6 Şubat tarihinde meydana gelen büyük deprem felaketlerinin ardından vefat sayısı 50 bine yaklaştı. Binlerce insan sakat kaldı. Aileler yok oldu, dağıldı. Şehirler, ilçeler yerle bir oldu. Geride kalan milyonlarca insan çadırlarda toparlanmaya çalışıyor.

**
Depremin vurduğu bölgelerde enkaz kaldırma çalışmaları devam ediyor. Çadır ve konteyner kentlerin kurulumu devam ediyor. Yeni inşa edilecek konutlar için yer tespitleri devam ediyor. Geride kalan insanlar için hayat bir şekilde devam ediyor.

**
Başlıkta sorduğumuz sorudan önce başka bir soru sormak ve cevaplamak gerekiyor. Bu enkaz kimin? Böylesine bir yıkım ve böylesi yüksek bir can kaybı neden yaşandı? 30 yıllık binaların ayakta durduğu, insanların depremden sağ çıkmasını sağladığı şehirlerde; daha yeni yapılmış lüks binalar nasıl yıkıldı?

**
Bataklık zeminlere, tarım arazilerine kim imar verdi? 3 katlık binayı kaldırabilecek bir arazide, nasıl 13 katlık, 15 katlık yapılar yapıldı? Depremde un gibi dökülen betonları kim üretti? Adına müteahhit denen katiller, 4 parça demirle kolon yapma cesaretini nereden buldu?

**
Önceki gün bir haber kanalına bağlanan Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş'ın açıklamaları ibretliktir… 2020 yılında yapımı tamamlanan ve depremde 75 kişiye mezar olan Güçlü Bahçe Sitesi'nin altın makaslı açılış töreninde de boy gösteren Başkan, "700 bin insan Hatay'ı terk etti. Hatay'a sahip çıkalım. Hatay, Atatürk'ün emaneti, Hatay milli meselemizdir" gibi konuları gündeme getiriyor.

**
İnsanlar neden gitti Hatay'dan, Adıyaman'dan, Maraş'tan hatta birçok ilden… 3 İlde ve onlarca ilçede sağlam bina kalmadı. Akrabalarına gittiler, geri dönmek üzere… Kimse yurdundan göçmedi veya Hatay'a düşman saldırmadı. Dışardan bir düşman yerle bir etmedi bu şehirleri.

**
Hatay CHP tarafından yönetiliyor. Peki, AK Parti'nin yönettiği diğer şehirlerdeki yıkım… Kim bu yıkımın sorumlusu? On binlerce can kaybına, insanların sakat kalmasına sebep olanlar kimler? İdare makamındaki kimse kendinde sorumluluk görmüyor. "İstifa etme erdemi göstermediler" diyen yorumlar var. Erdem sahibi insanlar böyle alçaklıklara göz yumar mıydı?

**
Gaziantep Nur Dağı İlçe Belediye Başkanı tutuklandı. AK Partili bir Belediye Başkanı. Bu gelişmenin yakınlarını kaybeden insanlar için büyük önem taşıdığına inanıyorum. Çünkü bu acının partisi yok. İlerleyen süreçte partisine, mevkiine bakılmaksızın ihmali kabahati olan kim varsa hesap vereceğine inanıyorum. Aksi halde kollama, kapatma çabaları iktidar da olsa, muhalefet te olsa halk nazarında büyük bir tepkiye, ikinci bir acıya sebep olur.

**
İkinci sorumuz… Bu enkazı kim kaldıracak? 6 Şubat tarihinden itibaren yaşanan sürece baktığımızda cevabı görüyoruz. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum'un açıklamalarına göre depremlerin ardından 164 bin 29 binada yıkım ve ağır hasar meydana geldi.

**
Bu o kadar büyük bir yıkım ki… Örnek vermek gerekirse 50 bin binanın tamamen ve aynı zaman diliminde çöktüğünü düşünün. Her biri farklı alanlara ve illere yayılan bu 50 bin enkaza personel yetiştirmek, iş makinası yetiştirmek ve tümünü aynı anda koordine etmek… Dünyada böyle bir afeti bundan daha iyi bir yöntemle idare edebilecek bir yapı yok arkadaşlar.

**
Binaların yıkımına ek olarak karayolları, havaalanları, Belediyeler, Belediyelere bağlı birimler de hasar gördü, yıkıldı. Bu tür afetlere müdahale etmekle görevli personeller, sağlık görevlileri de enkaz altında kaldı. Devlet bundan daha hızlı müdahale edip, sosyal medyadaki tüm dezenformasyona rağmen bundan daha iyi idare edemezdi. Sahayı yerinde gözlemleyen biri olarak benim gördüğüm bu.

**
6 Şubat tarihinden itibaren "Devlet ne yaptı?" kadar "Muhalefet ne yaptı? Ne yapıyor" diye soramadı insanlar. Çünkü muhalefet yoktu. En erken gelen 4 gün sonra afet bölgesine ulaştı. Böylesi bir afetin ardından en azından insanlar enkaz altındayken "Siyaset yapmayalım" diyemediler…

**
İnsanların acısını paylaşamadılar. İnsanlara bir vaatte de bulunamadılar. Örneğin Cumhurbaşkanı "1 yıl içinde yıkılan konutları yapacağız" dedi ve yapmaya da başladı. Millet İttifakı Muhalefet Liderleri ise sahada "Çadır yok" diyecek partili arıyorlar. Kentsel dönüşüme karşı bastırdıkları afişler, düzenledikleri mitinglerden, açtıkları davalardan utanmayarak, "İktidar kentsel dönüşüm yapmadı" diye açıklamalarda bulunuyorlar.

**
Muhalefetin bu haline tanık olan muhalif seçmenin de; bu büyük enkazı muhalefetin kaldırabileceğine inandığını düşünmüyorum. Çocuklarından, eşlerinden, anne ve babalarından olan, çadırlarda kalan yüzbinlerce insanın seçimi umursadığını düşünmüyorum.

**
AK Partiyi sevmeyen, AK Parti ile gönül bağını koparan veya Tayyip Erdoğan'ı sevmeyen insanlar; "Van, Erzurum ve İzmir'de bunu yaptı. Bu şehirleri ancak bu adam ayağı kaldırır" diye düşünüyor. "AK Parti değil ama Erdoğan" diyorlar. Çünkü Muhalefette belirlenmiş bir aday yok. Herhangi bir program, yol haritası da yok.

**
İnşallah bu büyük afetin yaraları hızla sarılır ve aynı zamanda sorumlular da adalet karşısında hesap verir. İnşallah bizler de bu acıdan dersler çıkarırız. Vatandaş olarak kentsel dönüşüm çalışmalarında hakkımız olan 1 ev yerine 3 ev diye diretenlerden olmayız. Allah bir daha ülkemizi ve milletimizi böyle bir acıyla imtihan etmesin.

Selam ve dua ile kalın sağlıcakla.