İnsanlar göreve talip olurlarken genellikle iki şey için olurlar. Bunların biri hizmet biride makam içindir. Bazen ikisi beraber olur. Bir insan göreve talipken gayesi makam sevdası ise, vay o toplumun haline, hizmet anlayışı ile toplum huzuruna çıkıp bol keseden savurarak sözde yapacağı hizmetlerini anlata anlata bitiremeyen makam aşığı makama oturduktan sonra, onu o makama getiren halk da derinden bir ah çekerek eyvah! Demek ve bunun tüm çabaları makam içinmiş denir.
Bu tablo günümüzde çok yaygındır. Çok arkadaş tanıyorum beraber kader birliğini sendikada yaptığımız arkadaşlar belediyede veya başka kurumlarda değişik görevler (idarecilik), müdürlükleri kaptıktan sonra bu arkadaşların bir kaçının burnu havalara kalktı (onlar kendilerini biliyor) kim olduklarını anlatmayacağım. Nereye gitti o hizmet aşkı? Demek makamlar çoğu zaman hizmetlere engel olabiliyor.
Hizmet ve makam alanlardan canlı bir örnek vermek istiyorum. İlimizin büyükşehir eski belediye başkanı Sayın Celalettin GÜVENÇ'TİR Sayın başkan önce İlimize Vali olarak atandı Hayırlı hizmetler de bulundu teşekkür ediyoruz. Bu hizmet aşkı onu belediye başkanı yapacak kadar büyüdü nitekim seçimlere girip halkın ak parti'ye olan teveccühü neticesinde kazandı. Tam hizmet kıvamına gelimişken bırakıp vekil adayı olması Urfa'ya olan hizmet aşkına gölge düşürdü. İnsan ne oluyor hizmet mi makam mı? Demekten kendini alıkoyamıyor. Büyük bir şehrin belediye başkanı olmak az mı dır. Hizmet alanı dar mıdır?
Bana göre başkanın en büyük yanlışı Valiliği bırakıp, İlimizde Belediye başkan adayı olmasıdır. Menfaat düşkünü bazı yerlilerin dolduruşuna gelmiş olabilir. Sayın başkanın makam ve hizmeti hemen bırakması söylediklerimin doğruluğudur kanısındayım. Şanlıurfa'mız yerliyi sevmez, desteklemez en çok misafir olanları sever destekler, yanlış yapanlarının hakkını da anında vermesini bilir.
Başkanımız ayrılmadan vaat ettiği 700 projelerden kaç tanesini hayata geçirdi diye merak ediyorum. Gözüm arkada kaldı. Vaad edilen projeleri başkalarına bırakmak hizmetin hangi sınıfına giriyor merak ediyorum. Yüzde yetmiş oy oranı ile seçim kazanan bir başkanın kendisine oy verenlerin iradesini nasıl izah edecek?
Bu durum aynı zamanda seçim döneminde büyükşehir belediye başkan adayı olanların da önünü tıkamak anlamına geliyor. Mademki bırakacaktın neden başkalarına engel oldunuz Sayın GÜVENÇ? Adayların içinden sizden daha iyi ve en az seçim zamanına kadar hizmetlerine devam ederlerdi.
Ama siz hem onların önünü tıkadınız hem de Urfa'mızı başkansız bıraktınız. Urfa bunu hak etmiyor sanırım.
Tabi bu durum biz Urfalılara ders olmalıdır. Ey! Urfalı kardeşlerim bakın gördünüz Urfalı olmayanlar gerektiği zaman bizleri bırakıp gidebiliyorlar. Verilen sözler vaatler bir çırpıda unutulup gidiyor.
Bundan sonra özellikle "yerel yönetimlerde, yani belediye başkanlığı adaylığında" hizmet etmek için asla ve asla Urfalı olmayanların ilimizde aday olmalarına izin ve müsaade etmeyelim.
Diğer bir konu Milletvekili seçimlerinde Urfalı olmayan bazı büyüklerimiz 1 Kasım seçimlerinde yine Şanlıurfa'dan adaylık için Müracaat ettiklerine şahit oluyoruz. Yerlinin yerini hiç kimse alamıyor.
Bazı menfaat baronları bu şahısları kendilerine yakın bulabilirler fakat Şanlıurfa seçmeni bu Urfalı olmayan Milletvekili tablosuna iyi bakmıyor. Genel kanaat budur iyi bir sonuç almak için söz sahibi yöneticilerin nazara alacağını umuyorum. Yoksa Şanlıurfa da seçim erozyonu olur benden söylemesi. Söylediğim asla yabancı düşmanlığı anlaşılmamalıdır. Milli bir mesele olduğu için söylemek mecburiyetindeyim. Şanlıurfa'da Yabancı dediğimiz, Halk nazarında yerliden daha fazla hürmet görürler, onun için Urfa'ya gelen de ağlar giden de ağlar demişler.
Bu arada büyükşehir belediye başkanlığına seçilen karaköprü belediye başkanı Sayın Nihat ÇİFTÇİ ismi isabetli bir karar olmuştur. Sayın Çiftçiye hayırlı olması ve Urfa'mız için hayırlı ve kalıcı hizmetlerde bulunmasını temenni ediyorum.