Çocuklar bu dünyanın en masum varlıkları. Bu söylemde eminim ki hepimiz hem fikiriz. Genel olarak hepimizin çocuklara karşı hissettiği duygu ise şefkat ve merhamettir. Fakat son bir yılda maalesef işler tersine gitmeye başladı.
O koruyup kollamak istediğimiz yavrulara, çevirdiler oklarını son birkaç yıldır. Evet belki öncede vardı bu durum ama bu kadar açık, göstere göstere ateşlemiyorlardı silahlarını. Bir yandan eşcinsellik hatta cinsiyetsizlik propagandası, bir yandan şiddetin normalleştirilmesi, bir yandan paraya ve tüketime tapınma… Her yerden ama her yerden saldırıyorlar.
Bazılarımız; '' Yok ya. Abartıyorsunuz, bunlar korku propagandası'' diye kendimizi avuturken onlar gün geçtikçe güçlenerek geliyorlar. Ayak seslerini duymamak mümkün değil. Evlatlarımızın en güvende olduklarını düşündüğümüz evlerinde; izledikleri çizgi filmler, sinema filmleri, oynadıkları oyunlar ve oyuncaklar… Gittikleri okulda emanet edildikleri bazı eğitmenler, aileleri tarafından görmezden gelinmiş psikolojik şiddete hatta fiziksel şiddete maruz kalmış akranları…
Düşman sadece dışarda değil aslında. Resmen pusuda bekliyorlar. Sizin boş bıraktığınız, çeşitli mazeretlerle zaman geçirmekten imtina ettiğiniz, en ufak hatasında tabiri caizse asık kestiğiniz evlatlarınızı kucaklarını açmış bekliyorlar.
Hala abartı mı geliyor söylediklerim? Daha bu hafta Bursa'da bir belediye 15 yaş altı çocuklar için '' Toplumsal Cinsiyet Atölyesi'' açmaya niyetlendi. Malum atölyenin kayıt formlarında isim ve cinsiyet kısmında '' istediğiniz '' ibaresi vardı. Sosyal medyada Allah razı olsun Şöhret Karaduman( kendisini takip edersiniz bu konuda yaptığı çalışmalar tatmin edici) hocanın dikkati sayesinde gelen tepkiler sonrasında İçişleri Bakanlığı tarafından soruşturma açıldı. Hadi ya fark edilmeseydi?
Yine bu hafta 12 yaşında bir kız çocuğu, arkadaşı kendisiyle dalga geçti diye arkadaşını önce hortumla darp edip ardından ''bıçakla'' öldürdü. İşkence ederek öldüren sadece 12 yaşında bir kız çocuğu. Kim suçlu?
Bu haftanın bir diğer bombası ise; iki eşcinsel erkeğin bir kız çocuğunu evlatlık almalarının anlatıldığı bir sinema filminin vizyona girecek olması. Çok şaşırtıcı değil aslında. Çok rahat bir şekilde, Youtube Kids küçücük çocuklara bu sapkınlıkları normalmiş gibi gösterirken şaşırmamak gerekir.
Yurtdışında yapılan açıklamalarda, yayınlarda asıl niyetlerini gösterip söylüyorlar aslında. Eşcinsellik, cinsiyetsizlik hareketinin savunucularının başında pedofililer geliyor. Nasıl ki 2 yaşında bir bebeğin kendi cinsiyetini seçebileceğini savunuyorlarsa aynı şekilde doğdukları andan itibaren cinsel anlamda haz alabildiklerini savunuyorlar. Hatta yıllar önce bu konuda araştırma bile yapmışlar. Düşünün o araştırmada kullanılan yavrucakların halini.
Uzun lafın kısası lütfen evlatlarımızı sosyal medyaya, dünyanın sahibi olduklarını sanan pis zihinlere, sapıklara kurban etmeyelim. En önemlisi de ilgili kurumlar artık bu konulara odaklansın çözümler üretsin…