"Şüyuu vukuundan beter" diye bir söz var dilimizde. Anlamı; gerçek olmayan bir eylemin, dilden dile dolaşmasının, gerçek olmasından daha kötü ve daha zararlı olacağını ifade eder. Maalesef son günlerde böylesine beter olayların, hem konuşulduğuna hem de yaşandığına şahit oluyoruz.
**
Son hadise hepimizin malumu. 6 yaşında bir kız çocuğunun yaşadıkları. O denli beter bir hadise ki insan konuşamıyor, yorum bile yapamıyor. Hani en kötü olayların bile daha kötüsü ne olabilir diye söylenip durduğunuzda, bu olayda onunla da karşılaşıyorsunuz. Çocuğun ailesi… Onu korumakla, kollamakla vazifeli olan ailesinin, canlarından bir parça olan yavrularını böyle bir ateşe atmaları.
**
Olay yargı aşamasında olduğu için çok fazla yorum yapmaktan kaçınıyor insan. Ancak savcılık iddianamesine giren kayıtlar vs. insanın kanını donduruyor. Her daim dost meclislerinde konuşuruz. Cemaat veya tarikat kavramını. İslam'ın anlaşılması noktasında ne katmışlardır? İslam'ın yaşanması noktasında ise ne tür bir tahribata sebep olmuşlardır?
**
Bu olayın ardından da özellikle sosyal medyada kötülüğün faturası maalesef dine, İslam'a çıkarıldı. Gayri İslami şartlarda yaşayan insanların yaptıkları kötülüklerde, işledikleri suçlarda sebep-sonuç ilişkisi aranmazken; İslamı temsil ettiği zannedilen, dini de istismar ederek kendine menfaat sağlayan yaratıkların, yapıların karıştıkları günahlar; İslamın kimliğini zedelemek için araç olarak kullanılıyor.
**
Ülkemizin; başka çevrelerin, karşıt yaklaşımların ifade ettiklerinden farklı olarak bir cemaat - tarikat problemi olduğu aşikardır. Dinimiz; Müslümanların bir arada bulunmasını, güçlü olmasını, birbirleriyle diyalog kurmasını, iletişimde kalmasını, birbirlerinin derdiyle dertlenmesini emrediyor. Ancak; Allah rızasının bir yana bırakılarak insanların dini duygusunun sömürüldüğü, Allah'a kulluk yerine kula kul olunduğu, ibadetlerin ticaretlere dönüştüğü yapılar; cemaat veya tarikat olarak adlandırılamaz. Bunun tek tanımı; ortaçağda cennetten arsa satan kiliselerin, günümüze uyarlanmasıdır.
**
Satır aralarında ifade etmiş olsak da önemle vurgulamakta yarar var. Memleketimizde dinimizin en güzel buyruklarını yaşayan, yaşatan; tek gayesi Allah'ın rızasını gözetmek olan topluluklar var. Hatta buna sosyal medyadan toplaşıp sohbet eden insanları da katabilirsiniz. 3 - 5 kişi bir araya gelip Allah kelamı konuşursa da cemaat kavramının içini doldurursunuz.
**
Yine konuşmamızın ortasında ifade ettiğimiz üzere esas problem; cemaat kavramlarının içinin boşaltılarak, bu yapıların tehlikeli örgütlere dönüşmeleri veya dönüştürülmeleridir. Bu noktada da bireysel anlamda fertler; Allah'ın bizlere bahşettiği akıl ve zekayı kullanmalı, bu yapılardan kendilerini soyutlamalıdır.
**
Rabbimizin bizlere göndermiş olduğu Kur'an-ı Kerim; dağdaki çobana da, uzaya çıkan astronota da hitap edebilecek açıklıktadır. İslam kolaylık dinidir. Allah'ın sade ve açık biçimde ifade ettiği kurallar bütününe uyarak, misafir olduğumuz dünyada mutlu ve huzurlu biçimde yaşamak, ahirete alnımız dik bir biçimde ulaşmak mümkündür. Cenneti kazanmak için kuldan tapu beklemek akılsızlıktır.
**
Şükür ki ahiret var. Rabbimiz Bakara Suresinin 174. Ayetinde şu ifadelere yer veriyor: "Allah'ın indirdiği Kitaptan bir şey gizleyip, onu birkaç paraya satanlar var ya, işte onlar karınlarına ateşten başka bir şey koymuyorlar. Kıyamet günü Allah ne onlara konuşacak ve ne de onları temizleyecektir. Onlar için acı bir azab vardır"
**
Selam ve dua ile kalın sağlıcakla…