İnsanoğlu çoğunlukla hatalarıyla yüzleşmekten kaçınır. Özeleştiri mekanizmasıyla tanışmayan veya bu mekanizmayı kullanmaktan kaçınan bireyler, başlarına gelen her olumsuzluğu başka bir sebebe bağlamaya yönelir.
**
Mesela dolandırıcılık vakalarında bu eyleme maruz kalan vatandaşların tedbirsizliklerine şaşıp kalıyoruz. Birey elinde bulundurduğu değerin muhafazası ile de sorumlu değil midir? Hırsız kadar hırsıza davetiye çıkaran tedbirsizlikler de kusurludur.
**
Hasta olan bir bireyi düşündüğümüzde de benzer bir yola çıkabiliyoruz. Kalıtımsal ve genetik faktörleri çıkardığımızda vücudunu hor kullanan, sağlığına dikkat etmeyen her bireyin hasta olması beklenen bir durumdur. Yani, 'Allah'tan geldi' savunması bir 'Sebebe bağlama' hamlesidir.
**
Doğal afetlere tanıklık ediyoruz. Örneğin dere yatağında ev yapan birinin sele maruz kalması kaçınılmaz bir sonuçtur yine. Yahut temel masrafından kaçınmak için tarım arazisine bina diken bir müteahhidin binası, orta büyüklükte bir depremde yıkılır.
**
Trafikte örnek bulmak çok kolaydır. Kırmızı ışıkta durmuyorsan, karşı yönden gelen araçla kaza yapman beklenen bir sondur. Takip mesafesi bırakmıyorsan ani bir frende öndeki araca çarparsın.
**
Bir çiftçinin tarlasına ektiği ekinleri sulamadan, ilaçlamadan ürün kaldırması beklenmez. Hayatın her alanında olan bu durum devlet idaresinde de böyle değil midir… Toprağa gömülen liyakatin arkasından Fatiha okurken, gelecek nasıl aydınlık kalır? Selem ve dua ile kalın sağlıcakla…