SEKİZİNCİ BÖLÜM

M. Sarmış: Eyvallah hocam. Şimdi Kamberiye Mahallesine gelelim. Benim mahallem. Aslında o konuda ne biliyorsanız ben de bilmek isterim. Fakat öncelikle Kamberiye Camii hakkında bilgi verir misiniz? Çocukluğumun camisi. Birçok hatıram var.

C. Hündür: Önce caminin güney batısında bulunan okulun yerinden söz etmek isterim. Eskiden adı Şerif Özden İlkokulu idi, ne hikmetse sonradan değiştirdiler.

M. Sarmış: O konuyu iyi biliyorum. Adı dediğiniz gibi önceden Şerif Özden İlkokulu idi. Şerif Özden 40’lı 50’li yıllarda Urfa’nın en önemli eğitimcilerinden biri. 1968 yılında vefat etmiş, aynı yıl açıldığı için okula onun adı verilmiş. Ben de oradan mezunum. 2012 yılında eskiyen binayı yıkıp yerine daha büyüğünü yapmak üzere mahallenin zenginlerinden Eyyüp Koç’un oğulları ile Milli Eğitim Müdürlüğü arasında bir protokol imzalandı. Bu protokol gereği okula da “Hacı Eyyüp Koç İlkokulu” adı verildi. Kamuoyunun tepkisi üzerine Şerif Özden’in adı da Karaköprü’de bulunan “Başarı Ortaokulu”na eklendi. Ben o sırada İl Milli Eğitim’de müdür yardımcısı idim, o işlere bakıyordum. Olaylar öyle gelişti.

C. Hündür: Yazık olmuş ama neyse. Okulun yerinde daha önce genelev vardı.

M. Sarmış: Bir şey söyleyeyim. Hoş bir konu değil, şimdiye kadar yazıp yazmamakta tereddüt ettim, ama tarihe kayıt düşmek adına yazmak gerekiyor sanıyorum.

C. Hündür: Yazmak lazım.

M. Sarmış: Oranın öyle bir iş için kullanıldığını büyüklerimden duyardım. Mahalleli çok rahatsız olurmuş. Gece sarhoşlar gelir gidermiş, sesleri yakınlardaki evlerden bile duyulurmuş.

C. Hündür: Abdülkadir Özen’i tanır mısınız? Eski kitapçı.

M. Sarmış: Tabii. Oğlunu da bilirim; İbrahim Halil Özen. Kendisi ile babası hakkında röportaj yapmıştım. Rahmetli, Rafi Hafız ile beraber eski camilerin ihyası ve yeni camilerin yapımı için çok emek vermişler.

C. Hündür: Doğru. Ben de her ikisini iyi tanırım. Abdülkadir Abiden duymuştum. Derdi ki camide namaz kılarken genelev kadınlarının sesi caminin içine kadar gelirmiş.

M. Sarmış: Oranın ne zaman genelev yapıldığını biliyor musunuz?

C. Hündür: Cumhuriyet’in ilk yıllarında. Düşünebiliyor musunuz, caminin bitişiğinde umumhane yapılıyor.

M. Sarmış: Ne zamana kadar?

C. Hündür: 1946’ya kadar…

M. Sarmış: Ben okulun yapıldığı zamanları biraz hatırlıyorum. Yerinde daha önce vatandaşların oturduğu evler vardı. Eskiden bir hanmış. Adı bilinmiyor. Bir ara “gazhane” olarak da kullanılmış.

C. Hündür: Gazhane’nin asıl yeri, Kamberiye’nin kuzeyinde, şimdiki Ziraat Bankası’nın doğusunda idi. Oranın tümü mezarlık ve gazhanedir.

M. Sarmış: Gazhane oraya daha sonra taşınmış.

C. Hündür: Olabilir. Biliyorsunuz Ziraat Bankası’nın kuzeyindeki taş bina, şimdiki İl Kültür Turizm Müdürlüğü binası eskiden Numune Mektebi idi. Daha sonra Hükümet Binası oldu. Oraların hepsi eskiden Kamberiye Mahallesine dâhildi.

M. Sarmış: Şimdi Kamberiye’nin sınırı kuzeydeki Kadri Eroğan Caddesi’dir. Ziraat Bankası ve İl Kültür Turizm Müdürlüğü binası öbür tarafta Bamyasuyu Mahallesinde kalıyor.

C. Hündür: O cadde sonradan açıldı. Bamyasuyu Mahallesi de sonradan oluştu. Oralar daha önce Kamberiye’ye aitti.