Dinimiz temizliğe büyük önem vermektedir. Temizliğin imandan, hatta imanın yarısı olduğunu kabul eden İslam dini; hem beden, hem ruh, hem de çevre temizliğine azami gayret gösterilmesi gerektiğini emretmektedir…
Sadece elbisemizi veya evimizi temiz tutmamız yeterli değildir. Birkaç gün yıkanmadığımız zaman, ter kokusundan kendimiz dahi çok rahatsız oluyoruz. Özellikle de yaz aylarında bu rahatsızlık had safhaya çıkmaktadır.
Bu durumda yanına yaklaştığımız kişiye vereceğimiz rahatsızlığı tahmin etmek mümkündür
***
Bedenimizi, elbisemizi ve evimizi temiz tutmakla da görevimiz bitmez. Bir diğeri ve belki de en önemli temizlik camilerimizde olmalıdır. Mescidin temiz tutulması kadar, cemaatin de temiz olarak camiye gitmesi elzemdir. Kirli çorapla veya kirli elbise ile camiye girilmemesi gerekmektedir. Zira kirli elbise terlenince kokusu çekilemez olur. Cemaatle kılınan namazın fazla sevabından yararlanayım derken, cami cemaatini rahatsız ve huzursuz etmemek gerekir. Hele, soğan, sarımsak gibi kem kokulu yiyecekler yiyip camiye gitmeyi, Peygamber Efendimiz hoş karşılamamış, hatta yasaklamıştır.
***
Unutmayalım ki Covit-19 henüz bitmiş değil. Rehavete kapılmayalım. Çevremizi temiz tutalım, kirletenleri de uyaralım. Bu çevre, bu şehir, bu ülke, bu dünya sadece bizim değildir; gelecek nesillerin bizlere emanetidir. Dolayısıyla emanete ihanet etmemeliyiz… Gerçekten, her kes evini, işyerini, sokağını temiz tutarsa, tüm kasaba, tüm şehir, tüm ülke ve dolayısıyla dünya, 'yaşanılır bir dünya' olur… Elbette ki şehirlerde; cadde, sokak ve çevre temizliği, belediyelerin asli görevlerindendir.
Ancak, biz çöplerimizi, atıklarımızı rastgele etrafa atmadan, poşetler içerisinde götürüp kapalı çöp bidonlarına bırakırsak, belediye görevlilerine de haksızlık yapmış olmayız ve hem insanlık hem de vatandaşlık görevimizi yapmış oluruz.
Çoğu kez görüyorum; bazı vatandaşlarımız ellerindeki çöp poşeti veya torbasını; çöp bidonuna, 1,5- 2 metre kala fırlatmaktadırlar. Yani bir-iki adım daha atıp, çöpleri çöp bidonlarının içine bırakmaktan acizlik duyuyorlar… Bu davranışı yapanlar, hem temizlik görevlilerinin hem de o bölgede yaşayan tüm insanların hakkını ihlal etmektedirler.
***
Çöpler gelişigüzel etrafa yayılınca; çevremiz kirlenmekte, açıkta kalan çöpler mikrop üretmekte ve birçok hastalığa davetiye çıkarmaktadır. Bu mikroplar bizi, çoluk-çocuğumuzu ve tüm sevdiklerimizi tehdit etmektedir.
Büyük özenti duyduğumuz Avrupa'nın; beden ve ruh temizliğini bilmem ama çevre temizliği konusunda başarıyı yakaladığını söyleyebilirim… İslam dininin olmazsa olmazından olan 'Temizlik' ne hikmetse biz Müslüman toplumları tarafında fazla dikkate alınmamaktadır.
En çok bizlerin riayet etmesi gerekirken, 'gavur' dediğimiz gayri Müslim toplumların çevre temizliği konusunda bizlerden çok önde olduklarını söylemek yanlış olmaz sanırım.
***
Tabii ki; beden, elbise ve çevre temizliğinin yanı sıra 'Ruh Temizliği' İnsanın 'İnsan olabilme' özelliğindendir… Bunları bilmeyenlerimiz yoktur elbette. Benimki malumun ilanıdır. Ama tekrarında sakınca yoktur. Lütfen temizliğe riayet edelim. Kendi elimizle kendimizi riske atmayalım…
'Temiz bir çevre ve Temiz bir dünya için el-ele verelim….'
Saygılarımla.