Tüm İslam Aleminin Mübarek Kurban Bayramını Canı Gönülden Kutluyorum… Bayram denilince aklımıza mutlu olmak, sevmek, sevinmek, coşmak, eğlenmek gelir. Bayram'ın sözlükteki karşılığı: 'milli veya dini bakımdan önemi olan ve kutlanan gün veya günler' şeklinde tarif edilmektedir.

Milli bayramlarımız genellikle resmi kurum ve kuruluşlar tarafından bir program dahilinde çeşitli etkinliklerle ve törenlerle kutlanır. Dini bayramlarımızda ise resmi kurum ve kuruluşlarda tebrikleri kabul etme, nezaket ziyaretleri, vatandaşlarla bayramlaşma şeklinde kutlanır…

Vatandaşların kendi aralarında bayramlaşmaları genellikle sokakta, çarşıda kutlanır omuş. Karşılaştıkları tanıdık simalarla bayramlaşırlar. Resmi bayramlarda, 'bayramınız kutlu olsun' derler. Dini bayramlarda ise, 'bayramınız mübarek olsun' deyip, bazen tokalaşarak bazen de tokalaşmadan geçer giderler. Şayet samimi biri ile karşılaşılırsa hal hatırı da sorulur. Hatta bir kahvede oturulup bir çay veya kahve içilebilir…

Evet, ne yazık ki günümüzde bayramlar artık böyle sembolik şekilde kutlanır olmuş. Artık dost ve akrabaların bayramlarını mesaj atarak kutluyoruz. Komşularımızla kapıda karşılaşırsak bir merhaba der bayramını kutlarız. Samimiyetimiz var ise eve davet ederiz. Fakat çoğu, 'daha bayramlaşacak çok kişi var' şeklinde mazeret gösterip bir çayını içmeye gelmez…

Bayramlar artık dışarıda kutlanır oldu dedik. Ev ziyaretleri çok nadir yapılır. O da, genellikle Ana-Baba, hasta veya yaşlı kimseleri bir iki dakikalığına ziyaret edip, belki bir şekeri alınır ama çay veya kahve içmeye kalınmaz… Çoğunlukla da, büyükler küçüklerinin bayramına gider olmuş. Küçüklerin büyüklerini sormaları, yardımlarına koşmaları, en azından bayramlarda onlara hizmet etmeleri günümüzde pek adetten değildir artık...

Kırkını aşmış tüm vatandaşlarımız içinden, '-nerde o eski bayramlar' deyip, ahh çekiyorlardır mutlaka… Büyüklerin küçükleri sevdiği, küçüklerin büyükleri saydığı, sıla-î rahmin sünnet hatta vacip olarak bilinip akraba ziyaretlerinin ön plana alındığı, küskünlerin- dargınların barıştığı, düşkünlerin unutulmadığı, arkadaşlıkların kardeş, dostlukların sırdaş olduğu, insanların neşe dolduğu bayramlar nerede şimdi?…

Yine de ümitvar olalım…. İnşallah bir gün özümüze dönecek ve ecdadımızın izinden giderek kendimizi bulacağız, bileceğiz. 'Aslını inkar eden haramzadedir' diyen atalarımızın aslına döneceğiz. Hakkı hak bilip, batılı yerin yedi kat dibine gömeceğiz. Bayramlarımızı, hicretin ikinci yılından itibaren kutlandığı şekliyle neşe ve sevinç kaynağı olarak göreceğiz. Küskünleri barıştıran, adaleti oluşturan, haksızlığı soruşturan, kardeşliği pekiştiren millet olmayı başaracak, ayrıştıran değil, kaynaştıran olacağız…

Ümitvarım!… mutlaka kaybettiğimiz benliğimizi bulacağız. Her zaman ve her yerde başımız dik, alnımız ak olacak, gönlümüz insan sevgisi ile dolacaktır…

'Bırakma kalmasın yarına; hayallerini gerçekleştir yaşa bu gün
Her kese matem olsa da; aldırma hayat senin için bir düğün
Alttakilere bak! şükret haline; yukarıdakilerin niceleri oldu sürgün
Hep kendin ol, özenme ötekine; pembe bir rüyadır gördüğün...'

Bu duygu ve düşüncelerle nice nice bayramlar diler, Özlemini duyduğumuz Gerçek Bayramlara Kavuşmak Ümidiyle, Saygılar sunarım…