Geçtiğimiz hafta olağan üstü gelişmelerin yaşandığı bir günü geride bıraktık. Türkiye'nin yumuşak karnı ekonomiyi hedef alan finans spekülatörleri, Doları 18 TL'ye kadar yükseltti. İktidara gelmenin tek yolunu ekonomik çöküntüde arayan muhalefet temsilcileri, yaptıkları açıklamalarla ateşe benzin döküyordu.
**
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, kameraların karşısına geçti. Gündeme dair yaptığı değerlendirmelerin ardından yeni bir ekonomik sistemden bahsetti. O konuştukça döviz çakılmaya başladı. 1 saat içinde 18 TL'yi aşan döviz kuru 16 TL'ye, ertesi gün 13'e sonraki günlerde ise 10 TL'lere kadar geriledi.
**
Sadece Türkiye değil dünya da şaşkındı. Her ürünün ateş pahası olduğu böylesi kritik bir süreçte şapkadan tavşan çıkmıştı. 'Türkiye iflas etti, ülke çöktü' söylemleriyle algı-operasyon merkezi haline gelen sosyal medyada ses seda kesildi. Gazeteciliği Erdoğan düşmanlığı olarak kabul eden çevrelerin sesi içine kaçtı. Ekranlarda şekilden şekle girerek içten içe yaşadıkları üzüntüyü dışa vurdular.
**
Hatta eskiden Merkez Bankası Başkanlığı yapmış olan İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Durmuş Yılmaz, vatandaşlara ellerindeki dövizleri bozdurmamalarını, aksine yaşanan bu düşüşün bir alım fırsatı olduğunu bile söyledi.
**
Diğer muhalefet partileri ise düşüşün anormal olduğunu savundu. Peki, dolar bu denli yükselirken neden anormal bulmadınız? Bir başka eski Bakan, 'Vatandaş kefen parasını satıp 17 Liradan dolar almıştı, şimdi herkesin elinde patladı. Zararı devlet karşılamalı' diye açıklama yaptı. Peki, aynı vatandaşlar dövizden para kazanırken, kazandığını devlete mi hibe etti?
**
Esasında konumuz bu değil. O denli kötü bir süreç yaşıyoruz ki, hiç kimse mutlu olamıyor. Daha önce insanların fırsatçılığı üzerine konuşmuştuk. Ancak bu fırsatçılığın ev, araba satıp dolara yatıracak kadar alçalacağına ben ihtimal vermezdim. Ancak durum böyleymiş. Bankalardan kredi çekip, evini, arabasını satıp, borçlanıp döviz almış insanımız. Sayıları da azımsanmayacak kadar büyük.
**
Bunu neye benzetebiliriz? Denizin ortasında bindiği gemiyi parçalayan insanın durumu açıklar mı? Bu kadar mı düştük? Bu kadar mı sefilleştik? Bu kadar mı ahlaktan yoksun kaldık? Döviz büroları önünde kuyruk olan, deste deste dolar sayan yaşlı amcaları görünce utandım.
**
İnsan, Tekalif-i Milliye ruhunu yaşamış ülkesinin vatandaşına bu durumu yakıştıramıyor. Peki geldiğimiz nokta nedir? Devlet işi gücü olmadığı halde dolardan para kazanmaya çalışan bu vatandaşlara 'Kur korumalı TL vadeli mevduat' sistemi sundu.
**
Dolardan para kazanacağına, TL üzerinden kurulan bu sisteme geç ve faizini yemeye devam et' dedi. 'Ekonomiye öyle zarar vereceğine, benim öngörebildiğim ölçüde sülük ol' dedi. Yabancıları sisteme dahil olmaktan çıkardı.
**
Yüce Rabbimiz bizlere ahlak nasip eylesin. Çocuklarımızı doğru yol üzere yetiştirmek için bizlere güç versin.
Selam ve dua ile kalın sağlıcakla.