Ben oraya "Urfa'nın Kalbi" diyorum.

Şehir merkezinin kurulduğu en eski asırlardan beri öyle.

Hz. İbrahim'in doğduğu mağara, hemen bitişiğinde eski ve yeni "Mevlid-i Halil" Camileri, yukarıda "Çift Mağara", en yukarıda doğuda "Çift Kubbe", batıda Kale ve çift sütunu, aşağıda Aynzeliha Gölü, Halilürrahman Gölü ve etrafında, Döşeme Camii, Halilürrahman Medresesi, Rızvaniye Camii ve medresesi, kuzeyde Selahaddin Eyyubi Camii, doğuda Hasan Padişah Camii ve daha birçok dini ve tarihi mekan... Ortada su kanalları, gül bahçeleri ve asırlık çınar ağaçları...

Her Urfalı'nın hayatında ve kalbinde az veya çok izler bırakan, her yıl ülkemizden ve dünyadan yüzbinlerin gelip gördüğü, sevdiği, etkilendiği, gidince de anlattığı yerler...

Her mevsimde canlı ve kalabalık.

Gündüzü bir başka, gecesi bir başka.

En son "Balıklıgöl Şiir Akşamları" dolayısıyla gecesini gördüm. Yine muhteşemdi.

Son yıllarda Eski Urfa aşkım zirve yaptı ya, beraberinde fotoğraf çekme merakım da başladı.

O güzellik karşısında dayanamayıp yine birkaç kare çektim. Yine çok güzel oldu bence.

Siz de görün istedim.

Urfa'da olup da uzun zamandır görmeyenler...

Urfalı olup da dışarıda olanlar...

Özlem gidersin.

Ve tabii Urfalı olmayanlar... Onlar da nasiplensin bu güzellikten...