Ramazan konusu dini bir ibadettir. Branşım değil, fakat gerçek alimlerden ve dini kitaplardan edindiğim bilgilerden, faydalanarak bu konuyu seçtim. Allah hepimizi Ramazan ayına kavuşturup, oruç tutmayı nasip etsin. Oruç bizden önceki ümmetlere de farz kılınmış, ta ki insanlar ıslah olsun. Nefse, şeytana uymasın, nimetlerin kıymetini bilsin, aç kalarak, açların halinden anlasın. Hele yazın sıcağında oruçlu olmak insana ayrı bir haz verir.

Oruç tutmak sadece yeme içmekten kesilmek demek değildir. Ruhen, kalben ve bedenen tüm azalarla oruç tutmak en makbul ve kabul olanıdır. Azgın insan nefsi açlıkla ancak terbiye edilebilir. Ramazan ayında cennet kapıları açılır, şeytanlar zincirlere vurulur. Şeytanın telkinine uyulmazsa bu böyledir. Oruç tutmak aynı zamanda vücut için en keskin bir ilaçtır. Sıhhattir, on bir ay dolup boşalan mide ile beraber diğer organların dinlenmesidir. Kısaca yıllık olarak bedene çekilen formattır.

Diğer ibadetlerin istismarında olduğu gibi, büyük şehirlerde açıktan oruç ta yenilecek. Bu da özgürlük olacak. Oruç tutmak ne kadar sevap ise, açıktan oruç yemek de o kadar günahtır. Üniversite gençliğin yüzde doksanı namazdan, oruçtan abdestten yoksun. Orucu hafife almak inkar etmek insanı küfre götürür. Oruç insanın günahlarını döker, sonbaharda ağaçların yaprağı döküldüğü gibi. Çok insanımız Ramazan ayında umreye gider. Oruç tutan kardeşlerimiz fitrelerini zekatlarını bilhassa Ramazan ayında verirler.

Ramazanda iftar çadırları kurulur, sofralar zengin olur. Tüm Camilerimizde çoğunlukla hafızlar mukabele okurlar. Bunlar çok güzel şeyler. Ancak düşündüğüm başka, bir ay boyunca okunan Kuran'ı kerimin manası niçin anlatılmaz. Yanı sıra fıkhi konuların anlatımına ağırlık verilmez. Ramazan ayında çok insan Cami ve cemaatle tanışıyor. Bu hayırlı ay bitince, sanki cennet garantilenmiş gibi, önceki yaşantıya devam edilir.

Bu ay boyunca dini konular anlatılırsa; körpe dimağlar, yosunlu beyinler çok şey öğrenirler. Bu konularda alimlerimize çok görevler düşüyor. Eğer din anlatılmazsa yeni nesil İslam dinini nasıl öğrenecek? Dinimiz çağlar üstü bir nizam olduğu için, şuurlu alimlerimizin taviz vermeden (eğilip bükülmeden) çok ciddi çalışmaları gerek.

Fitre, zekat, hayır hasenatlar da çoğu zaman İslama göre verilmiyor. Zekatın verileceği sınıflar dinimizde bellidir. Zekat konusunda şunu demek istiyorum. Zekat bizzat fakire nakit olarak verilmelidir. Çünkü zekat hırsızları cirit atıyor.

Benim medresem, talebelerim, şu hizmetim bu hizmetim diye topluyorlar. İnsanlar aldatılıyor. Hele Ramazan ayında fakirler adına paketler dağıtılıyor ki, çok can sıkıyor. Fakirin ihtiyacını hiçbir insan belirleyemez. Vereceksen nakit para ver. Fakir cebinde para görsün, ihtiyacını kendisi temin etsin. Dinden anladığım kadarıyla tüm hayırlar bu şekilde verilmeli.

Bazı kurumlar, cemaatler iftar programları düzenliyorlar. Düzenlesinler ancak, fakirin bulunmadığı bu tür sofralardan da hayır beklenemez. Her şeyimiz gösteriye kaçtığı gibi böylesi hayır namına yapılan etkinliklerde de pis kokular yayılıyor. Din kardeşliğimizi pekiştirmek için iftar sofralarında kalın enseliler değil, fakir dostlar, akrabalar komşular mutlaka olmalıdır.

Oruç ibadetinden nemalananlar ancak bunları yapabilirler. Hac ibadeti zaten kura'ya tabi tutulmuş, umre öyle değil, adam tanırım belki yirmi defa umre yapmış. Allah kabul etsin diyorum. Sünnet olan bu ibadete o kadar önem veriliyor ki, farzları bile geçmiş. Farzlar sünnetten önce gelen ibadet şekli değil mi? Neden önem verilmiyor?

Birde Ramazan ayında en çok türbeler kutsal yerler ziyaret edilir. Buda tam bir rant haline gelmiş, kurbanlar kesilir, paralar bırakılır, eşyalar alınır. Ağaçlara bezler bağlanır. Kaderim, rızkım açılsın diye dua edilir. Adamın çocuğu imtihana girecek hocaya, ziyarete koşuluyor, neymiş bana dua et diyor. Sorulan sorularda dinin "d" si bile yok. Dinle alakası olmayan bir şey için nasıl dua yapılır, anlamış değilim. Dualar meşru şeyler için yapılır. Toplumda geleneksel bir din anlayışı var. Ramazan'da; oruç bize öyle şuur vermeli ki, bundan sonra ben faize, zinaya, harama karşı olacağım denmeli.

Zalimin semtine ayak basmayacağım. Yalandan, gıybetten, iftiradan, hasetten uzak duracağım. Namazda hiç tavizim olmayacak. Aile efradıma dini bilgiler vereceğim. Kısacası tuttuğum oruç yaşantımda kur'ana, sünnete, fıkha göre yaşamayı bana öğretmiş, bu şekilde hayat süreceğim derse, uygulasa belki insanların en iyisi olur. Tüm ibadetler insanı kötülüklerden alıkoymalıdır.

Yoksa şekilcilik olur, emekler boşa gider. Allah gerçek oruç tutan kullardan eylesin. Hayır, hasenatımızı niyetlere göre vermeyi nasip etsin. Şeytanlaşmış insanın ve nefsimizin şerrinden muhafaza etsin. Ahır zaman fitnesinden Allah hepimizi korusun. İslama göre şuurluca oruç tutmayı nasip eylesin…