Bu, neredeyse naklen izlediğimiz savaşa, zaten etki etme şansımız yok da, hiç olmazsa prensip olarak karşı çıkmak varken taraf tutmak gerekmez.
Rusya'ya karşı çıkarken ABD taraftarı olmak gerekmez.
ABD'ye düşman olacağım derken Rusya taraftarı olmak da gerekmez.
Rusya'ya kızayım derken Rus halkının düşmanı olmak da gerekmez.
Mesela Tolstoy ya da Dostoyevski'yi protesto etmek de gerekmez.
Batı, Müslüman göçmenlere çifte standart uyguluyor diye mazlum Ukraynalılara oh olsun demek gerekmez.
(Hele Türkiye ve Ürdün hariç diğer İslam ülkelerinin Müslüman göçmen kabul etmediği ve Müslüman göçmenlerin de göç için hep Batı'yı tercih ettikleri gerçeği ortada iken.)
Batı'nın tarihte yaptığı zulümleri dile getireyim derken Batı'nın dünyaya kazandırdığı değerlere karşı çıkmak gerekmez.
Düşmanlarımızın kötülüklerini konuşurken 'bizimkilerin' yaptığı kötülükleri görmezden gelmek de gerekmez.
Aslında her zaman her alanda o kadar çok gerekmeyen, yanlış olan, günah olan tavırlar görüyorum ki, bazen dehşete kapılıyorum.
Hele bunları güya eğitimli insanların, hak ve hakikat adına, İslam adına yaptıklarını görünce...
Bu Ukrayna Savaşı ile daha bir ortaya çıktı bu tezatlar.
Oysa ki...
Zulüm zulümdür, kimden geldiği önemli değil.
Yanlış yanlıştır, kim yaparsa yapsın.
Suç şahsidir, evlatlar babalarının, kimse kimsenin günahından sorumlu değildir.
Çifte standart her zaman ahlaksızlıktır.
İlkeli olmak o kadar mı zor?