Son dönemlerde Avrupa'da artan ırkçılıkla birlikte, İslam'a ve Müslümanlara yönelik her dönem var olan saldırıların arttığını görüyorduk. Sözde sanatçıların; İslam'ın değerlerine, başta Peygamber Efendimizin şahsı olmak üzere sahip olduğumuz tüm kutsallarımıza alçakça nasıl saldırdığını ekranlardan takip ettik.

**
Haliyle bu iğrenç saldırılar hem Müslümanlar, hem de inanca saygı duyan diğer insanlarca tepkiyle karşılandı. İslam'a karşı yapılan saldırılara tepki gösterenler 'Radikal Dinci' olarak lanse edilmeye devam ediyor. Yapılan provokasyonlar 'Sanat' olarak değerlendirilirken, provokatörler de 'Sanatçı' oluveriyor.

**
Kendilerine 'Sanatçı' payesi verilenler 'Sanat' adı altında Allah'a, Peygamberlerine, İslam'a dil uzatabiliyor. Ardından inancına küfrettikleri insanlardan saygı ve anlayış bekleniyor. Aynı film Türkiye'de de vizyona girdi. Toplumda karşılığı olan veya olmayan sözde sanatçılar, bilerek veya farkında olmadan toplumsal bir provokasyona adım attılar.

**
20 yıldır ülkeyi yöneten iktidarla ilgili herhangi bir görüş bildirmeden ticaretine bakanlar, hatta iktidar partisine mensup belediyelerin programlarında sahne alarak methiyelerde bulunanlar, bugün üzerlerinde bir baskı olduğundan bahsediyor.

**
Kimisi sahneye çıplak çıkarak kıyafet özgürlüğüne dikkat çekmeye çalışıyormuş. Kimisi sahnede sızıp kalana kadar alkol içerek dikkat çekmeye çalışıyormuş. Kimisi Peygamberlere hakaret ederek sanat yapıyormuş.

**
Tüm bunlar toplumun sinir uçlarını kaşıyan adımlar. Ben ilerde içlerinden birine veya birkaçına oyun dahilinde provokatif saldırı ve akabinde oluşturulacak bir mağduriyet edebiyatı bekliyorum. Çünkü Avrupa versiyonlarında genelde böyle oluyor. Filmin sonunda İslam (haşa) yobazlık, Müslümanlar da Radikal İslamcı Teröristler olarak dünyaya lanse ediliyor.

**
Türkiye'nin kaderini etkileyecek 2023 seçimlerine ellerindeki tüm kozları ve argümanları kullanarak hazırlanan, bu yolda her şeyi çarpıtıp, istismar eden bir yapı mevcut. Dikkatli ve uyanık olmak gerek. Selam ve dua ile kalın sağlıcakla.