Ve her sabah yeni baştan yaratılır sanki kainat. Hayat yeniden başlar sanki çocuk gibi büyümeye. Yeni baştan güne hazırlar kendisini güneş; yeni, yepyeni renklere bürünür. Gökyüzü masmavi sunar kendini beniademe. Ve beniadem her sabah sabahın koynunda büyür.

Ne güzeldir her sabah uzaklardaki kuşların kanat çırpma sesleriyle uyanmak. Hayata uyanmak, güne, güneşe, sabaha uyanmak. Rüzgarı içine alıp, saplamak hayatı bağrına şevkle, sevinçle. Güneşi tutup avuçlarında, gözlerinde, saçlarında gülümsemek sabaha, ne güzel.

Pencereden güneşi seyrederken, 'seviyor musunuz güneşi?' diye sorunca, çocuklar en masum hallerini bütünüyle yüzlerine yüklerken 'evet' deyişlerindeki o sevinci ve mutluluğu görerek uyanmak sabaha, ne güzel.

Okula giden kız çocuklarının saçlarında büyüyen uykuya tutunup, arkadaşlarını görür görmez neşeyi yüzünden bütün bir ömrüne yayan o çocukların neşesini alıp hayatımıza, yaşamak ve o neşeyi katmak sabaha, ne güzel.

Sıcacık bir çaya meftun olmak tarife gelmez bir şey mesela. Sabahı sabah yapan, mutluluk sahiline çağıran yegane şey,sıcak bir çay belki de. Bardaktan akarak ruhumuzun ücrasına sığınan o sıcak çaya sarılmak, ondan mutlu hayatlar çıkarmak, ondan bir hayat çıkarmak ne güzel.

Ve bir parça ekmek ve peynir ve zeytine ram olmak sonra. Yaşamak ve yaşamanın o derin hazzına ulaşmak ve bu hazzı yaymak sabaha ne güzel.

Ve Cemal Süreya'yı anmak sonra, bir şiire, ağaca ve hayata yaslanır gibi yaslanmak…

Yemek yemek üstüne ne düşünürsünüz bilmem

Ama kahvaltının mutlulukla bir ilgisi olmalı…

Bir şiire tutunmak sabah sabah. Bir müziğe, inceden inceye akan bir tınıya, keman sesine, FaridFarjad'a tutunmak mesela. Dualara tutunmak, ayetlere, kelimelere. Ve duaların dudaklardan akıp gitmesi mesela kalplere sabah sabah, ne güzel. Duaları, henüz aydınlanan sabaha eklemlemek ve süslemek sabahı, ne güzel…

Ve her sabah yeniden başlamak hayata. Ve her sabah okumak sabahı, güneşi, gökyüzünü, kuşları. Ve her sabah yaşamak hayatın tüm zerrelerini, sesini, sessizliğini, rengini, renksizliğini. Ve her sabah yeni baştan öğrenmek yaşamak denilen o gerçeği, ne güzel…