlük hayatınız, günleriniz? Kitaplar, okuma, yazma, çocuklar, torunlar… Kaç torununuz var?
M. A. Maraş: Hiç yok. Yedi çocuk, sıfır torun… Başkalarının torununu seviyorum.
M. Sarmış: Hadi ya! Çocuklar evlenmediler mi?
M. A. Maraş: Evlenip ayrılan oldu. Ama evlenmiyorlar. Oğlanlar hiç evlenmedi.
M. Sarmış: Benim iki torunum var. Çok seviyorum. Allah size de nasip etsin. Burada bitirelim isterseniz. Kabul ettiğiniz çok teşekkür ederim.
M. A. Maraş: Ben de size teşekkür ederim. Tekrar görüşmek üzere.
MEHMET ATİLLA MARAŞ'IN KİTAPLARI:
Şiir: Doğudan Batıdan Ortadoğudan (1976), Şehrayin (1981), Aney (1983), Zor Sözler (1989), Child Dreams (İngilizceye çevrilen şiirleri, 1991), Merhaba Ey Hüzün (1996), Künyemize Aşk Yazıldı (1997), Adanmış Şiirler (2004), Asel (2016).
Toplu Şiirler: Merhaba Ey kalbim (2017),(Yedi kitap bir arada.)
Araştırma: Peygamberler Şehri Şanlıurfa (1986), Rüya Şehir Urfa (2016).
Deneme: Beyaz Adamın Kutusu (2001).
Biyografi: Şair Milletvekilleri 1 - 22. Dönem 1920-2005 (2005)
Antoloji: Yüzyılın Türk Şairleri Antolojisi(2015)
Anı: Şair ve Yazar Dostlarım (2015), Merhaba Ey Ömrüm (Hayatım ve Hatıralarım) (2022).
ÖDÜLLERİ:
1981'de 'Şehrayin' adlı eseriyle Türkiye Yazarlar Birliği Şiir Ödülünü, 1992'de Madras'ta (Hindistan) Seçkin Şair Ödülünü, 2005'te Bükreş'te (Romanya) 9. Uluslararası Şiir Festivali Sanat Ödülünü, 2009'da Bakü'de (Azerbaycan) Şair Nizami Gencevi Büyük Ödülü'nü aldı.
1992'de ABD, Californiya'da Dünya Kültür ve Sanat Akademisi tarafından kendisine fahri edebiyat doktoru unvanı verildi.