'Bir parça daha ye kurban olduğum. Sabahtan beri bir şey yemedin.'
Odaya girdiğim zaman orta yaşlı kadın oğluna böyle deyip yalvarıyordu.
Sakalları çıkmaya başladığına göre ergenlik döneminde olan çocuğun gözleri baygın. Sürekli açık ağzının kenarlarından yoğun salyalar akıyor.
İçim hüzünle doldu.
'Merhaba' dedim. Ve gayrı ihtiyari 'Nasılsınız?'
Çocuğu göstererek 'Ah hocam! Nasıl olayım?' dedi. Üzüntü yüzünde tabii hale gelmiş.
Oturdum.
'Allah kolaylık versin.'
'Sağolun hocam.'
Sonra o konuşacak birini bulmaktan memnun, anlatmaya başladı. Ben de dünden razı olarak dinledim.
Anlattı, anlattı...
Kim bilir şimdiye kadar kimlere kaç defa anlatmıştı?
'Eşim vefat edince ailem bırak memlekete gel dedi ama gitmedim. Seviyorum Urfa'yı. Altı yıldır Engin'le başbaşa yaşıyoruz.'
'İlk yıllarda çok zoruma giderdi. Ne yalan söyleyeyim, isyan ettiğim zamanlar da oldu. Allah beni affetsin. Sonra alıştım. İmtihanım dedim. Varım yoğum o. Çok seviyorum. Onsuz ne yaparım bilmiyorum.'
Alttan alta gururun da hissedildiği yüzü iyice bulutlandı. Başını yavaşça yana eğdi.
Sonraları kendi kendime üç maddeye ayırdığım, kafamdan çok kalbime nakşolan o cümleler döküldü dudaklarından:
'Bir tesellim var: O bu halinin farkında değil. Yoksa bu acıya dayanamazdı.'
'Son zamanlarda kafama taktığım büyük bir üzüntüm var. Artık büyüdü ya, ondan... Diğer çocuklar gibi evlenemeyecek, baba olamayacak... Dayanamıyorum.'
Ağlamaya başlamıştı.
'Bir de gittikçe büyüyen bir korkum var: Ben daha önce ölürsem, onun hali nice olur?'
O annelerin çoğunun böyle bir korkusu olduğunu duymuştum.
Kadın daha sonra beni dehşet içinde bırakan o sözleri söyledi:
'Bir şey soracağım hocam. Nasıl dayanırım bilemiyorum ama bu yüzden onun benden önce ölmesini istiyorum. Doğru mu? Günah olur mu?'
Boğazım düğümlendi. Gözlerime yaşlar hücum etti. Konuşamadım.
Sonra o benden daha güçlü çıktı.
'Sizi de üzdüm hocam. Kusura bakmayın.'
Utanıp ben de kendimi toparlamaya çalıştım:
'Siz çok iyi bir annesiniz' dedim. 'Öylece devam edin. Gerisini de Allah'a bırakın. O'na güvenin.'
O kadını dinleyince, imanın ve güvenin ne kadar önemli olduğunu daha iyi anladım.