Radyo, televizyon ve gelişen teknoloji ile birlikte hayatımıza giren internet yaşantımızda büyük değişimlere yol açtı. 90 kuşağı ve sonrasında dünyaya gelen gençlerimiz, teknoloji ile haşır neşir yetiştiği için bugüne daha kolay adapte olabiliyorlar.

**

Ancak daha eski kuşaklar için bugün kullandığımız yenilikler hayal edilemeyecek ütopyaları andırıyor. Düşünsenize; tüm hayatı köyü, mahallesi ya da evinin bir odasından ibaret olan bir kişi, bugün tek tuşla tüm dünyadan haberdar olabiliyor.

**

Şifa için kullandığımız ilaçların yan etkisi gibi gelişen teknolojinin de yan etkilerine maruz kalıyoruz. Günümüzün en yaygın iletişim araçlarından televizyon ve internet, doğru kullanıldığında bir ödül iken aksi kullanımında ciddi tahribatlara neden oluyor.

**

Son zamanlarda televizyon kanalları ve diğer yayın platformlarında yayınlanan programların, çekilen dizilerin toplumun ahlaki ve manevi değerlerine taban tabana zıt olduğu çok açık bir gerçek. Bahsi geçen yayınlarda psikolojik ve fiziksel şiddet nefes almak kadar tabii bir sunumla işlenirken, taciz, tecavüz ve normalleştirilmeye çalışılan çarpık ilişkiler zinciri aile kurumunu doğrudan hedef alıyor.

**

Sabah kuşağında ki programlar kadınlarımızın ilgi alanlarını alışveriş, güzellik ya da dedikoduyla sınırlandırıyor. Bu yayınlar ilgili değerlendirmelerde 'Halkın talebine göre yayın' olarak sunuluyor.

**

Ülkemizdeki televizyon izleme alışkanlıkları incelendiğinde, geçmişten günümüze popüler olan dizilerin, yayınlandığı dönemdeki gençlerimizin kılık, kıyafet, saç modeli, yeme, içme tercihleri, dili kullanma biçimleri, hatta meslek seçimlerini dahi etkilediği görülür.

**

Bu konu hakkında daha önce okumuş olduğum bir makalede işlenen bir örneği sizlerle paylaşmak istiyorum. Örneğimiz 'Pizza Kültürünün Türkiye'de tutunması'

**

Sene 1989. Pizza markaları Türkiye pazarına giriş yapıyor. Türkiye'ye birkaç dükkan açarak pazarın nabzını yoklayan ünlü bir marka, aldığı geri dönüşle büyük hüsran yaşıyor. Türk insanı pizzayı beğenmiyor ve açılan dükkanlar kapatılıyor.

**

Takvimler 1991 yılını gösterdiğinde bir çizgi film dünyada büyük yankı uyandırıyor. Yapımcı şirket, Türkiye'deki özel bir kanala ismi 'Ninja Kaplumbağalar' olan bu çizgi filmi piyasanın yüzde 90 altında bir fiyatla satmak istiyor.

**

Teklife şaşıran bir o kadar da sevinen kanal anlaşmayı imzalayarak yayına başlıyor. Ninja Kaplumbağalar Türkiye'de çok tutulur. Oyuncakları, rozetleri, kartpostalları, defterleri ve kitap kapları ile müthiş bir pazarlama da beraberinde gelir.

**

1994 yılına gelindiğinde çizgi film milyonlarca çocuğu ve genci etkisi altına alan bir fenomene dönüşür. Bu çocuklar tuhaf bir biçimde annelerinden pizza pişirmesini istemeye başlar.

**

Türk anneleri pizzayı nasıl yapacağını bilmez ancak çocuklar pizza istemektedir. Derken Pazar bulamadığı için Türkiye'den çekilen ünlü pizza zinciri dükkanlarını yeniden açar. Taleplere yetişemez olur.

**

Çocuğu yemek yemeyen anneler mecburen pizza sipariş eder. Liseli, üniversiteli gençler arasında bir statü nesnesi haline gelir pizza tüketmek. Türk mutfağının demode lahmacunu ve pidesinin yerini pizza alır. Gençler gruplar halinde pizza dükkanlarına gider, gelir.

**

Onca uzmanın yürüttüğü ARGE çalışmalarının yapamadığını 'Ninja Kaplumbağalar' başarmıştır. Günümüzde de böyle değil mi? Uzun lafın kısası artık her evde, her cepte yer alan bu cihazlarda, verilen mesajları, izletilen yayınları dikkatli okumak gerekiyor.

**

Selam ve dua ile kalın sağlıcakla…