Savaşın yaşandığı Ortadoğu'da en büyük bedeli ödeyen çocuklar ve kadınlar oluyor maalesef.
Ortadoğu'da bir anne çocuklarının eve gecikmesi halinde endişe ve ıstırap içinde kalır. Büyük bir çaresizlik yaşar. Kime gidip benim oğlumu bulun diyebilir ki! Tabiri yerindeyse Ortadoğu'da analar gözyaşı yerine kan ağlıyor.
Yurdundan, evinden başka bir yere göç etmenin ve bunun sonucu olarak başkaları tarafından aşağılanmanın ne kadar büyük bir acı olduğunu Ortadoğu anaları bilir.
Kendini bilmez ukala tipler bu koca yürekli analara bu aşağılanma duygusunu yaşatıyorlar. Ona bu tür bir davranışı reva görüyorlar. Bu alçaklıktır.
Göçmen bir annenin vasiyeti: 'Beni, doğup büyüdüğüm toprağa gömün! Bir insan olarak değerimin olduğu, bir anne olarak değer verildiğim vatanıma gömün beni!
Bundan ne çıkarırsınız bilmem, ama benim anladığım: Vatan sevgisi fıtridir.
Yurdunu-vatanını ateş topuna çevirmek isteyenler, Batı'nın maşası haline gelenler, kendilerinde biraz izan varsa, biran önce akıllarını başlarına alıp kardeşçe yaşamanın seçimini yaparlar. Bu şekilde ihanete son vermek mümkündür.
Ve anlasınlar ki, vatan sevgisi fıtridir.
Evet, analar bilirler, Rus hava saldırılarılar, İran milisleri, Esed Şebbihaları, PYD kuvvetleri nasıl onları evsiz, barksız bırakıp ağaç altında, çocukları ile hava sıcaklığının eksi derecelerine indiği şartlarda sabahlıyorlar. Bu gecelerin acısını ancak çocuklarının üstünü örtmek için battaniye arayan anne bilir.
Hastası olanların hastane bulamayıp hastalarını acı içinde izlediği günleri yaşadı bu analar.
Yetim analarına da değinmeden geçemeyeceğim.
Ortadoğu coğrafyasında yaşayan anneler, çocuğunu kaybetmenin endişe ve telaşını bir yük gibi kalbinde ve zihninde taşırlar. Belini bükercesine ağırdır bu yük.
Kim bu ağır yükü hafifletir diye baktığında hemen Allah Resulünün Müslümanlara yaptığı tavsiyeleri hatırladı:
Allah Resulü (sav), yetimle ilgilenmenin dinî, sosyal ve ahlakî bir görev olduğunu, onları korumasına alıp iyi davranan, bakımı ve eğitimiyle yakından ilgilenen, ihtiyaçlarını gideren kimselerin ahrette büyük mükafata erişeceğini bildirmiştir. Nitekim konuyla ilgili hadislerde şöyle buyrulmaktadır: 'Kim Allah rızası için bir yetimin başını okşarsa, elinin dokunduğu her saç sayısınca iyilik yazılır. Kim, yanında bulunan yetim erkek veya kız çocuğuna iyi davranırsa, ben ve o kimse (şahadet ve orta parmağını birleştirerek) Cennette şu ikisi gibi kardeşiz.' (Ahmet b. Hanbel, 5: 250)
Yetim anaların mutluluğu, yetim çocuklarına analık ve babalık yapabilmeleridir. Hayatın bütün zorluklarına katlanarak hayatta hayırlı ve Salih bir çocuk bırakmalarıdır.
Evet, o analar yetimle birlikte yeniden doğmanın, hayata tutunmanın sevincini yaşarlar.
Ortadoğu'nun anneleri gözü yaşlı ve hüzünlüdür dedik. Bu hüzün, yüzlerindeki buruşuk haritadan belirgin bir şekilde okunuyor.
Bir annenin oğlunun ölüm haberini almanın endişesini hep taşıması ne kadar acı... Bu acı bekleyişi Ortadoğu'nun anaları bilir: Kimisinin oğlu ergenlik yaşına girmeden ölümle tanışıyor, kimisi de çocuğunu daha kucağına almadan kara toprağa teslim ediyor... Bu durum anaları kahır ediyor.
Savaşın olduğu bölgelerde, bir annenin, gözaltına alınan oğlunun ölüm haberi geldiğinde duyduğu acı feryadı: 'Oğlumun cenazesini görmeden öldüğüne inanmam.'
Suriye'de Esed zindanlarında bu acıyı binlerce Suriyeli analar yaşıyor. Oğlunun cenazesini görmek, duyduğu acıyı belki hafifletir. Bunu bile bir anneye çok gören zalimler yaşıyor. Allah'ım sabır ver... Aslında bu kare anne yüreğinin kor ateş gibi yandığını bize gösteriyor. Oğlunun cenazesini görüp koklamak, ona sarılmak, onu öpmek ve kucaklamak bir nevi kor ateş gibi yanan bu anne yüreğine serinlik verir.
Ümmet olarak biz bu acıyı yüreğimizde hmiyorsak, yürüyen ölüleriz demektir!
Bu çığlığı duymak için Ortadoğu'nun bir annesi olmak gerekmiyor. Anne olmak yeterlidir. Anne oğlu için karşılıksız fedakarlıkta bulunandır. Oğlu geceleri ağlamaktan kendisini yatırmasa bile, anne şikayet etmez. Oğluna yaptığı hizmet karşılığında bir ücret beklemediği gibi teşekkür de beklemez. Annenin fedakarlıklarını yazmak ve anlatmakta insan aciz kalıyor. Şu kadarını söyleyelim:
Anne karşılıksız seven, sayan, özleyen, hizmet edendir. Anne yüreği okyanus kadar derin, sema kadar ala, arz kadar geniştir. Ve doğa gibi kucaklayandır.