Arka arkaya gelen imtihanlardan sonra yanan yüreklerimizi sarıp sarmalamak istercesine kapımızı çaldı bu sene Ramazanı-Şerif. Hepimizde buruk bir heyecan, biliyoruz ki ne olursa olsun hayat devam ediyor. Allah bizlere son bir şans daha verdi elhamdülillah. Eksiklerimizi tamamlamak, hatalarımızdan kurtulmak, en sevgiliye sevgimizi, sadakatimizi göstermek için son bir şans.
Oruç tutmanın hayatımıza kattığı bildiğimiz, bilmediğimiz birçok güzellik var. Ben ise uzak tutmasından, uzaklaştırmasından, uzaklaştırırken yakınlaştırmasından bahsetmek istiyorum. Açlığın, oruç halinin bizi günahlardan, kirli düşüncelerden uzak tutmasını çok seviyorum. Bizi bize, eşrefi mahlukatın en şereflisi olan 'insan' olmaya, Allah'a yaklaştırmasını seviyorum.
Biliriz ki hepimiz fiziksel olarak insan olarak doğarız. Çocukken de henüz masum varlıklar olduğumuz için fıtrata uygun olarak temizdir dünyamız. Fakat yaş aldıkça; dünyayla ve diğer ' insanlarla' tanıştıkça, her söylediğimiz yalanla, kırdığımız her kalple, tutmadığımız her sözümüzle yavaş yavaş uzaklaşırız fıtrattan.
İnsanlık, çok basit her bireyin sahip olduğu bir özellik gibi gelse de öyle değil aslında. Zordur, emek ister, yürek ister insan olmak. Olmakla da bitmez o hal üzerine kalmak en zorudur belki de. Bazen tek kelime söylemeye gücün, cesaretin yokken bağırman bazen de kelimeler, cümleler kafanda dönüp dururken tüm gücünle avaz avaz susman gerekir.
Velhasılı kelam zordur insan olmak, insan kalmak. Oruç ise ibadetler içinde en güçlü destekleyicidir. Dilinizi tutar, elinizi tutar, aklınızı tutar; tutar ki kalbiniz koşsun en sevdiğine, en çok sevmesi gerekene…
Selam ve dua ile.