Aylar önce Suriyeli sığınmacılardan " Tel Abyad'ta halk, PYD'nin gelip kendilerini topraklarından sürgün etmesinden korkmaktadır." söylentisini duyduğumda irkilmiştim. Zira böyle bir işgalin neleri tetikleyeceğini tahmin etmek zor değildi.
Suriye devriminin başladığı günden beri, Laik Kürtleri temsil eden PYD silahlı örgütün yıllarca Kürtleri insan yerine koymayan, onlara bir kimlik vermeyi bile çok gören Esat rejimiyle iş tuttuğuna şahit olmuştuk. Ancak Kürt halkın haklarını Sosyalist bir ideoloji üzerinden sağlamaya çalışan bir örgütün Kapitalizmin öncülüğünü yapan ABD ile iş tutacağı şeytanın aklına bile gelmezdi. Bu taşeronluğa, Aynelarap veya uyduruk ismiyle Kobani'de ABD uçaklarının İŞİD mevzilerini bombalarken şahit olduk.
Fakat yine de iyi niyetimizden olacak ki; bunun lokal bir durum olduğunu düşünmüştük. Lakin PYD'nin ABD uçaklarının eşliğinde hem de Kürtlere ait olmayan bir bölge olan Tel Abyad'ı işgal etmesi her şeyi orta yere sermiştir. İlk günden beri Esat rejimi ile olan ortaklığında alan hakimiyetine oynayan PYD'nin büyük ortağının kim olduğunu ortaya çıkarmıştır. İlk günden beri Esat'ın gitmesine ancak Rejimin ayakta kalmasına çalışan ABD'nin bölgeyi daha uzun süre sömürmek için yeni işbirlikçilerini çoktan bulduğuna acı içinde şahit olduk.
Öngörüsüne güvendiğim bir dostumun bir zamanlar kurduğu şu sihirli cümle aklıma geldi: "Bir halka düşman olarak ABD dostluğu yeter!"
Evet! Bu coğrafyanın halkları "Amerika katil katiiil! Katil katiiil Amerika! " türküleriyle büyüdü. Bu coğrafyanın halkları bir asra yakındır dünyanın jandarmalığına soyunan ABD'nin Orta Doğu halklarına nasıl kan kusturduğunu bir bir yaşayarak gördü. Her halk kadar Kürt halkı da ABD'nin dünyaya dayattığı sömürü düzeninin farkındadır. Mağduriyetini ABD gibi zalim bir evrensel güç üzerinden telafi etmesini düşünecek kadar alçalmayacağına ve eni konu Amerika ile iş tutan PKK ve PYD'ye isyan edeceğine kuşku yoktur.
Bu coğrafyada yaşayan Arap ve Türk halklarıyla birlikte asırlarca tevhit amentüsünün bayraktarlığını yapan Kürt halkı Laik bir amentü ile ABD gibi zalim bir gücün menfaatinin bekçiliğini yapamaz! Sicili temiz bu halk bu kadar ağır bir vebali kaldıramaz! Hiçbir güç bu halkı böyle bir vebali sırtlamaya sürükleyemeyecektir. Böyle bir vebal sırtlanarak mağduriyet giderilmez.
Nitekim geçen Pazar günü şahadetini yıl dönümünü idrak ettiğimiz merhum Şeyh Said, Hilafetin ilga edilmesiyle Orta Doğu halklarının nasıl bir girdaba sürükleneceğini yakinen bildiği için buna isyan etmişti. Aynı isyanı bugün Kürt halkını zalim ABD'nin iş ortağı yaparak bölgede sonu gelmez maceralara sürükleyen ırkçı hareketlere karşı başlatmak gerekmez mi? Zira Hilafetin ilgası bir kırılmaydı. Gerçek şu ki laik yöneliş ve ABD taşeronluğu ise yoldan çıkmadır.
Bir Kürt olarak bende diyorum ki:
ABD taşeronluğuna hayır!
Avrupa'nın öğretilerine hayır!
Laik amentüye hayır!
Irk eksenli tefrikaya/ayrışmaya hayır!
İslam ile savaşmaya hayır!
İŞİD yöntemi üzere kurulan Hilafete hayır!
Bütün bu fitne ve kan dolu sapmalara son verip İŞİD belasını ortadan kaldırarak coğrafyanın bütün halklarına onurlu bir hayat bahşedecek olan nübüvvet metodu üzere Hilafete evet!