Uygulanan ve uygulanmayan kanunlar uzun yıllardır tartışma konusu. Verilen kararlar çoğu zaman kamu vicdanını tatmin etmiyor. Eminim son günlerde gündemde olan Kadir Şeker olayını çoğunuz duymuş ya da okumuşsunuzdur.

**
Kadir; bir akşam kütüphane çıkışında bir kadının darp edildiğini görüyor ve aslında bütün insanların yapması gerekeni yapıp şahit olduğu şiddet olayına müdahale ediyor. Görgü tanıklarının ifadelerinde belirttiğine göre kadını darp eden şahıs Kadir'e saldırıyor. Kadir, saldırı karşısında cebinde bulunan meyve bıçağını çıkarıyor ve yaşanan boğuşma sonrası kadını darp eden şahıs Kadir'in elindeki bıçağın üzerine düşüyor. Kalbine aldığı yara sonucu olay yerinde ölüyor.

**
Yaşanan bu olay günlerdir tartışılıyor. Kasten adam öldürme suçundan tutuklu yargılanan Kadir Şeker'in içine düştüğü durum sosyal medyada büyük yankı uyandırırken, görüş bildiren vatandaşların çoğu, Kadir'in vicdan sahibi bir insanın yapması gereken bir müdahaleyi yaptığını savunuyor.

**
Diğer bir kesim ise olaya müdahale etmemesi gerektiğini belirterek, Kadir'in göründüğü kadar masum olmadığını elinde bıçağın ne aradığını sorguluyor. Olayın başrollü şiddet gören kadın ise ilk ifadesinde Kadir'in kendisini korumaya çalıştığını, hadisenin de diğer görgü tanıklarının anlattığı gibi boğuşma esnasında yaşandığını dile getirmişti.

**
Sonra bu ifadesini değiştirerek; kendisini darp eden şahsı çok sevdiğini, bu nedenle 3 çocuğunu terk edip onunla yaşadığını, 19 suç kaydı bulunan sevgilisinin esasında iyi biri olduğunu, Kadir'in yanlarına bıçakla yaklaştığını aktardı.

**
Öncelikle olay hala yargıda ve dava süreci devam ediyor. Tanıklar dinleniyor. İnsanlar sosyal medyada görüşlerini dile getiriyor. Ben de hukuki anlamda olmasa da bir kadın olarak vicdanımla bu olay hakkında hissettiklerimi söyleme ihtiyacı duyuyorum.

**
Eski kocası tarafından kızının gözü önünde boğazı kesilerek katledilen Emine Bulut'u unutmadık. Ülkemizde kadın cinayetleri, taciz ve tecavüz vakalarında en çok eleştirilen konulardan biri de şahit olan insanların tepkisiz kalması, müdahalede bulunmaması.

**
Kadir seyirci kalmadı. Bana ne demedi. İzlemedi. Susmadı. Gördüğü bir yanlışı düzeltmeye çalıştı. Haksızlığa uğrayan zayıf birini savunmak istedi. Üstelik bu zayıf kişi bir kadındı. 3 çocuğunu terk edecek kadar zayıf bir kadın!

**
Dava nasıl sonuçlanacak bekleyip göreceğiz. Ama şunu da belirtmek gerekir ki insanlar artık ne yapacağını da şaşırır hale geldi. Bir kadın şiddet görürken, cinayete kurban giderken ne yapmalı? Yaşanan bu anlık olaylar karşısında saldırgan kadını öldürene kadar emniyet güçlerinin gelmesini mi beklemeli?

**
İnsanlar artık korkmayacak mı? Suçlu duruma düşmekten… Birine el uzatırken 40 defa düşünmeyecekler mi? Gelelim işin diğer bir boyuta. Öncelikle hiçbir kadın şiddeti ve zorbalığı hak etmiyor. Bunu belirtmek isterim.

**
Ama bu olayda Kadir tarafından kurtarılan kadın, değiştirdiği ifadelerle ve ifadelerin içerikleriyle adeta 'İyilikten maraz doğar' dedirtiyor. Yaptığı son açıklamada kendisini kurtaran insanı yakmaktan çekinmiyor.

**
Uzun lafın kısası her yönüyle ironiler zinciri içeren bu olayda mahkeme hala devam ediyor. Umarım adil bir karar çıkar. Tacizcilerin, tecavüzcülerin, hırsızların kravat taktıkları için mükafatlandırıldığı, suç makinelerinin 'iyi hal' ile salındığı ve milletin başına yeniden bela edildiği adalet anlayışımız, Kadir'in yolunu ne yönde çizecek?