Edep; 'Bir toplumda örf, adet, ve kural halini almış iyi tutum ve davranışlar veya bunları kazandıran bilgi anlamında kullanılan terim' olarak nitelenir. (TDV İslam Ansiklopedisi, Edep md., c. 10, s. 412)

Dilci Zebîdî, edebin, ' terim olarak, insanlar içinde eğitilmiş kişinin (edîb) eğitimle (te'dîb) kazandığı durum' demek olduğunu belirtir. (a.g.e.)

Muhammed b. Tayyib el-Fasî, edebi, 'ona sahip olan kişiyi küçük düşürücü durumlardan koruyan meleke' diye tarif etmiştir.

'8nci yüzyıldan itibaren yazılmaya başlanan edep kitaplarında bu terimin iyi bir eğitimle kazanılmış karakter disiplini, takdire değer hareketler, toplum içinde çeşitli kesimlerin birbirlerine karşı takınmaları gereken ve daha sonra 'adab-ı muaşeret' denilecek olan medenî ve ahlakî davranış tarzları ve bu hususlarda gerekli olan pratik bilgiler hakkında kullanıldığı görülür.' (a.g.e.)

Savaşlar, terör, ekonomik darboğaz, işsizlik, göç vb. olağanüstü olaylar yaşanırken, akıntının dışına çıkıp, 'nereden başlamalıyız?' sorusuna 'eğitimle' diyebiliriz.

Tarihin hiçbir döneminde kötülükler eksik olmadı. İnsan; zamanı kokuttu, zemini kirletti.

Para, silah, teknolojik üstünlüğe sahip; 'Tanrısız ve adaletsiz' ideolojisini yeryüzünün dört bir yanına egemen kılan Batının gölgesinde yaşıyoruz.

Temel değerlerine güvenini yitirmiş, yenilmiş insanlar ve toplumlar olarak galipleri taklit ediyoruz.

Şeytan ve kötülükler karşısında mücadele, Hakkı merkeze alan eğitimden geçmektedir.

Önce inanacağız…

Dünyayı değiştirmek kendimizi değiştirmekten geçer. Yanlış düşünce, inanç, tavır, hareket sorgulaması yapacağız, gücümüz yettiğince yollarımızı ayıracağız, ayrışacağız.

Kendimize soralım: '24 saatimiz nasıl olmalı?'

Çok uyuyor, çok yiyorsak azaltmaya çalışalım. Günde iki öğün yemeye gayret edelim.

Bilip bilmediğimiz her konu hakkında fikir beyan etmeyelim.

İnsanlarla konuşurken 'hanımefendi, beyefendi' hitaplarını kullanalım.

Bizimle konuşan kişiye tam dönelim, sözünü kesmeden, dikkatlice dinleyelim.

Konuşmalarımızda argolu, küfürlü tabirlere yer vermeyelim.

Kalabalık bir ortamda biriyle gizli konuşma, kaş göz işareti yapmayalım.

İnsanlara karşı düşüncelerimizi yüzlerine söyleyelim; arkadan çekiştirmeyelim, gıybet yapmayalım.

İnsanlara bize ait olan kelimelerle selam verelim,

Yüzyüze, telefonda, genel ağ'da (internet) ne konuştuğumuza dikkat edelim.

Gençler yaşlılara, yaşlılar gençlere nasıl sesleniyor? Hiç dikkat ettiniz mi?

Kıyafetimize, oturup kalkışımıza itina gösterelim.

Kurallarına uygun cümleler kuralım, ne olduğu belli olmayan kısaltmalar yapmayalım.

Şahsî temizliğimize dikkat edelim, kimseyi rahatsız etmeyelim.

Uygun olmayan zamanlarda kimseyi aramayalım.

Eleştireyim derken hakaret dolu cümleler kurmayalım.

Hangi mantıkla olursa olsun yalan söylemeyelim.

Menfaat için riyakarca tavır göstermeyelim.

Başkasının hoşuna gitmeyecek tiksindirici şeyler yapmayalım.

Toplum içinde ayak ayak üstüne atmayalım.

Davet edilmeden bir yere yemeğe gitmeyelim.

Hastaları ziyaret edelim, cenaze merasimlerine katılalım, davete icabet edelim.

Misafirleri kapıya kadar uğurlayalım.

İnsanlarda kusur arama peşinde olmayalım.

Allah için yardımlaşalım, yardımları gizli yapalım.

Mahiyeti ne olursa olsun iyi işleri küçük görmeyelim.

İnsanlar arasında laf getirip götürmeyelim.

Üstümüze vazife olmayan işlere karışmayalım.

Cahil insanlarla tartışmayalım, haklı bile olsak vazgeçelim.

Eş, dost, arkadaş, akraba; kimseye sıkıntı vermeyelim.

İnsanlara saygılı olalım; tabiata ve diğer canlılara iyi davranalım.

Kötü söz söylemekten, lanet etmekten kaçınalım.

İnce kalpli, merhametli, iyilik yapmayı arzu eden, kin tutmayan, alay etmeyen bir insan olmak için gayret edelim. Yaptığımız iyilikleri, bize yapılan kötülükleri unutmaya gayret edelim.

Unutmayalım: Merhamet medeniyeti, kendi ahlak ve kültür kodlarına göre mayalanmış kişi ve toplumlar tarafından inşa edilebilir.

11.01.2019

Mehmet Yavuz AY

www.hertaraf.com