Bir önceki köşe yazımızda fiyat kazığı ve bahşiş tacizi ile ilgili başımıza gelen bir olayı anlatmış ve turizm denetimi konusunda ilgili kurumlar ile yaptığımız görüşmeleri bu yazımıza bırakmıştık.
Şanlıurfa'da özellikle turistik mekanlardaki işletmeleri kim denetler, şikayetleri kim takip eder araştırdık. Gazetecilik gereği Urfalıların deyimi ile ( hulhumuz geniş) Aldık telefonu elimize ilk aradığımız adres Büyükşehir Belediyesi oldu. Durumu aktardık, şikayetimizi ilettik ve Şanlıurfa'da turizm denetimlerinin kimin yetkisinde olduğunu sorduk. Aldığımız cevap; Eyyübiye Belediyesi.
Eyyübiye Belediyesini aradık karşımıza çıkan hanımefendi şikayet bölgesinin neresi olduğunu sordu. Bizde Balıklıgöl olduğunu söyledik
-Orası hangi mahalle?
- Bilmiyorum. Siz Balıklıgöl platosunun hangi mahalle olduğunu bilmiyor musunuz?
- Bizim orada denetim yetkimiz yok. Oranın denetimi Büyükşehir'e ait. Başka konu var mı?
Yok.
Tekrar Büyükşehir Belediyesini arıyoruz?
- Hanımefendi, Eyyübiye Belediyesi Balıklıgöl'deki işletmelerin denetiminin size ait olduğunu söyledi.
- Biz sadece dilencilere falan bakıyoruz. Bize ait değil. Eyyübiye Belediyesinin yetkisinde.
Tekrar Eyyübiye Belediyesinden bu sefer başka bir dostu arıyoruz. Belki iletişime bakan hanımefendi bilmiyordur. Birde ha bire kapatmak için başka bir şey var mı? Diye sorup duruyor telefonu kapatmak için.
Neyse, dostumuz bildiği kadarı ile denetimin Büyükşehir'de olduğunu söyledi ama eklemeden de geçemedi
- Abi sahadasınız. Sizin daha iyi bilmeniz gerekir. Vallahi bende merak ettim!
Sahadaki gazeteci nereden bilsin abi. Büyükşehir Belediyesine geçince her şey karman çorman oldu. Yok o yol şu kadar metre İlçe Belediyesine ait, yok şuranın denetimi Büyükşehir Zabıtasını görev alanında. Gazeteci değil sanki Büyükşehir Uzmanıyız mübarek.
Dedim ya gazeteci olunca sabrımız geniş diye, tekrar Büyükşehir Belediyesi, Sonra Eyyübiye Belediyesi. Artık şikayetten vazgeçtik tek derdimiz ;
Şanlıurfa'da Turizm denetlemesi kime ait?
Karşılıklı aramalardan sonra iki Belediyeyi karşı karşıya getirmemek adına aramayı bırakıp başka bir kuruma yöneldik. Bilse bilse İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü bilir dedik.
Telefona çıkan hanımefendi Balıklıgöldeki işletmelerin denetimlerinin kendilerine ait olmadığını oradaki işletmelerin bir derneğe ait olduğunu ( yanındaki bir beyefendiden yardım alarak ŞURKAV olduğunu söylüyor)
Hanımefendi de bize kabir suallerini sıraladıktan sonra ekliyor;
Valla bende merak ettim. Oradaki denetim kime ait?
Vallahi bende merak ediyorum..
Sorumuzun cevabını ertesin Eyyübiye Belediyesi veriyor.
-Beyefendi dünkü şikayetinizi değerlendirdik. Oraların denetimi Büyükşehir Belediyesi Turizm Zabıtasına ait.
Güler misin ağlar mısın?. Artık gazeteci sabrımızda tükeniyor. Bir şikayet ve bir sorunun cevabı için onlarca soruya muhatap olmak beni yoruyor, artık kimseyi aramaktan vaz geçiyorum. Ve o kadar İlgilinin, yetkilinin, sektör temsilcisinin Şanlıurfa turizmi için fedakarlıkları aklımıza geliyor sonra da bir vatandaşın, turistin şikayetini değerlendirecek ( Yetki alanı, kanun, bürokrasi gibi sebepler ile) bir kurumun olmayışı bizi üzüyor.
Şanlıurfa turizmi öyle aynı kurumlardan aynı şahısların şuradaki buradaki fuarla katılması ile gelişmez. Şanlıurfa turizmi uçak seferlerinin arttırılması ile de gelişmez. Şanlıurfa turizmi en bu işten ekmek yiyen herkesin elini taşın altına sokması ile gelişir. Bunun için de garsonumuzdan aşçımıza, esnafımızdan, otoparkçımıza kadar herkesin bu bilinçte olması gerekir. Yoksa tanıtım, masraf, fedakarlıklar bütün emeklerin hepsi üç kuruşluk bir bahşişe kurban gider.
Not; Geçen köşe yazımız üzerine İl Kültür ve Turizm Müdürümüz sayın Aydın Aslan aradılar. Denetim ve yetki üzerine sağ olsunlar açıklamalarda bulundular. Şanlıurfa turizminin gelişimi için fedakarca çalışmalarına bir çok defa şahit olduğumuz sayın Aydın Aslan'a ilgilerinden dolayı teşekkür ediyorum.
Acizane derdimiz kimseyi, herhangi bir işletmeyi veya kurumu kötülemek değildir. Gazeteci olarak eksiklikleri görmek, söylemek ve bu eksikliklerin giderilmesini sağlamaktır. Derdimiz soruna dikkat çekmek ve bu konudaki koordinasyon için kurumların ortak hareket etmesini sağlamaktır.
Yoksa tarım ve sanayi gelir kadar bir gelir getirecek turizm sektörü üç beş aç gözlüye kurban gidecektir.