'Onlara: Yeryüzünde fesat çıkarmayın, denildiği zaman, 'Biz ancak ıslah edicileriz' derler.' (1)

Terörü lanetlemek; en hafif tabiriyle kolaycılıktır. Zira terörün tanımında bile bir ittifak sağlanmamışken kalkıp terörü kınamanız karanlığa taş atmanıza benzer. Bir derde deva olmaz. Bu gün geldiğimiz noktada her fikrin, her ideolojinin ve her bakış açının bir terör tanımı vardır. Mesele senin teröristin, benim teröristim aşamasına gelmişse çok da yapılacak bir şey kalmamış demektir.

Diğer taraftan yaşlı dünya bize ıslah ve ifsat etmenin temel ölçüsü noktasında fikir akımları arasında birlikteliğin sağlanmasının mümkün olmadığını göstermiştir. Dahası realite de budur. Zira insan, hayat ve kainatın tanımında ayrılığa düşen fikir akımlarının ıslah ve ifsadın ne olduğu noktasında birleşmeleri olası değildir. Dolayısıyla terörün tanımında birleşmeleri de mümkün değildir. Terör ün tanımında 'cebir ve şiddetin kullanılması' şartının belirleyici olması öngörülmüşse de birçok devlet bu konuda samimiyet testinden geçememiştir. Cebir ve şiddet kullanmayan fikri ve siyasi hareketler, kurulu düzenler tarafından cebir ve şiddet kullanmaya adeta itilmiştir. Cebir ve şiddet kullanmamakta ısrar edenlere de niyet okumalarla terörist muamelesi yapılmıştır.

Diğer taraftan devlet terörü diye bir olgu da vardır ki bu da konuya başka bir boyut kazandırmaktadır. Dahası terörün ne olduğu konusunda meseleyi daha da içinden çıkılmaz hale getirmektedir. Devlet boyutuna ulaşamayan siyasi fikirlerin hareket alanı cebir ve şiddetle sınırlandırılırken devletlerin eylemlerinin terör sayılmasını tanımlayacak herhangi bir kıstas ortaya konulmamıştır. İsrail'in Gazze'de sivil halkın üzerine tonlarca bomba yağdırmasına, Sisi'nin binlerce silahsız ve sivil göstericiyi hunharca kurşuna dizmesine terör diyemeyen bir dünyanın bu konuda söz söylemeye hakkı kalmamıştır. Diğer taraftan B.M.'in beş daimi üye tarafından gasp edilmiş olması da terörizme zemin hazırlayan temel unsurlardan biridir. Buna ABD'nin dünya üzerinde estirdiği terör ve maşa olarak kullandığı NATO'yu da eklediğimizde kendimizi bizzat terörizmin egemen olduğu bir belirsizliğin içinde buluruz.

Bu bağlamda kapitalist dünya görüşünün egemen olduğu bugünkü dünya da terörizmi kınanın pek de bir mana ifade ettiği söylenemez. Kınanacaksa öncelikle terörizme zemin hazırlayan güç odakların kınanması gerekmektedir.

İyisi mi! Hak ve hakikatin / İslam'ın / İlahi değerlerin dünyaya egemenlik kurmasına çalışmalıyız ki neyin ifsat, neyin bozgunculuk ve neyin terör olduğu ortaya çıksın! Belki o zaman terörü kınamanın bir anlamı olacaktır.

Nasıl mı? Tabi ki; cebir ve şiddetten uzak İslam'a dayalı fikri, kültürel ve siyasi çalışma metoduyla!

Selam ve dua ile!..

1) Bakara Suresi: 11